KAPAKLANMAK gçz. f. Ayağı takılarak yüz üstü düşmek. —Denize. Yelkenli bir tekneden söz ederken, ani bir rüzgârla ya da şiddetli...
KAPAKLANMAK gçz. f. Ayağı takılarak yüz üstü düşmek.
—Denize. Yelkenli bir tekneden söz ederken, ani bir rüzgârla ya da şiddetli bir sağanakla devrilerek ters dönmek.
Kaynak: Büyük Larousse
—Denize. Yelkenli bir tekneden söz ederken, ani bir rüzgârla ya da şiddetli bir sağanakla devrilerek ters dönmek.
Kaynak: Büyük Larousse
kapaklanmak
(nesne almayan fiil)
1 . Bulunduğu yerden yüzüstü düşmek:
"Gözlerim kararıyor, biraz sonra yüzükoyun kapaklanacağım belki."- A. İlhan.
"Sofraya ağzı aşağı kapaklanmıştı."- Y. Kemal.
2 . denizcilik (yelkenli tekne) Güçlü rüzgâr veya ansızın gelen sağanak etkisiyle devrilmek.
(nesne almayan fiil)
1 . Bulunduğu yerden yüzüstü düşmek:
"Gözlerim kararıyor, biraz sonra yüzükoyun kapaklanacağım belki."- A. İlhan.
"Sofraya ağzı aşağı kapaklanmıştı."- Y. Kemal.
2 . denizcilik (yelkenli tekne) Güçlü rüzgâr veya ansızın gelen sağanak etkisiyle devrilmek.
kapaklanmak ingilizcesi
1. to fall flat on one´s face.
2. (for a sailboat) to capsize, overturn.
1. to fall flat on one´s face.
2. (for a sailboat) to capsize, overturn.
YORUMLAR