Kawasaki Hastalığı Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, tabip uyarısı ya da uzman önerisi değildir. B...
Kawasaki Hastalığı
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, tabip uyarısı ya da uzman önerisi değildir.
Bu hastalık, 1967'de bir Japon çocuk hastalıkları uzmanı olan Tomisaku Kawasaki tarafınca tanımlanmıştır. İlk olarak, ateş, ten döküntüleri, konjüktivit (gözlerde kanlanma), enantem (boğaz ve ağız mukozasında kızarıklık), ellerde ve ayaklarda şişme, büyümüş lenf nodlariyla gelen bir çocukta ‘mükokutenöz lenf nodu sendromu' olarak tanınmıştır. Bir çok yıl sonrasında koroner arter anerizmasi (kalp damarlarının genişlemesi ) şeklinde komplikasyonları bildirilmiştir.
Nedir?
Kawasaki, çoğu zaman koroner arterleri (kalbi besleyen atardamarları) tutan anevrizmalara neden olabilen, damar duvarlarının iltihaplanmasına niçin olabilen akut sistemik bir damar hastalığıdır. Hastaların hepsi anevrizma geliştirmeyebilir. Büyük çoğunluğu, komplikasyonlar olmaksızın akut emarelerle seyreder.
Ne kadar sıktır?
Kawasaki hastalığı ender bir hastalık olması durumunda, Henoch-Schönlein purpurasiyla beraber, en sik görülen çocukluk çağı vaskülitlerinden biridir. Neredeyse devamlı, minik evlatların hastalığıdır. Hastaların %80'i 5 yasin altındadır. Çoğu zaman erkeklerde kız küçüklere gore daha ******. Kawasaki olgularına senenin herhangi bir döneminde rastlanabilse de, bir takım mevsimsel farklılıklar olabilir; kış sonu ve ilkbaharda daha çok görülebilir. Japon çocuklarda epey sik olmakla beraber dünyanın bir sürü bölgesinden olgular tanımlanmıştır.
Hastalığın sebepleri nedir?
Kawasaki hastalığının sebepleri açıklanamamıştır, fakat enfeksiyöz kökenli olmasından kuşkulanılmaktadır. Belli başlı genetik yatkınlığı olan bireylerde çok fazla duyarlılık ya da büyük olasılıkla mikrobik bir ajan tarafınca (virüs ya da bakteri) tetiklenen bozulmuş immün cevap, kan damarlarının iltihaplanmasına ve hasarına neden olan bir süreci başlatabilir.
Kalıtımsal mi? Niçin bana ait çocuğum hastalığa yakalandı? Önlenebilir mi? Bulaşıcı mi?
Kawasaki kalıtsal bir hastalık değildir, fakat genetik bir yatkınlık olabileceği düşünülmektedir. Bu hastalığın ailede aniden çok kişide görülmesi çok nadirdir. Bununla birlikte, bulaşıcı da değildir ve önlenemez. Hastalığın ikinci bir girişken yapması mümkün olmakla beraber ender bir durumdur.
Esas emareleri nedir?
Minimum 5 gün devam eden sebebi açıklanamayan yüksek ateşle baslar. Çocuk çoğu zaman çok huysuzdur. Ateşi takiben ya da ateşle beraber gözlerde kızarıklık (konjunktivit) görülebilir ama irin ya da akıntı yoktur. Hasta çocukta, kızamık, kızıl, ürtiker (kurdeşen), papül ve benzeri tipte değişik döküntüler ortaya çıkabilir. Ten döküntüsü, esas olarak beden ile kol ve bacakları, çoğunlukla da kasık bölgesini meblağ. ağız değişimleri, parlak kırmızı çatlamış dudaklar, çoğu zaman “çilek dili†olarak adlandırılan kırmızı dil ve boğazda kızarıklık bulgularını ihtiva eder. Eller ve ayaklarda, bilhassa el ayaları ve ayak tabanlarında sislik ve kızarıklık bulguları görülür. Bu bulguları 2-3. haftalar civarında, parmak uçlarından süregelen karakteristik bir ten soyulması izler. Hastaların yarıdan fazlasında boyun bölgesi lenf düğümlerinde gelişme görülebilir. çoğunlukla 1.5 santimetre' den büyük tek bir lenf düğümü de ele gelebilir.Kimi zaman, eklemlerde ağrı-sancı ve/ya da sislik, karin ağrısı-sancısı, ishal, huysuzluk, bas ağrısı-sancısı şeklinde başka emareler de görülebilir. Kalp tutulumu uzun dönemde yol açmış olduğu komplikasyonlar dolaysıyla, Kawasaki hastalığının en samimi bulgusudur. Kalpte üfürümler , aritmiler ve ültrason anormallikleri saptanabilir. Kalbin tüm değişik katmanlarında belirgin derecelerde iltihaplanma görülebilir, o şekilde ki; perikardit (kalbi saran kilifin iltihabi), miyokardit (kalp kasının iltihabi) ve bununla birlikte endokardit (kalp kapakların tutulumu) görülebilir. Ne var ki, bu hastalığın baslıca özelliği koroner anevrizmaların gelişmesidir.
hastalık her çocukta ayni midir?
Hastalığın sertliği çocuktan çocuğa değişiyor. Her hastada tüm klinik tablolar görülmeyeceği şeklinde, hastaların çoğunda kalp tutulumu gözlenmez. Kawasaki hastalığı için tedavi gören 100 çocuktan yalnız ikisinde anevrizmalara rastlanır. Çok minik çocuklarda (1 yasin altı) çoğunlukla hastalığın tam olmayan formu ortaya çıkar. Bu şekilde durumlarda tüm karakteristik klinik bulguları taşımadıkları için tanı konması daha zor olsa gerek. Bu evlatların bazılarında anevrizma gelişebilir.
Çocuklardaki hastalık erişkinlerden değişik midir?
Bu bir çocukluk hastalığıdır. Yetişkinlerde benzer vaskülit türleri gözlenebilir fakat, değişik bir klinik tablo vardır.
Iyi mi tanı konur?
Eğer açıklanamayan ve minimum 5 gün devam eden yüksek ateş, ve hemen aşağıdaki bulguların 5'inden 4'ü var ise kati tanı konulabilir:
1) Benzer bulguları açıklayan başka bir hastalık olmaksızın çift taraflı konjunktivit,
2) büyümüş lenf nodlari,
3) Ten döküntüsü, ağız ve dil tutulumu ve
4) Kol ve bacaklarda görülen değişimler. Eğer kati tanı mümkün değilse hastalığın tam olmayan (inkomplet) formu olduğu fikir edilebilir.
Testlerin önemi nedir?
Laboratuar bulguları hastalığa özgü değildir fakat iltihabin derecesini yansıtırlar. İltihabin göstergeleri, artmış ESR (benzer hastalıklardan daha yüksek) , lökositoz (ak kan hücrelerinin sayısında artma), ve anemidir (kırmızı kan hücrelerinde azalma). Hastalığın ilk haftalarında trombositlerin (kan pıhtılaşma hücreleri) sayısı çoğu zaman normaldir fakat, ikinci haftada yükselmeye baslar ve oldukça yüksek düzeylere ulaşır. Hastalar normale dönünceye kadar denetim muayenelerine gitmeli ve kan tahlilleriyle değerlendirilmelidir. Öncelikli olarak elektrokardiyogram (EKG) ve eko kardiyogram yapılmalıdır. Eko kardiyogramla koroner arterlerin sekil ve büyüklüğü değerlendirilerek anevrizmalar saptanabilir. Koroner anormalliği olan çocuklarda detaylı çabalama ve incelemeler gereklidir.
Tedavi edilebilir mi?
Kawasaki hastası olan evlatların büyük bölümü iyileştirilebilir ne var ki, bir takım hastalar uygun tedaviye karşın kalp komplikasyonları geliştirebilir. Hastalıktan korunmak mümkün değildir. hastalık gelişmişse, koroner komplikasyonalari azaltmanın en iyi yolu erken tanı koyup tedaviye bir an ilkin başlamaktır.
Tedavi sistemleri,metotları nedir?
Kati ya da şüpheli Kawasaki fikredilen çocuk, ihtimaller içinde kalp tutulumu açısından gözlenmesi ve monitorize edilmesi için hastaneye sevk edilmelidir. Kalp komplikasyonlarının azaltılması için tanı konulur konulmaz tedaviye başlanmalıdır. Tedavi, yüksek dozda aspirin ve damar içi gama globülin verilmesini ihtiva eder. Her iki tedavide sistemik iltihabi azaltarak akut belirtilerin kaybolmasını elde edecektir. Hastaların büyük çoğunluğunda koroner anormalliklerin ortaya çıkısını önleyebildiği için, yüksek doz damar içi globülin tedavinin olmazsa olmaz unsurudur. Ender de olsa kortikosteroidler de kullanılabilir.
İlaç tedavisinin yan tesirleri nedir?
Gama globülin tedavisi çoğu zaman iyi tolere edilir. Bilinmiş olduğu suretiyle, aspirin tedavisi mide hastalıklarına ve ayni zamanda karaciğer enzimlerinde geçici yükselmeye niçin olabilir.
Tedavi ne kadar sürmelidir?
Hastaların çoğunda yüksek doz gama globülin bir kez verilir fakat bazılarında ikinci doz gerekebilir. Yüksek doz aspirin başlanır ve ateş devam etmiş olduğu müddetçe verilir, bir süre sonra azaltılır. Trombositler üstündeki pıhtılaşmayı engelleyici etkisinden dolayı az doz aspirine devam edilir. Böylelikle trombositler birbirine yapışmaz. az doz aspirin kullanımı, Kawasaki nin en tehlikeli komplikasyonu olan kalp enfarktüsüne neden olabilen, anevrizma içindeki trombüs (kan pıhtısı) oluşumuna engel olması açısından yararlıdır.Koroner anormalliği olmayan çocuklar birden fazla hafta aspirin tedavisi görürler fakat anevrizması olan çocuklarda epey uzun sürelerle kullanılmalıdır.
Seçenek / tamamlayıcı tedavinin yeri nedir?
Bu hastalık için seçenek tedavilerin yeri yoktur.
Ne tür denetim muayeneleri gereklidir?
Kawasaki hastaları normale dönünceye kadar periyodik olarak kan sayımları ve ESR tetkikleri yapılmalıdır. Koroner anevrizmaların varlığını saptamak ve gelişimlerin izlemek için tertipli eko kardiyogramlar yapılmalıdır; sıklığı anevrizmaların varlığına ve ebatlarına bağlı olarak değişiyor. Bir çok anevrizma iyileşebilir. Pediatrist, pediatrik kardiyolog ve pediatrik romatolog bu evlatların takibini üstlenmelidir. Pediatrik romatologun olmadığı yerlerde, bilhassa kalp tutulumu olan hastaların takibini pediatrist ve kardiyolog beraber yapmalıdır.
hastalık ne kadar sürer?
Kawasaki üç evresi olan bir hastalıktır:
1) İlk 2 haftayı içeren, ateşin ve başka belirtilerin görüldüğü akut evre,
2) İkinci haftadan dördüncü haftaya kadar olan, trombosit sayısının artıp anevrizmaların oluşmaya başladığı subakut evre,
3) Birinci aydan üçüncü aya kadar olan, tüm laboratuar testlerinin normale dönmeye başladığı ve bir takım koroner arter anevrizmalarinin küçülmeye başladığı iyileşme evresi.
Hastalığın uzun dönem neticeleri nedir?
Hastaların büyük çoğunluğu için sonucu mükemmeldir; düzgüsel hayatlarına dönerek düzgüsel gelişme ve gelişmelerini sürdürürler. Kalıcı koroner arter anormalliği olan hastalar için hastalığın gidişatı damar daralması ve tıkanıklıklarının gelişimine bağlıdır.
Günlük yaşam için bir takım öneriler- Sporun yeri ? Asi yapılabilir mi ?
hastalık ve gama globülin tedavisi bağışıklık sistemini etkilediği ve bu tesir 6 ay sürebildiği için bu hastaların 3-6 ay süresince asılanmamaları önerilir. Kalp tutulumu geliştirmeyen evlatların spor ya da başka bir günlük aktivite açısından kısıtlanmalarına gerek kalmamıştır. Ne var ki, koroner anevrizması olan evlatların erişkinlik çağı süresince, yarışmalı aktivitelere katılabilmeleri için bir pediatrik kardiyologa danışılmalıdır.
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, tabip uyarısı ya da uzman önerisi değildir.
Bu hastalık, 1967'de bir Japon çocuk hastalıkları uzmanı olan Tomisaku Kawasaki tarafınca tanımlanmıştır. İlk olarak, ateş, ten döküntüleri, konjüktivit (gözlerde kanlanma), enantem (boğaz ve ağız mukozasında kızarıklık), ellerde ve ayaklarda şişme, büyümüş lenf nodlariyla gelen bir çocukta ‘mükokutenöz lenf nodu sendromu' olarak tanınmıştır. Bir çok yıl sonrasında koroner arter anerizmasi (kalp damarlarının genişlemesi ) şeklinde komplikasyonları bildirilmiştir.
Nedir?
Kawasaki, çoğu zaman koroner arterleri (kalbi besleyen atardamarları) tutan anevrizmalara neden olabilen, damar duvarlarının iltihaplanmasına niçin olabilen akut sistemik bir damar hastalığıdır. Hastaların hepsi anevrizma geliştirmeyebilir. Büyük çoğunluğu, komplikasyonlar olmaksızın akut emarelerle seyreder.
Ne kadar sıktır?
Kawasaki hastalığı ender bir hastalık olması durumunda, Henoch-Schönlein purpurasiyla beraber, en sik görülen çocukluk çağı vaskülitlerinden biridir. Neredeyse devamlı, minik evlatların hastalığıdır. Hastaların %80'i 5 yasin altındadır. Çoğu zaman erkeklerde kız küçüklere gore daha ******. Kawasaki olgularına senenin herhangi bir döneminde rastlanabilse de, bir takım mevsimsel farklılıklar olabilir; kış sonu ve ilkbaharda daha çok görülebilir. Japon çocuklarda epey sik olmakla beraber dünyanın bir sürü bölgesinden olgular tanımlanmıştır.
Hastalığın sebepleri nedir?
Kawasaki hastalığının sebepleri açıklanamamıştır, fakat enfeksiyöz kökenli olmasından kuşkulanılmaktadır. Belli başlı genetik yatkınlığı olan bireylerde çok fazla duyarlılık ya da büyük olasılıkla mikrobik bir ajan tarafınca (virüs ya da bakteri) tetiklenen bozulmuş immün cevap, kan damarlarının iltihaplanmasına ve hasarına neden olan bir süreci başlatabilir.
Kalıtımsal mi? Niçin bana ait çocuğum hastalığa yakalandı? Önlenebilir mi? Bulaşıcı mi?
Kawasaki kalıtsal bir hastalık değildir, fakat genetik bir yatkınlık olabileceği düşünülmektedir. Bu hastalığın ailede aniden çok kişide görülmesi çok nadirdir. Bununla birlikte, bulaşıcı da değildir ve önlenemez. Hastalığın ikinci bir girişken yapması mümkün olmakla beraber ender bir durumdur.
Esas emareleri nedir?
Minimum 5 gün devam eden sebebi açıklanamayan yüksek ateşle baslar. Çocuk çoğu zaman çok huysuzdur. Ateşi takiben ya da ateşle beraber gözlerde kızarıklık (konjunktivit) görülebilir ama irin ya da akıntı yoktur. Hasta çocukta, kızamık, kızıl, ürtiker (kurdeşen), papül ve benzeri tipte değişik döküntüler ortaya çıkabilir. Ten döküntüsü, esas olarak beden ile kol ve bacakları, çoğunlukla da kasık bölgesini meblağ. ağız değişimleri, parlak kırmızı çatlamış dudaklar, çoğu zaman “çilek dili†olarak adlandırılan kırmızı dil ve boğazda kızarıklık bulgularını ihtiva eder. Eller ve ayaklarda, bilhassa el ayaları ve ayak tabanlarında sislik ve kızarıklık bulguları görülür. Bu bulguları 2-3. haftalar civarında, parmak uçlarından süregelen karakteristik bir ten soyulması izler. Hastaların yarıdan fazlasında boyun bölgesi lenf düğümlerinde gelişme görülebilir. çoğunlukla 1.5 santimetre' den büyük tek bir lenf düğümü de ele gelebilir.Kimi zaman, eklemlerde ağrı-sancı ve/ya da sislik, karin ağrısı-sancısı, ishal, huysuzluk, bas ağrısı-sancısı şeklinde başka emareler de görülebilir. Kalp tutulumu uzun dönemde yol açmış olduğu komplikasyonlar dolaysıyla, Kawasaki hastalığının en samimi bulgusudur. Kalpte üfürümler , aritmiler ve ültrason anormallikleri saptanabilir. Kalbin tüm değişik katmanlarında belirgin derecelerde iltihaplanma görülebilir, o şekilde ki; perikardit (kalbi saran kilifin iltihabi), miyokardit (kalp kasının iltihabi) ve bununla birlikte endokardit (kalp kapakların tutulumu) görülebilir. Ne var ki, bu hastalığın baslıca özelliği koroner anevrizmaların gelişmesidir.
hastalık her çocukta ayni midir?
Hastalığın sertliği çocuktan çocuğa değişiyor. Her hastada tüm klinik tablolar görülmeyeceği şeklinde, hastaların çoğunda kalp tutulumu gözlenmez. Kawasaki hastalığı için tedavi gören 100 çocuktan yalnız ikisinde anevrizmalara rastlanır. Çok minik çocuklarda (1 yasin altı) çoğunlukla hastalığın tam olmayan formu ortaya çıkar. Bu şekilde durumlarda tüm karakteristik klinik bulguları taşımadıkları için tanı konması daha zor olsa gerek. Bu evlatların bazılarında anevrizma gelişebilir.
Çocuklardaki hastalık erişkinlerden değişik midir?
Bu bir çocukluk hastalığıdır. Yetişkinlerde benzer vaskülit türleri gözlenebilir fakat, değişik bir klinik tablo vardır.
Iyi mi tanı konur?
Eğer açıklanamayan ve minimum 5 gün devam eden yüksek ateş, ve hemen aşağıdaki bulguların 5'inden 4'ü var ise kati tanı konulabilir:
1) Benzer bulguları açıklayan başka bir hastalık olmaksızın çift taraflı konjunktivit,
2) büyümüş lenf nodlari,
3) Ten döküntüsü, ağız ve dil tutulumu ve
4) Kol ve bacaklarda görülen değişimler. Eğer kati tanı mümkün değilse hastalığın tam olmayan (inkomplet) formu olduğu fikir edilebilir.
Testlerin önemi nedir?
Laboratuar bulguları hastalığa özgü değildir fakat iltihabin derecesini yansıtırlar. İltihabin göstergeleri, artmış ESR (benzer hastalıklardan daha yüksek) , lökositoz (ak kan hücrelerinin sayısında artma), ve anemidir (kırmızı kan hücrelerinde azalma). Hastalığın ilk haftalarında trombositlerin (kan pıhtılaşma hücreleri) sayısı çoğu zaman normaldir fakat, ikinci haftada yükselmeye baslar ve oldukça yüksek düzeylere ulaşır. Hastalar normale dönünceye kadar denetim muayenelerine gitmeli ve kan tahlilleriyle değerlendirilmelidir. Öncelikli olarak elektrokardiyogram (EKG) ve eko kardiyogram yapılmalıdır. Eko kardiyogramla koroner arterlerin sekil ve büyüklüğü değerlendirilerek anevrizmalar saptanabilir. Koroner anormalliği olan çocuklarda detaylı çabalama ve incelemeler gereklidir.
Tedavi edilebilir mi?
Kawasaki hastası olan evlatların büyük bölümü iyileştirilebilir ne var ki, bir takım hastalar uygun tedaviye karşın kalp komplikasyonları geliştirebilir. Hastalıktan korunmak mümkün değildir. hastalık gelişmişse, koroner komplikasyonalari azaltmanın en iyi yolu erken tanı koyup tedaviye bir an ilkin başlamaktır.
Tedavi sistemleri,metotları nedir?
Kati ya da şüpheli Kawasaki fikredilen çocuk, ihtimaller içinde kalp tutulumu açısından gözlenmesi ve monitorize edilmesi için hastaneye sevk edilmelidir. Kalp komplikasyonlarının azaltılması için tanı konulur konulmaz tedaviye başlanmalıdır. Tedavi, yüksek dozda aspirin ve damar içi gama globülin verilmesini ihtiva eder. Her iki tedavide sistemik iltihabi azaltarak akut belirtilerin kaybolmasını elde edecektir. Hastaların büyük çoğunluğunda koroner anormalliklerin ortaya çıkısını önleyebildiği için, yüksek doz damar içi globülin tedavinin olmazsa olmaz unsurudur. Ender de olsa kortikosteroidler de kullanılabilir.
İlaç tedavisinin yan tesirleri nedir?
Gama globülin tedavisi çoğu zaman iyi tolere edilir. Bilinmiş olduğu suretiyle, aspirin tedavisi mide hastalıklarına ve ayni zamanda karaciğer enzimlerinde geçici yükselmeye niçin olabilir.
Tedavi ne kadar sürmelidir?
Hastaların çoğunda yüksek doz gama globülin bir kez verilir fakat bazılarında ikinci doz gerekebilir. Yüksek doz aspirin başlanır ve ateş devam etmiş olduğu müddetçe verilir, bir süre sonra azaltılır. Trombositler üstündeki pıhtılaşmayı engelleyici etkisinden dolayı az doz aspirine devam edilir. Böylelikle trombositler birbirine yapışmaz. az doz aspirin kullanımı, Kawasaki nin en tehlikeli komplikasyonu olan kalp enfarktüsüne neden olabilen, anevrizma içindeki trombüs (kan pıhtısı) oluşumuna engel olması açısından yararlıdır.Koroner anormalliği olmayan çocuklar birden fazla hafta aspirin tedavisi görürler fakat anevrizması olan çocuklarda epey uzun sürelerle kullanılmalıdır.
Seçenek / tamamlayıcı tedavinin yeri nedir?
Bu hastalık için seçenek tedavilerin yeri yoktur.
Ne tür denetim muayeneleri gereklidir?
Kawasaki hastaları normale dönünceye kadar periyodik olarak kan sayımları ve ESR tetkikleri yapılmalıdır. Koroner anevrizmaların varlığını saptamak ve gelişimlerin izlemek için tertipli eko kardiyogramlar yapılmalıdır; sıklığı anevrizmaların varlığına ve ebatlarına bağlı olarak değişiyor. Bir çok anevrizma iyileşebilir. Pediatrist, pediatrik kardiyolog ve pediatrik romatolog bu evlatların takibini üstlenmelidir. Pediatrik romatologun olmadığı yerlerde, bilhassa kalp tutulumu olan hastaların takibini pediatrist ve kardiyolog beraber yapmalıdır.
hastalık ne kadar sürer?
Kawasaki üç evresi olan bir hastalıktır:
1) İlk 2 haftayı içeren, ateşin ve başka belirtilerin görüldüğü akut evre,
2) İkinci haftadan dördüncü haftaya kadar olan, trombosit sayısının artıp anevrizmaların oluşmaya başladığı subakut evre,
3) Birinci aydan üçüncü aya kadar olan, tüm laboratuar testlerinin normale dönmeye başladığı ve bir takım koroner arter anevrizmalarinin küçülmeye başladığı iyileşme evresi.
Hastalığın uzun dönem neticeleri nedir?
Hastaların büyük çoğunluğu için sonucu mükemmeldir; düzgüsel hayatlarına dönerek düzgüsel gelişme ve gelişmelerini sürdürürler. Kalıcı koroner arter anormalliği olan hastalar için hastalığın gidişatı damar daralması ve tıkanıklıklarının gelişimine bağlıdır.
Günlük yaşam için bir takım öneriler- Sporun yeri ? Asi yapılabilir mi ?
hastalık ve gama globülin tedavisi bağışıklık sistemini etkilediği ve bu tesir 6 ay sürebildiği için bu hastaların 3-6 ay süresince asılanmamaları önerilir. Kalp tutulumu geliştirmeyen evlatların spor ya da başka bir günlük aktivite açısından kısıtlanmalarına gerek kalmamıştır. Ne var ki, koroner anevrizması olan evlatların erişkinlik çağı süresince, yarışmalı aktivitelere katılabilmeleri için bir pediatrik kardiyologa danışılmalıdır.
Alıntıdır-
Vitiligo Hastalığı (ALA) ve Vitiligo Hastalığı Tedavisi
Perthes Hastalığı
Ankilozan Spondilit (Bechterew Hastalığı / Marie Struempell Hastalığı)
YORUMLAR