KATİBİM TÜRKÜSÜ HAKKINDA BİLGİ, TÜRKÜ’NÜN AYRINTILI İNCELEMESİ Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur Kâtibimin setresi uzun, eteği balçık ...
KATİBİM TÜRKÜSÜ HAKKINDA BİLGİ, TÜRKÜ’NÜN AYRINTILI İNCELEMESİ
Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur
Kâtibimin setresi uzun, eteği balçık
Kâtip uykudan uyanmış gözleri mahmur,
Kâtip bana ait, ben kâtibin, el ne karışır?
Kâtip bana ait, ben kâtibin, el ne karışır?
Kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır.
Kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır.
**********************
Üsküdar’a gider iken bk mendil buldum
Mendilimin içine lokum doldurdum
Kâtibimi arar iken yanımda buldum,
19. yy İstanbul’unda geçen bir gönül ilişkisini halk dili ve deyişi ile gösteren nihavent makamında türkü. Türkünün güftesi kafiyeli üç dizelik iki kıta ile bir bağlantıdan (nakarat) oluşur.
Bozuk bir 13’lü hece kalıbı ile verilen güftesinde gerçek bir sevgi öyküsünü anlattığı söylenen türkünün kafa kahramanı kâtip, 19. yy Osmanlı kalem efendisinin tipik bir örneğidir. Kâtibin yaşamış olduğu devir, “setre-pantol-kolalı gömlek” üçlüsünün “kalıplı fes-baston-köstek ve monokl” aksesuarı ile tamamlandığı Tanzimat zamanıdır. Daha ilk ebatlarında, dinleyenlerin hayalinde Marmara sularında aydınlanan bir İstanbul siluetini canlandırabilecek kadar etkisi altına alan olan “Kâtibim” türküsü, 1950’li yıllarda Amerikalı hafifçe müzik şarkıcısı Eartha Kitt’in seslendirmesi ile, tüm bütün ülkelerde da en fazlaca tanınan, malum Türk ezgisi olmuştur. “Kâtibim”, bununla beraber Münir Müeyyed Bekman’ın 1958′ de piyasaya sürülen romanında da adıdır. Yazar, meşhur türkünün dizeleri üstüne kurulmuş olan eserini okuyucuya, kitabın başlangıcında yer edinen “Bu roman, akisleri ABD’ya kadar uzanan ‘Kâtibim’ şarkısının kahramanlarını dile getirmekte ve bu macerayı mazinin sislerinden kurtarıp önümüze sermektedir. Bu hakiki bir maceradır ve şarkının kahramanı Kâtip ile sevgilisi Nazike de, hayalde yer edinen kimseler değildir” açıklamasıyla sunmuştur.
Bozuk bir 13’lü hece kalıbı ile verilen güftesinde gerçek bir sevgi öyküsünü anlattığı söylenen türkünün kafa kahramanı kâtip, 19. yy Osmanlı kalem efendisinin tipik bir örneğidir. Kâtibin yaşamış olduğu devir, “setre-pantol-kolalı gömlek” üçlüsünün “kalıplı fes-baston-köstek ve monokl” aksesuarı ile tamamlandığı Tanzimat zamanıdır. Daha ilk ebatlarında, dinleyenlerin hayalinde Marmara sularında aydınlanan bir İstanbul siluetini canlandırabilecek kadar etkisi altına alan olan “Kâtibim” türküsü, 1950’li yıllarda Amerikalı hafifçe müzik şarkıcısı Eartha Kitt’in seslendirmesi ile, tüm bütün ülkelerde da en fazlaca tanınan, malum Türk ezgisi olmuştur. “Kâtibim”, bununla beraber Münir Müeyyed Bekman’ın 1958′ de piyasaya sürülen romanında da adıdır. Yazar, meşhur türkünün dizeleri üstüne kurulmuş olan eserini okuyucuya, kitabın başlangıcında yer edinen “Bu roman, akisleri ABD’ya kadar uzanan ‘Kâtibim’ şarkısının kahramanlarını dile getirmekte ve bu macerayı mazinin sislerinden kurtarıp önümüze sermektedir. Bu hakiki bir maceradır ve şarkının kahramanı Kâtip ile sevgilisi Nazike de, hayalde yer edinen kimseler değildir” açıklamasıyla sunmuştur.
Kâtibim türküsü, yerli yabancı müzikolog ve antropologların oluşumlarına da yansımıştır. Enno Litman, bu türkünün sözlerini Ermeni harfleri ile Türkçe yazılmış Bayburt ve Havalisi Türküleri adlı bir mecmuadan aktarırken yanına “Tüm Türkiye’de malumdur” kaydını düşmüş, Rus alim B. Miller Türk Halk Şarkıları (1903) adlı çalışmasında türkünün hatasız bir notasını yayımlamıştır. 1904’te Şimal Suriye’nin Zencirli bölgesinde halk ezgileri derleyen antropolojist Feliks Von Luschan, bir Ermeni çocuğundan almış olduğu türküler içinde “Kâtip Türküsü “nü de derlemiş, ama bu örnek, notaya yanlış bir şekilde aktarılmıştır. 1928’de Mehmed Şakir Bey, Sinop’ ta korunan 80-90 senelik bir mecmuadan almış olduğu, aynı türkünün orada söylenmiş güftelerini M. R. Gazimihal’e vermiştir. Bu belirlemeye bakılırsa, “Kâtibim” türküsünün ortalama 1830’lardan bu yana bilinip söylendiği kanısına varılabilir.
“Kâtibim” türküsü, Karagöz musikisi repertuvarında da yerini almış ve tespit edilmiş iki oyunda Karagöz’ün karısı ile Çelebi tarafınca söylenen şarkı olarak gösterilmiştir. Elde bulunan notaların bolahenk la’da (mi) buselik ve bolahenk sol’ de(re) nihavent olarak yazılı örneklerinin bulunmuş olduğu “Kâtibim” türküsünün usulü sofyan, makamı nihaventtir.
Türk musikisi repertuvarında gerek klasik çalgılar ve sesleme grupları, gerekse halk çalgıları ve sesleme gruplarınca geleneksel olarak “teksesli” düzende icra edilen “Kâtibim” türküsü, çoksesli müzik kendi alanında da bestecilerce bir tema olarak kullanılmıştır. Bu yolda Ahmet Adnan Saygun’un 1943’te bestelediği ve “Bir Tutam Kekik” ismi altında toplamış olduğu “Eşliksiz Koro İçin Op. 22 On Halk Türküsü “nün son parçası “Kâtibim Türküsü Üstüne Varyasyonlar” başlığını taşır. Saygun bu eserinde türküyü barok üslupta 10 çeşitleme içinde işlemiştir. “Kâtibim’i tema olarak kullanıldığı bir başka yaratı, ilk kez 25 Kasım 1965’te, besteci yönetimindeki Tonküstler Orkestrası’nca Viyana’da seslendirilen Cemal Reşid Rey’in “Bir İstanbul Türküsü Üstüne Çeşitlemeler” adlı, durmaksızın çalman 21 çeşitlemeden oluşan “Piyano Konçertosü’dur. Rey, aynı eserin soprano ve gitar sololu biçimlerini de yazmıştır. Bununla birlikte, FreiburgTu genç besteci Robert Seidell de, türküyü “Üsküdar’a Gider iken-R. Ayangü’e İthaf başlığı ile eşliksiz koro için çoksesli olarak düzenlemiştir (1985).
Dışişleri Bakanlığı Kültür İşleri Genel Müdürlüğü’nün girişimi sonucu, “Kâtibim” türküsünün emsalsiz şekli ile Rey ve Saygun çeşitlemelerinin bir arada seslendkildiği “Variations on an old istanbul Folk Song: Kâtibim” ismini taşıyan bir CD (com-pact disc) kaydı yayımlanmıştır (Hugara-ton, 1990, HCD-31523; icracılar: Ruhi Ayangü, Hikmet Şimşek, Ayşegül Sarıca, Macar Devlet Senfoni Orkestrası, TC Kültür Bakanlığı Korosu).
YORUMLAR