İstanbul Tekerlemeleri

Çoğunluğu çocuk dünyasının ürünü olarak kabul edilmekle beraber yaşamın her safhasında karşımıza çıkan tekerlemeler; kafiyeli, kimi zaman de...

Çoğunluğu çocuk dünyasının ürünü olarak kabul edilmekle beraber yaşamın her safhasında karşımıza çıkan tekerlemeler; kafiyeli, kimi zaman değişik sayıdaki hece ve mısralardan kurulmuş olarak görülür. Tekerlemelerde esas olan kelimelerin bir “oyun” meydana getirmesidir. Söylenmesindeki zorlukla beraber onunla meydana getirilen kafiye, cinas, aliterasyon ve başka unsurlarla elde edilmiş uyum önemlidir. Söylenilmeleri esnasında bir ezginin eşlik etmiş olduğu ya da bir takım hareketlerin yapıldığı örnekler de vardır.


Bu tekerlemelerin bir kısımı halk edebiyatından çok âşık ve tekke edebiyatları şeklinde anonim olmayan dallarla ilgilidir. İstanbul’da örneği en fazla görülen oyun tekerlemeleri, “yanıltmaca” ismi da verilen söz canbazlığına dayananlar merasim ve masal tekerlemeleridir.


Oyun tekerlemeleri bütünüyle çocuk dünyasının ürünüdür. Günümüzde de küçük oranda biçim, fakat daha çok mevzu değiştirmiş olarak görülmektedir. Bunların bir kısımı, oyunun bir parçası olmakla beraber, oyundan ilkin ebe seçimi için söylenilenleri de vardır. “Sayışmaca” ismi verilen bu tekerlemelerin çoğu zaman son kelimesi ya da kelimeleri sayışma dışı duracak olanlara işaret eder. Evlatların, birbirlerini kızdırmak için söylediği tekerlemelere de ayrıca yer vermek gerekir.


İstanbul’da dikkati çeken tekerlemelerin başlangıcında törenlerle ilgili olanlar gelmektedir. Eski yaşamın ayrılmaz parçası olan eğlenceler ile günün ya da mevsimin belirgin baslı törenlerinde söylenilen tekerlemeler bugün sayıca azalmış mevcuttur. Ahmed Rasim’in verdiği örnekler içinde bugün dahi söylenenler vardır. O tekerlemeleri, “kubbeli yalan” olarak adlandırmakta ve bunlardan biride zevk almayan kişinin olamayacağını anlatmaktadır.


Her insanın bilmiş olduğu, yağmurun yağmasıyla ilgili. Yağmur yağıyor, seller akıyor/Arap kızı damdan bakıyor, şeklinde söylenen tekerlemenin devamı, bugün unutulmuş gibidir: Altın otomobil, gümüş tekerler/Ver Allah ım ver bir kızgın güneş.


Buna karşılık şu tekerlemeler hâlâ söylenmektedir: Deli deli tepeli/Kulakları küpeli.


Fış fış kayıkçı / Kayıkçının küreği/Tıp tıp eder yüreği / Akşama fincanböreği…


Ahmed Rasim’in Kent Mektuplarında yer verdiği bir perdelik komedide, iki çocukla ebe hanımın konuşmaları, tekerlemeler şeklindedir. Örnek tekerlemeyi, iki çocuk beraber anlatmaktadır: Ambarlar hep açıldı/Alaca boncuk saçıldı/Alaca özgü boncuk/ilik düğme kaytancık / Astar terzi diktiği / Yengem hanım giydirilmiş olduğu / Gidip Şam ‘a varasın/Kızlara helal edesin /Ey kız taşı kız taşı / Yüzüğün elmas taşı /Senin baban bey ise/Bana ait babam subaşı / Subaşının gelinciği / Ayvalık ‘m bürümcüğü/Salmasın göreyim / Sırma saçın öreyim /Atlara bindireyim /Köylere göndereyim.


Günümüz çocuk oyunlarında sayışmacalar âdeta oyunun ayrılmaz bir parçası gibidir. Dağarcığında bunlardan biride fazlaca bulunduran çocuklar her oyunda bir başkasını söyleyebilirdi: Ne ne Nermin’i/Çok yeme peyniri / Peynir seni öldürür/Cehenneme götürür/ Cehennemin kapıları /İstanbul’un cadıları / Ik mık /Karakedi sen oyundan çık.


Evlatların birbirlerini kızdırmak için söyledikleri tekerlemeler, uydurulan kafiyeli sözlerle minik düşürücü ya da alaycı sözlerin şiirimsi bir havaya sokulmasıyla oluşmaktadır: Sadiye sandaliye / Çıtır çıtır kurabiye / Babam cam iye gitti / Caminin kapısı kitli/ . . . .’nın başı bitli.


İbrahim indik/Eşeğine bindik/Eşeğinden indik/İbrahim e bindik.



folklorİstanbul masallarında bulunan tekerlemeler, genel mealde Türk masallarında yer edinen tekerlemelerden farklılık göstermez. Bir İstanbul masalını sırasıyla “masal başı” (kısaca tekerlemesi), “masalın kendisi” ve “masal sonu” olarak bölümlere farklı kılan N. Tezel, İstanbul’dan derlediği bir tekerleme metnini de yayımlamıştır. Bu tekerlemeleri. M. H. Bayrı’nın da belirttiği uzunluk kısalık sınırlamasından çok, mütevazı ve süslü olmaları açısından ele alabilmek daha doğru olur. Derlemeye dayanan metinlerden yola çıkarak masal tekerlemeleri şöylece sınıflandırılabilir:


folklorİstanbul masallarında bulunan tekerlemeler, genel mealde Türk masallarında yer edinen tekerlemelerden farklılık göstermez. Bir İstanbul masalını sırasıyla “masal başı” (kısaca tekerlemesi), “masalın kendisi” ve “masal sonu” olarak bölümlere farklı kılan N. Tezel, İstanbul’dan derlediği bir tekerleme metnini de yayımlamıştır. Bu tekerlemeleri. M. H. Bayrı’nın da belirttiği uzunluk kısalık sınırlamasından çok, mütevazı ve süslü olmaları açısından ele alabilmek daha doğru olur. Derlemeye dayanan metinlerden yola çıkarak masal tekerlemeleri şöylece sınıflandırılabilir:


a) “Mütevazı (düz) tekerlemeler” ismi verilebilecek masalı başlatmayı amaçlayan tekerlemeler; b) Mütevazı (düz) tekerlemelere eklenen, ona renk katan, dinleyiciyi masaldaki inanılmaz vakalara hazırlayan “süslü tekerlemeler”.


Masalların bitişleri de. tıpkı başlamaları şeklinde kendine özgü ifadelerle, kalıp sözlerle olur. Fakat bir çok anlatıcı, tekerleme söylemede gösterdiği talep ve ilerlemeyi bitişte gösteremez. Çünkü, bundan böyle masal bitirilmiştir, dinleyicide merak ve coşku kalmamıştır. N. Tüzelin HBH’de yayımladığı İstanbul masallarında görülenler de bu şekilde örneklerdir: “… Kırk gün kırk gece düğün yapmışlar. Onlar ermiş muradına, bizler çıkalım kerevetine”.


“Onlara masal, bize sıhhat: onlara kömür, bize yaşam. Gökten düştü üç elma; birisi bana ait, birisi bu masalı söyleyenin, birisi de dinleyenin.”


“Meşhur darbımeseldir; iyilik eden iyilik bulur: fenalık eden fenalık bulurmuş.”


Bibi. X. Tezel. İstanbul Masalları. İst.. 1938: ay. “Türk Halk Edebiyatında Masal”. Türk Dili. XIX. S. 20″ (1 Aralık 1968). s. 44 -45″: Bayrı. İstanbul Folkloru. (1972). 81-83: P. X. Boratav. Le – Tekerleme”. Paris. 1963: ay. 100Soruda Türk. Halk Edebiyatı. İst., 1973. s. 145162; H. Özdemir. “Tekerleme”. TA XXXI (1982). s. 36-38: B. Türkiçin. “Çocuk Oyunları ve Tekerlemeleri”. Boğaziçi Üniversitesi Halkbilim Yıllığı 1974, İst., 1974, s. 48-131; A. Çelik. “Ahmet Rasim’in Eserlerinde Halk Kültürü Unsurları.” (Mustafa kemal atatürk Üniversitesi Toplumsal Bilimler Enstitüsü, yayımlanmamış doktora tezi), 1993. s. 593-596.’


SAİM SAKAOĞLU

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: İstanbul Tekerlemeleri
İstanbul Tekerlemeleri
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/03/folklor-8.png
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/istanbul-tekerlemeleri.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/istanbul-tekerlemeleri.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content