soru basit kaka neden oluşur.(basitçe açıklama vermeseniz yani maddeler halinde söyleseniz) Dışkı hayvanların sindirim artıklarınd...
soru basit kaka neden oluşur.(basitçe açıklama vermeseniz yani maddeler halinde söyleseniz)
Dışkı
hayvanların sindirim artıklarından oluşan ve anüs yoluyla vücuttan atılan artık madde.
Dışkıların doğadaki işlevleri çok önemlidir.
Sindirim olaylarında gün boyunca yenilen besinler ağızdan başlayan zorlu bir yolculuk yapar. Sindirim sistemindeki bu yolculuk sırasında vücut gereken besinleri alır ve geriye artıklar kalır. Artıkların dışarı atılmasıyla yolculuk son bulur. Bu olaylar pek çok hayvanda benzer biçimde gerçekleşir. Bununla birlikte türlerin birbirinden farklı pek çok özelliği vardır.
Yarasalar ve memeliler dışkılarını ve idrarlarını ayrı yerlerden atarlar. Bu canlıların hem dışkılayacakları bir anüsleri hem de idrarlarını yapabilecekleri bir idrar yolları vardır. İskeleti olan tüm öteki hayvanlarınsa, kuşlarda olduğu gibi (kloak adı verilen) tek bir çıkış yeri vardır. Kuşlar, her zaman dışkılayabilirler.
Bütün hayvanlar, mantarlar ve bakteriler işbirliği halinde doğayı dışkıdan temizlerler ve besinleri toprağa yeniden kazandırırlar. Bu canlıların çoğunun amacı aslında ortalığı temizlemek değil, kendine besin sağlamaktır; ama sonuç olarak doğanın dengesi de korunmuş olur.
İnsanlara gelince, onlar uzun zamandır dışkılarını büyük borularla ırmaklara, göllere, denizlere döküyorlar, ama bu uygulama suların kirlenmesine yol açıyor. Bu yüzden bundan yavaş yavaş vazgeçiliyor ve lağım suları, bakteriler yardımıyla enerji elde edilebilecek ya da yeniden kullanılabilecek hale getirilmeye çalışılıyor.
Dışkı yalnızca denizlere dökülmeyip değerlendirilebilecek bir doğal ürün. Yeniden doğaya bırakıldığında ağaçların, tahıl ürünlerinin, çiçekli bitkilerin daha çok gelişmesini sağlar. Daha çok bitki de daha temiz hava, daha bol oksijen demektir. Dünyada pek çok yerde topraklar çölleşmeye başlamışken, enerji ları tükenirken bu gibi artıkların değerlendirilmesinin zamanı gelmiştir. Uzunburunlu fare kangurularını örnek alarak "dışkı çevriminin" sürdürülmesini sağlayabiliriz.
Kaka çoğunlukla bakteriden oluşur, yiyecek atığından değil.
Kakanın vücuttaki yiyeceklerin sindirildikten sonra ortaya çıkan atıkları olarak düşünmek kulağa hoş gelebilir.
Evet, gerçekte bu katı atıklar vardır fakat içindeki suyu çıkarttığınızda kakanızın yaklaşık %80'i bağırsaklarınızda yaşayan ve yiyecekler bağırsaklarınızdan geçerken onlara tutunan bakterilerden oluşmaktadır. Kakadaki bakterilerin çoğu yaşamaktadır sadece birkaçı cansızdır, bunlar zaten yediğiniz besinlerle beslenip kısa süre sonra ölürler.
Ama sadece bakteriler değil, kakanızda bitkilerdeki selüloz gibi sindirilemeyen maddeler de bulunur. Ayrıca kakanızın bağırsak duvarlarından yırtılmış hücreler de bulunur. Ve tabii ki su.
Kaka içinde ölü kırmızı kan hücreleri ve safra olduğu için kahverengidir.
Dışkınızın renginin sebebi içindeki stercobilin isimli kimyasaldır. Bu iki şekilde dışkıyla karışır: ölü kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobinin yan ürünü olarak ya da safra kesesinin salgıladığı sıvıyla.
İçinde stercobilin olmadan dışkı gri ya da beyaza benzer bir renkte olacaktır. Bu karaciğerinde bozukluk olan hastaların açık renkli dışkılarından gözlemleyerek söylenebilir.
Dışkının diğer renkleri birer hastalık belirtisi olabilir. Yeşil kaka parazit enfeksiyonu veya pankreas kanserinin habercisi olabilir. Siyah ya da koyu kırmızı dışkı sindirim sisteminin üst taraflarında meydana gelen bir kanamanın işareti olabilir. Yeşil dışkı da başka bir enfeksiyonun belirtisi olabilir. Eğer kakanız maviyse büyük ihtimalle yediğiniz yiyeceklerden lıdır.
Kadın ve erkeklerin kakaları farklıdır.
Bazı anatomik farklılıklar yüzünden kadın ve erkeklerin sindirim sistemleri farklı çalışmaktadır. Bu farklılık o kadar önemlidir ki doktorlar kolonoskopi yardımıyla kişilerin midelerini inceleyerek cinsiyetlerini bilebilmektedirler.
Başlangıç olarak kadınların leğen kemiği boşluğu erkeklerden daha geniştir, bu yüzden iç organları da daha büyüktür. Dolayısıyla kadınların kalın bağırsakları erkeklere oranla biraz daha aşağıda ve biraz daha uzundur. Son olarak erkeklerin karın duvarları kadınlara oranla daha güçlü ve serttir böylece sindirim sistemleri kadınlardan daha etkindir.
Bu yüzden kadınlarda yiyeceğin sindirim sisteminden geçip vücuttan atılması erkeklere oranla daha uzun ve yorucu bir iştir. Bu yüzden çoğu kadın şişkinlik sorunu yaşar. Erkeklerde ise bu durum yoktur.
İdeal kaka tek parça halinde suda batan kakadır.
Tek tür ideal kaka olmamasına rağmen sağlıklı bir sindirim sisteminin bazı belirgin özellikleri vardır.
Bazı doktorlar haftada 3 kez dışkılamanın yeterli olacağını söylese de her gün dışkılama pozisyonunda durulmasının faydalı olduğu da diğer doktorlar tarafından ifade edilmektedir.
Normal şartlar altında dışkının kolaylıkla, neredeyse hiçbir çaba sarf etmeden, vücuttan atılması gerekir. Ayrıca tek veya iki parça halinde olmalı ve baş ve işaret parmakları bileştirildiğindeki gibi yuvarlak olmalıdır.
Son olarak kaka yüzmemeli, batmalıdır. Yüzen kaka büyük ihtimalle zayıf besin emilimi ya da fazla gazın işaretçisidir.
Eğer kakanız burada anlatıldığı gibi mükemmel değilse bu hasta olduğunuz anlamına gelmez. Aynı zamanda yeterince lif almadığınızın ya da bağırsak floranızın mükemmel olmadığı anlamına gelebilir.
Bağırsak bakterileri ve lif iyi bir kaka için gereklidir.
İyi bir kaka için gerekli olan şey bağırsak bakterileri için sindirilemeyen besin larıdır. Lifler ve selülozlar dışkıyı miktar bakımından artırdıkları için dışkılamaya katkı sağlarlar.
Çeşitli türlerde büyük bir bağırsak bakterisi familyasına sahip olmak insanlar için yararlıdır. Ancak yüksek dozda antibiyotik kullanımı bu bakterileri olumsuz etkilemektedir. Araştırmalara göre ciproflaxin maddesi bir doz alındığında bile bağırsaklardaki bakterilerin üçte birini öldürebilmekte, daha kötüsü bazı insanlarda bu bakteriler bir daha yerine gelmemektedir. Probiyotik ürünler ise sadece tek çeşit bakteri içerdikleri için floradaki çeşitliliğe katkıda bulunamamaktadırlar.
Bağırsak bakterilerinizi öldürmek birçok soruna yol açabilir. Örneğin C. dfficile bakterisi zararlı bir bakteridir ve bağırsak bakterilerimiz olmadığında tomurcuklanıp vücuda yayılma şansı bulur. Büyük yüzden antibiyotik kullanmadan önce iki kez düşünmekte fayda var.
Kakanızda mısır tanesi görürseniz bu selüloz yüzündendir.
Bu aslında oldukça basittir. Mısır tanesinin dışı tamamen selüloz olduğu için insan vücudunda sindirilemez. Bu yüzden iç tarafı sindirilen mısır tanesinin kabukları dışkıda görülebilir.
Bu aslında diğer bitki parçaları için de geçerlidir. Örneğin lahana kökü de mısır kabuğu gibi sindirilemez fakat mısırın parlak sarı kabuğu lahanadan daha kolay fark edilir.
Eğer vücudunuza giren besinlerin ne kadar süre vücutta tutulup ardından atıldığını merak ediyorsanız mısır kabukları bu iş için biçilmiş kaftandır.
Farklı bölgelerdeki insanların kakaları farklıdır.
Farklı yiyeceklerin farklı kakalara yol açması çok büyük bir sürpriz değil fakat modern dünyadaki insanlar eski Batı diyeti yapan insanlardan daha farklı dışkılar. Sebebi ise vücuda alınan liflerin miktarıdır.
Amerika'daki vejetaryenler ve gelişmekte olan ülkelerde yaşayan insanlar tarafından sıkça uygulanan bir diyet olan lif ağırlıklı beslenme daha büyük ve daha fazla dışkılamaya sebep oluyor. Böylelikle kaka yapmak kolaylaşıyor.
Bebek kakası gerçekten çok tuhaf.
Yeni doğmuş bir bebeğin bağırsak ilk bağırsak hareketleri mekonyum olarak adlandırılır ve daha önce hiç görmediyseniz biraz tuhaf gelebilir.
Bu bebeğin rahim içinde tükettiği besinlerin bir sonucudur ve katrana benzer koyu yeşil bir haldedir. Çünkü bebek rahim içerisinde amniyotik sıvı, kan ve deri hücreleri ve mukus gibi besinleri tüketmektedir.
Mekonyumun bir başka özelliği ise kokusuz olmasıdır.
Kaka nakli etkili bir tedavi yöntemi olabilir.
Biraz çılgınca durabilir fakat zararlı C. diff bakterisini tedavi etmek için sağlıklı bir insanın dışkısı alınıp hastanın sindirim sistemine koyuluyor. Eksik olan bakteriler buradan üreyerek florayı tekrar oluşturuyor.
Tabi ki bütün bunlar bunu evde deneyeceğiniz anlamına gelmez. Fakat yapılan araştırmalara dışkı naklinin yüzde 90 oranında başarı sağladığını gösteriyor. Buna göre C. diff hastalığı antibiyotik kullanımından lanıyor ve bakterilerin tekrar üremesiyle hastalık ortadan kalıyor.
Bu yöntem giderek yaygınlaşıyor ve araştırmacılar donmuş dışkı transferi yada ağız yoluyla alınan haplar gibi alternatif çözümler arıyor.
Kaslarımız nelerden oluşur?
SO2 elementi nelerden oluşur?
Sigara nelerden oluşur?
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Dışkı
hayvanların sindirim artıklarından oluşan ve anüs yoluyla vücuttan atılan artık madde.
Dışkıların doğadaki işlevleri çok önemlidir.
Sindirim olaylarında gün boyunca yenilen besinler ağızdan başlayan zorlu bir yolculuk yapar. Sindirim sistemindeki bu yolculuk sırasında vücut gereken besinleri alır ve geriye artıklar kalır. Artıkların dışarı atılmasıyla yolculuk son bulur. Bu olaylar pek çok hayvanda benzer biçimde gerçekleşir. Bununla birlikte türlerin birbirinden farklı pek çok özelliği vardır.
Yarasalar ve memeliler dışkılarını ve idrarlarını ayrı yerlerden atarlar. Bu canlıların hem dışkılayacakları bir anüsleri hem de idrarlarını yapabilecekleri bir idrar yolları vardır. İskeleti olan tüm öteki hayvanlarınsa, kuşlarda olduğu gibi (kloak adı verilen) tek bir çıkış yeri vardır. Kuşlar, her zaman dışkılayabilirler.
Bütün hayvanlar, mantarlar ve bakteriler işbirliği halinde doğayı dışkıdan temizlerler ve besinleri toprağa yeniden kazandırırlar. Bu canlıların çoğunun amacı aslında ortalığı temizlemek değil, kendine besin sağlamaktır; ama sonuç olarak doğanın dengesi de korunmuş olur.
İnsanlara gelince, onlar uzun zamandır dışkılarını büyük borularla ırmaklara, göllere, denizlere döküyorlar, ama bu uygulama suların kirlenmesine yol açıyor. Bu yüzden bundan yavaş yavaş vazgeçiliyor ve lağım suları, bakteriler yardımıyla enerji elde edilebilecek ya da yeniden kullanılabilecek hale getirilmeye çalışılıyor.
Dışkı yalnızca denizlere dökülmeyip değerlendirilebilecek bir doğal ürün. Yeniden doğaya bırakıldığında ağaçların, tahıl ürünlerinin, çiçekli bitkilerin daha çok gelişmesini sağlar. Daha çok bitki de daha temiz hava, daha bol oksijen demektir. Dünyada pek çok yerde topraklar çölleşmeye başlamışken, enerji ları tükenirken bu gibi artıkların değerlendirilmesinin zamanı gelmiştir. Uzunburunlu fare kangurularını örnek alarak "dışkı çevriminin" sürdürülmesini sağlayabiliriz.
Kaka çoğunlukla bakteriden oluşur, yiyecek atığından değil.
Kakanın vücuttaki yiyeceklerin sindirildikten sonra ortaya çıkan atıkları olarak düşünmek kulağa hoş gelebilir.
Evet, gerçekte bu katı atıklar vardır fakat içindeki suyu çıkarttığınızda kakanızın yaklaşık %80'i bağırsaklarınızda yaşayan ve yiyecekler bağırsaklarınızdan geçerken onlara tutunan bakterilerden oluşmaktadır. Kakadaki bakterilerin çoğu yaşamaktadır sadece birkaçı cansızdır, bunlar zaten yediğiniz besinlerle beslenip kısa süre sonra ölürler.
Ama sadece bakteriler değil, kakanızda bitkilerdeki selüloz gibi sindirilemeyen maddeler de bulunur. Ayrıca kakanızın bağırsak duvarlarından yırtılmış hücreler de bulunur. Ve tabii ki su.
Kaka içinde ölü kırmızı kan hücreleri ve safra olduğu için kahverengidir.
Dışkınızın renginin sebebi içindeki stercobilin isimli kimyasaldır. Bu iki şekilde dışkıyla karışır: ölü kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobinin yan ürünü olarak ya da safra kesesinin salgıladığı sıvıyla.
İçinde stercobilin olmadan dışkı gri ya da beyaza benzer bir renkte olacaktır. Bu karaciğerinde bozukluk olan hastaların açık renkli dışkılarından gözlemleyerek söylenebilir.
Dışkının diğer renkleri birer hastalık belirtisi olabilir. Yeşil kaka parazit enfeksiyonu veya pankreas kanserinin habercisi olabilir. Siyah ya da koyu kırmızı dışkı sindirim sisteminin üst taraflarında meydana gelen bir kanamanın işareti olabilir. Yeşil dışkı da başka bir enfeksiyonun belirtisi olabilir. Eğer kakanız maviyse büyük ihtimalle yediğiniz yiyeceklerden lıdır.
Kadın ve erkeklerin kakaları farklıdır.
Bazı anatomik farklılıklar yüzünden kadın ve erkeklerin sindirim sistemleri farklı çalışmaktadır. Bu farklılık o kadar önemlidir ki doktorlar kolonoskopi yardımıyla kişilerin midelerini inceleyerek cinsiyetlerini bilebilmektedirler.
Başlangıç olarak kadınların leğen kemiği boşluğu erkeklerden daha geniştir, bu yüzden iç organları da daha büyüktür. Dolayısıyla kadınların kalın bağırsakları erkeklere oranla biraz daha aşağıda ve biraz daha uzundur. Son olarak erkeklerin karın duvarları kadınlara oranla daha güçlü ve serttir böylece sindirim sistemleri kadınlardan daha etkindir.
Bu yüzden kadınlarda yiyeceğin sindirim sisteminden geçip vücuttan atılması erkeklere oranla daha uzun ve yorucu bir iştir. Bu yüzden çoğu kadın şişkinlik sorunu yaşar. Erkeklerde ise bu durum yoktur.
İdeal kaka tek parça halinde suda batan kakadır.
Gösterim: 70
Boyut: 71.1 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Tek tür ideal kaka olmamasına rağmen sağlıklı bir sindirim sisteminin bazı belirgin özellikleri vardır.
Bazı doktorlar haftada 3 kez dışkılamanın yeterli olacağını söylese de her gün dışkılama pozisyonunda durulmasının faydalı olduğu da diğer doktorlar tarafından ifade edilmektedir.
Normal şartlar altında dışkının kolaylıkla, neredeyse hiçbir çaba sarf etmeden, vücuttan atılması gerekir. Ayrıca tek veya iki parça halinde olmalı ve baş ve işaret parmakları bileştirildiğindeki gibi yuvarlak olmalıdır.
Son olarak kaka yüzmemeli, batmalıdır. Yüzen kaka büyük ihtimalle zayıf besin emilimi ya da fazla gazın işaretçisidir.
Eğer kakanız burada anlatıldığı gibi mükemmel değilse bu hasta olduğunuz anlamına gelmez. Aynı zamanda yeterince lif almadığınızın ya da bağırsak floranızın mükemmel olmadığı anlamına gelebilir.
Bağırsak bakterileri ve lif iyi bir kaka için gereklidir.
İyi bir kaka için gerekli olan şey bağırsak bakterileri için sindirilemeyen besin larıdır. Lifler ve selülozlar dışkıyı miktar bakımından artırdıkları için dışkılamaya katkı sağlarlar.
Çeşitli türlerde büyük bir bağırsak bakterisi familyasına sahip olmak insanlar için yararlıdır. Ancak yüksek dozda antibiyotik kullanımı bu bakterileri olumsuz etkilemektedir. Araştırmalara göre ciproflaxin maddesi bir doz alındığında bile bağırsaklardaki bakterilerin üçte birini öldürebilmekte, daha kötüsü bazı insanlarda bu bakteriler bir daha yerine gelmemektedir. Probiyotik ürünler ise sadece tek çeşit bakteri içerdikleri için floradaki çeşitliliğe katkıda bulunamamaktadırlar.
Bağırsak bakterilerinizi öldürmek birçok soruna yol açabilir. Örneğin C. dfficile bakterisi zararlı bir bakteridir ve bağırsak bakterilerimiz olmadığında tomurcuklanıp vücuda yayılma şansı bulur. Büyük yüzden antibiyotik kullanmadan önce iki kez düşünmekte fayda var.
Kakanızda mısır tanesi görürseniz bu selüloz yüzündendir.
Bu aslında oldukça basittir. Mısır tanesinin dışı tamamen selüloz olduğu için insan vücudunda sindirilemez. Bu yüzden iç tarafı sindirilen mısır tanesinin kabukları dışkıda görülebilir.
Bu aslında diğer bitki parçaları için de geçerlidir. Örneğin lahana kökü de mısır kabuğu gibi sindirilemez fakat mısırın parlak sarı kabuğu lahanadan daha kolay fark edilir.
Eğer vücudunuza giren besinlerin ne kadar süre vücutta tutulup ardından atıldığını merak ediyorsanız mısır kabukları bu iş için biçilmiş kaftandır.
Farklı bölgelerdeki insanların kakaları farklıdır.
Farklı yiyeceklerin farklı kakalara yol açması çok büyük bir sürpriz değil fakat modern dünyadaki insanlar eski Batı diyeti yapan insanlardan daha farklı dışkılar. Sebebi ise vücuda alınan liflerin miktarıdır.
Amerika'daki vejetaryenler ve gelişmekte olan ülkelerde yaşayan insanlar tarafından sıkça uygulanan bir diyet olan lif ağırlıklı beslenme daha büyük ve daha fazla dışkılamaya sebep oluyor. Böylelikle kaka yapmak kolaylaşıyor.
Bebek kakası gerçekten çok tuhaf.
Yeni doğmuş bir bebeğin bağırsak ilk bağırsak hareketleri mekonyum olarak adlandırılır ve daha önce hiç görmediyseniz biraz tuhaf gelebilir.
Bu bebeğin rahim içinde tükettiği besinlerin bir sonucudur ve katrana benzer koyu yeşil bir haldedir. Çünkü bebek rahim içerisinde amniyotik sıvı, kan ve deri hücreleri ve mukus gibi besinleri tüketmektedir.
Mekonyumun bir başka özelliği ise kokusuz olmasıdır.
Kaka nakli etkili bir tedavi yöntemi olabilir.
Biraz çılgınca durabilir fakat zararlı C. diff bakterisini tedavi etmek için sağlıklı bir insanın dışkısı alınıp hastanın sindirim sistemine koyuluyor. Eksik olan bakteriler buradan üreyerek florayı tekrar oluşturuyor.
Tabi ki bütün bunlar bunu evde deneyeceğiniz anlamına gelmez. Fakat yapılan araştırmalara dışkı naklinin yüzde 90 oranında başarı sağladığını gösteriyor. Buna göre C. diff hastalığı antibiyotik kullanımından lanıyor ve bakterilerin tekrar üremesiyle hastalık ortadan kalıyor.
Bu yöntem giderek yaygınlaşıyor ve araştırmacılar donmuş dışkı transferi yada ağız yoluyla alınan haplar gibi alternatif çözümler arıyor.
YORUMLAR