Kayseri

Kayseri Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Kayseri (eski Mazaka, Kaisareia), klasik çağlarda Kapadokya adı verilen bölgededir....

Kayseri






Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Kayseri (eski Mazaka, Kaisareia), klasik çağlarda Kapadokya adı verilen bölgededir. Kızılırmak'ın güneyinde bulunan bu bölge, Tuz Gölü'nden Fırat nehrine kadar uzanır. İpek Yolu buradan geçer. Bu nedenle her çağda tüm ulusların ilgisini çekmiş ve pek çok uygarlıkların beşiği olmuştur.
Şehir ayrıca Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden biri olan Erciyes üniversitesi'ne ev sahipliği yapmaktadır.

Tarihi

Kayseri, M.Ö. 4000 ile M.S. 2000 olmak üzere 6000 yıllık bir tarihe sahiptir. M.Ö. 2000 yıllarında Anadolu'ya gelen Hititler, Kayseri'ye 22 km uzaklıkta bulunan Kültepe (Kaniş) şehrini kurmuşlardır. Kültepe, Kayseri ovasının en büyük şehri ve Anadolu'nun en büyük höyüklerinden biridir. Kültepe'nin hemen yanında yer alan Karum'da (Pazarşehir) yapılan kazılarda bu döneme ait çivi yazısı ile çeşitli yazılı tabletler bulunmuş ve bu tabletlerden Asurlu tüccarlarla Hititli yerliler arasındaki ticari ilişkilere ait bilgiler elde edilmiştir. Kültepe, MÖ.4000 yılından Roma devri sonuna kadar devamlı olarak yerleşme görmüştür.


ünlüleri

* Melik Gazi (Devlet Adamı, Komutan)

* Mimar Sinan (Mimar)

* Hunat Hatun (Prenses)

* İbrahim Tennuri (Tasavvuf üstadı)

* Ahi Evren (Sufi, Esnaf)

* Seyyid Burhaneddin (Sufi, Seyyid)

* Kadı Burhaneddin (Alim, Devlet Adamı)

* Davud-u Kayseri (Alim, Sufi)

* Osman Kavuncu (Belediye Başkanı)

* Sakıp Sabancı (İşadamı)

* Kadir Has (İşadamı)

* Turhan Feyzioğlu (Devlet Adamı)

* Şükrü Karatepe (Belediye Başkanı)

* Abdullah Gül (Eski Başbakan)

* Mehmet Yazar (İşadamı, Politikacı)

* Hasan Sami Bolak (Gazeteci, Şair,Yazar)

* Ali Biraderoğlu (Düşünür, Yazar)

* Necmeddin Nursaçan (Din Adamı, Müftü)

* Hasan Nail Canat (Tiyatro Sanatçısı)

* Mustafa Miyasoğlu (Romancı)

* Mustafa İslamoğlu (Şair)

* İhsan Eliaçık (Gazeteci)

* Ayşe Böhürler (Sosyolog, Gazeteci)






  • Kayseri Doa Tesisleri - Kayseri


  • Kayseri Büyükşehir Belediyesi - Kayseri


  • Kayseri - Melikgazi - Kayseri Kilim Sosyal Bilimler Lisesi



KAYSERİ MUTFAĞI


Kayseri'nin
zengin bir mutfak kültürü vardır . Kayseri adıyla adeta özdeşleşmix olan pastırma ve sucuğun ünü, tüm yurtta tanınmıştır. Nefis yemek çeşitleri arasında mantının ise özel bir yeri vardır. Günlük sofralarda, ziyafetlerde ve düğünlerde çok özel yemekler hazırlanır. Geleneksel yaşam tarzının sürdürüldüğü dönemlerde, beslenme ve tüketim alışkanlıkları günümüzden farklıdır. Kent yaşamının insanlara sunduğu olanaklar şüphesiz ki bu alışkanlıklar ve beslenme biçimini değişime uğratmıştır. Ancak Kayseri'nin yöresel yemekleri bu değişimden etkilenmeden geleneksel tad ve lezzetlerle softaları süslemektedir.




Pastırma sofralarda aranan ve sevilen, lezzetli bir gıda maddesidir. Pastırma yapımında büyükbaş hayvanlar yeğlenir. Kesimden sonra etler tuzlanır. Tuzlamadan çıkarılan etler bol suda yıkanır ve çengellere asılır. Birbirine değmeyecek şekilde 10-15 gün kurumaya bırakılır. Etler alımsı bir renk aldığında indirilerek bir gün cenderede bekletilir. Ertesi gün çemene yatırılır. Çemenlenen Pastırma 4-5 gün içinde konur ve piyasaya sevk edilir. Pastırma imalinde, bir sığırın kesilmesinden sonra, parçalara ayrılan etlerin cins ve yerlerine göre, “arka sırt, dilme, eğrice, kuşgömü, şekerpare†gibi çeşitli isimleri verilir. Kayseri'de Pastırma ve sucuğun pazara yönelik olarak yapılmasının yanında, özellikle sucuk evlerde de yapılır.

Pastırmayı ilk yapanların Orta Asya'da Hun Türkle ri olduğu bilinmektedir. Nitekim, Waber Baldaınw isimli Romali yazar kitabında, Antalyalı Ami anus'un 273-275 yıllarında yazmış olduğu eserinde, Hun Türklerinin bu husustaki adetlerinden şu şekilde bahsettiği bilinmektedir: “Hunlar yemek tanımazlar, yaban etleri ile atın sırtında, baldırları arasında ezdikleri yan pişmiş eti yerler.†Halbuki Macar müzelerinde bulunan Hunlara ait iki cepli at at eyerleri, kurumuş etlerin bu çantalara sokulduğumu ve atın baldırına, vücuduna değmediğini göstermektedir.

Orta Asya'
dan batıya akın eden Türk Hun süvarilerinin eyerlerinin çantalara dolduran kuru et konservesi, Anadolu'ya gelerek yerleşen Oğuz Türklerinde Pastırmacılığın bulunması ve yüzyıllardır zamanımıza kadar yaşayıp gelmesi, bir gün Orta Asya bozkırlarda yaşayan Türkleri sonbaharda kışa hazırlık olarak tuzlu, kuru ve dumanlı et konserveleri yapmaları, bu yiyeceğin Orta Asya'dan geldiğini göstermektedir. Hayvanların en iyi şekilde ıslah etmiş ve pek çok yeni ırk meydana getirmiş Türkler, hiç şüphesiz ki bunları etlerinden de en iyi şekilde yararlanmasını bile:

insanlardır (Özdemir, 1994). Kayseri'de Pastırmacılık bir şekilde Orta Asya'dan gelen Türklerle başlamış ve zamanla gelişmiştir. ünlü Gezgin Evliya Çelebi 17. Yüzyılda Kayseri'den şu şekilde sözetmektedir: “Makulat ve imalata has beyaz ekmeği, lavaşa yufkası, katmerli böreği, namı ile şöhret bulan kimyonlu sığır Pastırmas? ve nilskli et sucuğu bir tarafta yoktur†(Evliya Çelebi, 1970). Evliya Çelebi'nin Seyahat namesi ‘ndeki bu bilgilerden de anlaşıldığı kadarıyla, Kayseri'de 17. yüzyılda Pastırma imalatı vardı.
Kayseri mutfağı
ağırlıklı olarak unlu ve etli besinlerden oluşur. Mantı Kayseri'nin en gözde yemeğidir. Araştırmalara göre 36 çeşit mantı pişirilmektedir. Bunlar arasında en yaygın olan etli mantıdır. önce mi ve su katılarak yoğrulur. Bu yoğurma işi epeyce devam ettikten sonra hamur sertleşme kıvamına gelince hamur tahtası üzerinde bezelere ayrıldıktan sonra oklava ile açılır. Sonra açılan yuf ha küçük kareler halinde kesilir ve içerisine baharatla et konarak büldilür. “Mantı doldurma†denilen bu işi, kadınlar dayanışma halinde, birkaç kişi birlikte yaparlar. Daha sonra mantılar kaynamış suya atılır ve bir müddet pişirilir. Mantılar dişe yapışmayacak şekle gelince ateşten indirilir. Kevgirden süzülür ve bir kaba boşaltılır. Ayrıca tava içinde yağ ile salça ve bir miktar suyun ilavesiyle meydana gelen karışım mantının üzerine dökülür. Sarımsaklı yoğurt ve sumak ilave edilerek yemeye hazırlanmış olur.

Evlerde en çok tüketilen ve halk arasında “Aşmakarna†tabir edilen yiyecek türü, kesme çorba, erişte ve makarnadan oluşur. Lğşenlerde yoğrulan hamur katı kıvama girdikten sonra, yufka haline getirilip çok ince doğranır. Bu hamura yerine göre yumurta da konur. Aşmakarna denilen yiyecekten çorba; azami bir santim uzunluğunda ve bir milimetre kalınlığında olur. Eriştenin boyu ise aynı kalınlıkta olup, beş santimetreye kadar çıkar. Makarna ise bir san timetrekareye yakın bir boyutta kareler halinde kesilir. Kesilen ürünler daha sonra rutubeti gidecek şekilde kurutulur. Aşmakarna kesimi kışa hazırlık olarak yaz sonu veya sonbaharda yapılır. Bu da yine kadınlar arasında dayanışma ile yapılan bir iştir. Yağ, salça ve kıyma konulup pişirilirken, baharatla, özellikle naneyle zenginleştirilen çorba çok lezzetlidir. Makarna da mantıya benzer yöntemle pişirilir. Kaynayan suya atılarak haşlanan eriştenin ise, piştikten sonra suyu süzülür , üzerine tereyağı ve salça karışıma dökülerek yenmeye hazır hale getirilir.

Unlu yiyeceklerden
bir diğeri, su böreğidir. Hamur, yufka şeklinde açıldıktan sonra kaynar suda haşlanır. Kabı, fırınağzı, karın-mumbartlar arasına yağ serpilir, iki kata maydanozlu kıyma konulur. Daha sonra fırında kızartılır. Kuru börek, tandır böreği, katmer yine ünlü yiyeceklerdendir. Arabaşı, hem yapılması, hem de yenmesi marifet isteyen bir yemektir. Bir ölçek una on ölçek su konularak iyice kaynatılır. Belli bir kıvama geldikten sonra sinilere dökülerek soğumaya bırakılır. Pıhtılaşan hamur, ayrıca pişirilen tavuk etli çorbayla içilir. Bu daha çok çerez türü bir yemektir. Yalnız kış aylarında yenir. Tavuk etli çorbası oldukça fazla biberlidir, limon sıkılır ve genellikle oturmalarda gecenin geç saatlerinde yenilir. Bu yemeğin en önemli adabı, kaşığa büyük parça halinde hamur almak ve bunu çorba tasma batırırken içine düşürmemek ve hamurları çiğnemeden yutmaktır. Hamuru düşürenlere, aynı yemeğin yaptırılması cezası uygulanır.

Güveç Kayseri'nin
en gözde yemekleri arasındadır. Toprak güveçlerde, özellikle yaz aylarında sebzeden yapılan bir yemektir. Ana malzemesini, patlıcan, domates, biber, sarımsak ve et oluşturur. Buna patates ilave edildiği de olur. Bunlar katlar halinde döşendikten sonra fırına verilir. Pehli, sulu köfte, pirinçli köfte, saç keb, yağbari, pöç, kovalama, üzüm yemeği etli ve yumurtalı yemeklerin en ünlüleridir.

Tatlılar
ise zengin bir çeşide sahiptir. Oklava baklavası, açma baklava, kamış baklava, güllü baklava, fincan ağzı, nevzine, un helvası, telteli (pişmaniye), dut pekmezi, aside, incir dolması Kayseri sofralarını süsleyen tatlılardır. Bunların dışında Kayseri'nin kendine özgü çok çeşitli yemekleri vardır.


Ve...
Kayseride Bunları yapmadan dönmeyin:


Erciyes Dağında kayak, trekking yapmadan,


Erdemli ve Soğanlı Vadisindeki kaya kiliselerini görmeden,


Kapuzbaşı Şelalelerinde piknik yapmadan,


Kayseri Kalesi ve Tıp Tarihi Müzesini gezmeden,


Pastırma ve Sucuk tatmadan,


Yöresel El Dokuma ve Bünyan ya da Yahyalı halıları almadan...



Kayseri ili Türkiye'nin İç Anadolu bölgesinde ülkenin büyük şehirlerinden birisidir. Kayserinin sembolu Erciyes Dağıdır. Kayseri ilinin ayrıca pastırma,sucuk ve mantısı meşhurdur. Karyseri ili 700 bin'i aşkın nüfusuyla ülkenin büyük şehirlerindendir. Kayseri'nin İlçeleri Pınarbaşı, Sarıoğlan, Akkışla, Bünyan, Develi, Felahiye, Sarız, Talas, Tomarza, Yahyalı, Yeşilhisar Hacılar, İncesu, Kocasinan, Melikgazi, Özvatan ilçeleridir. Kayseride gezilecek yerler arasında Erciyas Dağı, Sultansazlığı, Derebağ Çağlayanı, Fraktin Anıtı, Develi Kalesi, Huand Hatun Külliyesi, Keykubadiye Sarayı, Mollaoğulları Konağı, Çifte Sarnıçlı Kümbetler, Kayseri Arkeoloji Müzesi, Kayseri Etnorafya Müzesi bulunmaktadır.


Kayseri'nin Tarihi


meydan


Kayseri'de bilinen ilk yerleşim, İskanı Erken Tunç Çağında başlayan Kültepe (Kaniş/Karum) dir. Kültepe'yi Hitit öncesi Anadolu'nun yerli halkı olan Hatti'ler kurmuşlardır. Kültepe'nin hemen yanı başında yer alan ve Asurlu tüccarlarca kurulan Karum'da (Pazar yeri) 1948 yılından beri devam eden kazılarda, bu döneme ışık tutan 20.000 ‘in üzerinde çivi yazılı tablet bulunmuştur. Bu metinler ticari ilişkiler,antlaşmalar ve mektupları içermektedir. Kültepe, M.Ö. 4000 yıllarından Roma Çağı sonuna kadar devamlı olarak iskan görmüştür.

M.Ö. 11 ve 7. Yüzyıllarda , Erciyes'in eteğinde yer alan Mazaka şehri kurulmuştur. M.Ö. 6 ve 5. Yüzyıllarda bu bölge, Med ve Perslerin egemenliğine girmiştir.


M.Ö. 280 yıllarında kurulan Bağımsız Kapadokya Krallığının başkenti olan Mazaka, bu dönemde 400 bin nüfuslu büyük bir şehirdi. M.S. 17 yılında Roma Devletinin eline geçen Mazaka, Romanın bir eyaleti olmuş ve ismi, Kaisareia olarak değiştirilmiştir.


395 yılında Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu içerisinde yer alan bu bölgede, büyük bir şehir olarak yerini korumuştur. 691 ve 721 yıllarında Kayseri, kısa sürelerle Arapların akınlarına uğramış ve 1071 yılında Malazgirt zaferinden sonra Türk topraklarına katılmıştır.1127 yılında Danişmendlilerin, 1162 yılında ise Anadolu Selçuklularının olan şehir, Selçuklular zamanında Konya'dan sonra ikinci başkent olmuştur. 1244 yılında İlhanlıların saldırısına uğramış, bir süre Moğol-İlhanlı valilerince yönetilmiştir.


Kayseri, 1343 yılında Eretna Beyliğinin, 1398 yılında Osmanlıların eline geçmiştir. 1402 yılında Ankara savaşından sonra Karamanoğullarının ve Dulkadiroğlularının olan şehir, 1515 yılında Yavuz Sultan Selim'in Iran seferi dönüşünde kesin olarak Osmanlı imparatorluğuna bağlamıştır.







Kayseri Tarihi

blankblankİLK DEVİRLER

Kayseri çevresindeki en eski yerleşim alanı, şehrin 20 km kuzey doğusunda bulunan Kaniş Höyüğüdür. M.Ö. 2800 tarihinden Hellenistik Çağa kadar önemini koruyan merkezde, eski Tunç Devri, Asur Ticaret Kolonileri ve Hitit Çağları'na ait bir çok belge bulunmuştur.

Hititler'den sonra bölge Frig hakimiyetine geçmiş, daha ziyade Kızılırmak havzasında egemen olan frigler zamanında mazaka ön plana çıkmıştır. M.Ö 676 tarihinde Anadolu'ya gelen Kimmerler'in Kaniş ve Mazaka'yı tahrip ederek, Frig hakimiyetine son verdikleri tarihi larda belirtilmektedir.

Kaniş'in önemini kaybetmesinden sonra, bölgenin kutsal dağı kabul edilen Argaios'un (Erciyes) kuzey eteğindeki Mazaka ön plana çıkmıştır. Kimmerler'in Asur ve Lidyalılar tarafından Anadolu' dan atılmaları ile Mazaka, Lidya ve Med hakimiyetine girmiş ve devrin önemli ticaret merkezi olmuştur.

M.Ö 590 yılında Pers Kralı Kyros'un Lidya Kralı Krisos'u yenmesi ile bütün Anadolu ile birlikte Mazaka da Pers hakimiyetine girmiştir. İran'dan bölgeye göç eden halk, kendi ülkelerine benzettikleri Argaios (Erciyes) ve çevresine yerleşmişlerdir.

KAPPADOKİA KRALLIĞI

M.Ö 332 yıllarında Ariarathes I, ilk Kappadokia Kralı olarak bağımsızlığını ilan etmiştir. M.S 17 tarihine kadar 349 sene hüküm süren bu krallığın başkenti Mazaka iken, Ariarathes V zamanında şehrin adı Eusebia olarak değiştirilmiştir. M.Ö 8 yılı içinde tekrar bir değişiklik yapılarak, Roma İmparatoru Ceasar‘ın adına izafeten CEASAREA ismi verilmiştir. O günden beri, 2000 senedir Kayseri ismi ile anılmaktadır.

ROMA DÖNEMİ

M.S.193-211 tarihleri arasında şehir stadyumu yapılmış ve önemli Roma şehirlerinde olduğu gibi bir çok yarışmaların merkezi olmuştur. Şehir surları ise, Roma İmparatoru Gordianus III zamanında (M.S.241) yıllarında yaptırılmıştır. Dördüncü yüzyılın başlarında halk tamamen Hıristiyanlaşmış ve Kayseri bu dinin ilmi merkezi haline gelmiştir.

Roma İmparatorluğunun Doğu ve Batı olarak ikiye bölünmesi ile, Kayseri doğuda kaldığı için Bizans Şehri olmuştur. Bizans zamanında Arap ve İran ordularının yaptığı İstanbul seferleri sırasında Kayseri defalarca işgal edilmiştir.

KAYSERİ'NİN TüRKLEŞMESİ

Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan‘ın 1071 tarihinde Malazgirt'te Bizans ordularını yenmesiyle Anadolu kapıları Türklere açıldı. Bu tarihten 15 sene sonra, 1085 yıllarında Kayseri'yi artık bir Türk ve Müslüman şehri olarak görmekteyiz. Müslüman Türklerin hakimiyetinde Kayseri'nin eski halkı olan Rum ve Ermeniler'in birer mahallede toplandıkları, Çarşı, Pazar ve ticarette yavaş yavaş hakimiyetlerini kaybettikleri görülmüştür.

Şehir, süratle yapılan Camii, Han, Medrese, Hamam ve Çeşmelerle kısa bir sürede tam bir İslam Şehri kimliği kazanmıştır. Bir müddet Danişmendliler'e merkez olan Kayseri özellikle Selçuklu Sultanı Uluğ Keykubad (1. Alaeddin Keykubad) zamanında Türkiye Selçuklu Devletinin Konya ve Sivas‘la beraber üç başşehrinden birisi olmuştur. Danişmendi ve Selçuklu yönetimleri zamanında yapılan görkemli yapıların en önemlileri olarak; Camii Kebir, Güllük Camii ve Hamamı, Hunat Külliyesi, Şifaiye - Gıyasiye Medresesi, Hacı Kılıç Külliyesi, Lala Muhlisiddin Camisi, Sahabiye Medresesi, Kale Surları ve Yoğunburç sayılabilir.

MOĞOL HAKİMİYETİ

Selçuklu ordusunun 1243 tarihinde yapılan Kösedağ Meydan Savaşı ile Moğol ordusuna yenilmesi, Türk tarihinde bir dönüm noktası olmuş ve artık Anadolu' da Moğol hakimiyeti başlamıştır.Gönderdikleri Valilerle Anadolu‘yu denetleyen Moğollar, 150 sene müddetle Kayseri ve Anadolu'nun bütün maddi ve manevi larını yağmalamışlardır. Moğol sömürüsü altında ezilen Selçuklu Devleti, bütün gücünü kaybetmiş ve II. Mesud‘dan sonra dağılarak, yerini beyliklere bırakmıştır. (1308).


OSMANLI DÖNEMİ


Fatih Sultan Mehmet zamanında, Gedik Ahmet Paşa tarafından Karamanoğulları Beyliği'ne son verilerek, Karaman, Konya ve Kayseri Bölgeleri Osmanlı toprağına katıldı. (1474) Kayseri 1476‘dan itibaren Karaman eyaletine bağlı bir sancak merkezi oldu. 1839 tarihinde Bozok Eyaletinde, 1867 tarihinde de bağımsız sancak merkezi olarak Osmanlı idari taksimatında yerini aldı.

YAKIN DÖNEM

Cumhuriyet Döneminde 1924 tarihinde yapılan yeni anayasa ile vilayet yapıldı. Bilinen en eski dönemlerinden beri ticaret merkezi olan Kayseri'de devletin öncülüğünde sanayileşme başlatıldı. Sırayla Sümerbank Dokuma Fabrikası, Tayyare Fabrikası, Anatamir Bakım Fabrikası, Askeri Dikim Evi kuruldu. 1950‘den sonra Kayserili ticaretten sağladığı tasarruflarını sanayiye dönüştürmeye başladı. Bugün Kayseri, ortalama büyüklükte bir ticaret ve sanayii şehridir. Güçlenen üniversitesi ile giderek bir kültür merkezi haline gelerek, eski ününü yakalama yolundadır.






KAYSERİ
İç Anadolu'nun orta Kızılırmak bölümünde, Erciyas Dağının eteklerinde şirin ve modern bir il. Kuzey ve kuzeybatıda Yozgat, Kuzey ve kuzeydoğuda Sivas, doğuda Kahramanmaraş, güneyde Adana, güneybatıda Niğde, batıda ise Nevşehir illeriyle çevrilidir. 34°56' ve 36°59' doğu boylamları ile 37° 45' ve 38° 18' kuzey enlemleri arasında yer alır.

Târih ve kültür zenginliği yanında ileri bir sanâyi merkezi olan Kayseri'nin pastırması ve Bünyan halısı dünyâca meşhurdur. Trafik numarası38'dir.

İsminin MenşeiKayseri'nin eski ismi “Mazaka†bilâhare “Evsebia†(Evsebela) idi. Bu kent Roma İmparatorluğunun eline geçince İmparator Tibetius bu kenti îmâr etti. üvey babası ve selefi Augustus'un hâtırasına Lâtince “imparator şehri†mânâsına gelen “Caesarea†dendi. Zamanla “Kaysera†olarak anıldı. Türkler bu şehri fethedince “Kayseri†ismi ile anılmıştır. Araplar “Kaysariye†şeklinde kullanmışlardır.


Târihi

Kayseri çok eski bir yerleşim merkezidir. Anadolu'da ilk siyasî birliği kuran Hititler bu bölgeye hâkim olmuşlardır. Kayseri yakınlarında bulunan “Kültepe†ve “Karahöyükâ€te M.Ö. 15. asra âit Asur ve Hitit kitâbe ve sanat eserleri bulunmuştur.

Babillilerin zaman zaman bu bölgeye nüfuzları uzamıştır. Frikya ve Lidyalılar ise bu bölgeye hâkim olamamışlardır. Asurlulardan sonra M.Ö. 6. asırda Persler bölgeyi istilâ etmişlerdir. M.Ö. 380 tarihlerinde Kayseri civârında Kapadokya Krallığı kurulmuştur. M.Ö. 4. asır sonlarında İskender'e, ölümünden sonra Selevkos (Asya) İmparatorluğuna tâbi olmuştur. M.Ö. 1. asırda Romaİmparatorluğu Birliğine katılmıştır. M.S. 17'de birlik dağılınca Roma İmparatorluğunun vilâyeti hâline geldi. Kapadokya Krallığı 15 kral ile 400 sene devam etmiştir.

Kapadokya Krallığı zamanında Kayseri'nin güney batısında “Evsobia†veya “Mazaca†denilen şehir bulunuyordu. Romalılar zamanında Kayseri'yi diğer “Caeseredâ€lardan ayırmak için “Caesered Mazaca†denmiştir. M.Ö. 77'de Ermeni Derebeyi Tigran Kayseri'yi âni bir baskınla yağma etti. M.S. 260 yılında Sâsânî Şahı Şahpur, Kayseri'yi yağma edip 12.000 Yahûdîyi öldürmüştür. O târihlerde Kayseri dünyânın sayılı büyük şehirlerinden olup nüfûsu 400.000'i aşıyordu.

M.S. 395'te Romaİmparatorluğu ikiye bölününce bu bölge (Kapadokya) Anadolu'nun diğer bölgeleri gibi Doğu Roma(Bizans)nın payına düşmüştür. Hıristiyanlık yayılırken Kayseri bu dinin en büyük merkezlerinden biriydi.

M.S. 6. asırda İmparator Justinianus, Kayseri'yi surlarla çevirdi ve bâzı îmâr faaliyetlerinde bulundu. Emevîler zamanında 690, 726, 729 ve 732'de İslâm orduları Halife Abdülmelik, Mesleme, Said ibni Hişam ve Süleyman ibni Hişam Kayseri'yi dört defa fethettiler. Fakat yeniden Bizans'ın eline geçti. Türkler Kayseri'yi Malazgirt Zaferinden birkaç yıl önce ele geçirmişler, fakat tam olarak 1071 zaferinden sonra hâkimiyet kurmuşlardır. Birinci Süleyman Şah, Kayseri'yi Selçuklu sınırları içine almış ve burası Konya'dan sonra Selçuklu Devletinin ikinci büyük şehri haline gelmiştir. 1071'den bu yana Kayseri devamlı Türk olarak kalmış muhtelif Türk devlet veya beyliklerinin hâkimiyetinde kalmıştır. Hiçbir işgal ve istilâya mâruz kalmamıştır.

Selçuklular devrinde Kayseri, Konya'dan sonra ikinci başkent oldu. Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubât zamanında Kayseri'nin durumu Bizans devrini gerilerde bıraktı. En parlak devrini yaşadı. Selçuklu Türkiye'sinin Konya'dan sonra en önemli şehri Kayseri'ydi. Dünyânın en güzel beldelerinden biri hâline geldi. Şehir birbirinden güzel eserlerle süslendi. Bugün Kayseri'deki eski eserlerin çoğu ve en değerlileri Selçuklu devrinden kalmış olanlardır. Selçuklulardan sonra İlhanlılar bu bölgeye hâkim oldular. 1277'de Mısır-Suriye Türk Memlûk Sultanı Baybars Kayseri'ye geldi, fakat İlhanlılar'dan Kayseri'yi geri alamadı.

On dördüncü asırda Emir Eretna İlhanlıların Anadolu genel vâlisi olarak Kayseri'ye geldi. İlhanlı İmparatorluğu yıkılınca Eratnaoğulları Beyliği kuruldu ve bu beyliğin Sivas'tan sonra ikinci başkentiydi.

Eretnaoğulları'nın yerine geçen Kadı Burhaneddin'in hâkimiyeti uzun sürmedi. Şehir 1398'de Sultan Yıldırım Bâyezît tarafından fethedilip, Osmanlı Devletine katıldı. Fakat dört sene sonra 1402'de Timur ile yapılan Ankara Savaşından sonra Kayseri'yi Karamanoğulları ele geçirdi. Bir müddet sonra Kayseri'yi Maraş'ta bulunan Dulkadiroğulları Türk Beyliğine bıraktı. Karamanoğulları, Kayseri'yi Dulkadiroğulları Türk Beyliğinden geri alınca, Sultan İkinci Murad Hân 1436'da Kayseri'yi yeniden alarak Dulkadiroğulları Beyliğine verdi. (İkinci Murâd'ın anası Dulkadiroğulları Beyi'nin kızı idi.) Bir müddet sonra Karamanoğulları Beyliği Kayseri'yi yeniden ele geçirdi. Memlûklar bir ara Kayseri'yi kuşattılar fakat alamadılar. 1508'de Şah İsmail Kayseri'ye geldi fakat kısa bir müddet sonra geri çekildi.

Karamanoğulları Beyliği Osmanlı Devletine katıldığı için Kayseri, Dulkadiroğulları Beyliğinin idâresindeydi.

Yavuz Sultan Selim Han 1515'te Kayseri'yi OsmanlıDevletine katınca Karaman (Konya) eyâletinin (beylerbeyliğinin) yedi sancağından (vilâyetinden) birinin merkezi oldu. 1825'te Kayseri'nin şehir nüfûsu 100.000 idi. Tanzimattan sonra Ankara eyaletinin (vilayetinin) beş sancağından biri oldu, üç kazası vardı. Cumhuriyet devrinde bütün sancaklara (mutasarrıflıklara) “vilayet-il†denilince Kayseri vilâyet oldu. “Kaysarîye†ismi (Kayseri)ye çevrildi.


Fizikî Yapı

Kayseri il topraklarının % 36'sı dağlar, % 49'u platolar ve % 15'i ovalarla kaplıdır.

Kayseri'nin sembolü olan Erciyes Dağı tahminen on beş milyon sene önce teşekkül etmiştir. İç Anadolu'nun en yüksek dağıdır. Doruklarında kar eksik olmaz.

Dağları: Kayseri ili dağlık bir bölgedir. İç Anadolunun en yüksek dağı olan Erciyes Dağı il merkezinin güneybatısından ovaların yanından birdenbire yükselen muazzam bir dağ kütlesidir. Zirvesi uzaktan bir kubbeye benzer. İki zirve vardır. Büyük Erciyes (kuzu yatağı) zirvesi 3917 metredir. Küçük Erciyes zirvesi 3770 metredir. Erciyes kütlesinin çapı 72 km ve 3800 km2lik bir alanı kaplar. İlin kuzey doğusunda Koramaz Dağlarının en yüksek noktası 1907 m ve Hınzır Dağlarının en yüksek noktası 2641 metredir. İlin güneyindeki dağ dizisi Süvegen, Aygörmez, Köşkerli ve Kepekli Dağlarıdır. Bu dağ dizisinin en yüksek yeri Kepekli 2225 metredir.

İlin güneydoğu sınırları üzerindeki sıradağ dizisi, Orta Torosların uzantısıdır. Bu sıradağla Bey Dağ (3075 m), Bakır Dağı (2721 m), Gödeli Dağı (2061 m) ve Soğanlı Dağı (2925 m)dır. Kayseri ve Develi ovalarının çevresinde akarsularla, vâdilerle yarılmış yüksek düzlükler başlıca platoları meydana getirir. Diğer platolar da Kızılırmak'ın kuzey ve güneyindeki Uzunyayla ve Zamantı yaylalarıdır.

Ovaları: Kayseri ilinin başlıca ovaları Kayseri ve Develi Ovalarıdır. Kayseri Ovası: Erciyes Dağının kuzeyinde 900 km2lik bir ovadır. Kuru tarım ve sebzecilik yapılır. Develi Ovası: Erciyes kütlesinin güneyinde 1000 km2lik bir ovadır. 30×35 km'lik bir alanı kaplar. Denizden yüksekliği 1150 metredir. Ovanın bir çok yeri su ve bataklıklarla kaplıdır. En önemli bataklığı Sultan Sazlığıdır.

Akarsuları: Kayseri ilinin en önemli akarsuları Kızılırmak ve Zamantı Çayıdır. Kızılırmak: Kayseri ili içindeki uzunluğu 120 kilometredir. Sarıoğlan ilçesi yakınlarından Kayseri iline girer. Kayseri Ovasını geçerken Sarmısaklı Suyu ile birleşir ve Beydeğirmeni yakınlarında Kırşehir sınırlarına girer.

Gölleri: Kayseri ilindeki göller sazlık ve bataklık durumundadır. Bunların bir kısmı kurutularak ekim alanları haline getirilmiştir. Başlıca göl ve gölcükler şunlardır:

Tuzla Gölü: Sarıoğlan ilçesinin güneybatısında yer alır. Denizden yüksekliği 1138 m olup yüzölçümü 20 km2dir. Akıntısı yoktur. Durgundur ve tuz miktârı fazladır. Yazın kurur ve tuz elde edilir.

Yay Gölü: Yüzölçümü 20 km2, denizden yüksekliği 1071 metredir. Yazın gölden tuz çıkarılır.

Sultan Sazlığı: Develi'nin güneybatısındadır. Yer yer bataklık ve bataklıklar arasında gölcükler vardır.

Baraj gölleri: İl merkezine 30 km uzaklıkta ve Sarmısaklı Suyu üzerinde kurulan baraj 3 km2 alanı kaplar, sulama işinde kullanılır. Yeşilhisar yakınlarında kurulan Akköy Baraj Gölünün yüzölçümü 1 km2ye yakındır. Sulama maksadıyla kullanılır.


İklim ve Bitki Örtüsü

İklimi: Kayseri ilinde Orta Anadolu'nun sert kara iklimi hüküm sürer. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer. Ortalama 20 gün kar yağar ve toprak 40 güne yakın karla örtülü kalır. Senelik yağış ortalaması 366 milimetredir. Hava sıcaklığı -32,5°C ile + 40,7°C arasında seyreder.

Bitki örtüsü: Kayseri ve Develi ovaları geniş ekin alanlarıdır. Dağların etekleri bağlık ve bahçeliktir. Ovaları bozkır bitkileri örter. Yüksek yerlerde ormanlar vardır. Ormanlar il topraklarının % 9'una yakın olup, Develi ve Yahyalı'da görülür. İl topraklarının % 39'u ekili-dikili alanlar, % 41'i çayır ve meralarla kaplıdır. % 11'i ise tarıma elverişsiz alanlardır. Tabiî bitki örtüsünün hâkim karakteri “stepâ€tir.


Ekonomi

İç Anadolu Bölgesinin ticâret ve sanâyi merkezidir. Sanâyi geliri tarım gelirini aşmıştır. Karayolları ve Demiryollarının kavşak noktası olan Kayseri önemli bir ticaret merkezidir. Ayrıca tarım sektöründe de önemli yer tutar. Ticâret ve sanâyide hamle yapmış bir ildir. İklim ve arazî şartları sanâyi ve ticâretle uğraşmayı mecbur kılmıştır.

Tarım: İl toprakları tarıma çok elverişlidir. Her tarafında gübreleme ve modern tarım araçları kullanılır. Bâzı yerlerde sulu tarım yapılır. Faal nüfûsun % 25'i tarımla uğraşır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar, mahlut, baklagiller (nohut, fasulye, mercimek ve burçak), şekerpancarı, patates ve soğandır.

Meyvecilikte oldukça ileridir: Elma, erik, zerdali, kayısı, armut, ceviz, vişne ve üzüm yetişir. üzümlerden pekmez yapılır. Bu bölgenin razakî, misket, hafızalı ve parmak cinsi üzümleri meşhurdur. Önemli ölçüde sebze de yetişir.

Hayvancılık: Çayır ve meraların çok ve verimli olması hayvancılığın gelişmesini temin etmiştir. Pastırma ve sucuk imâlâthâneleri için dışarıdan da çok miktarda hayvan satın alınır. Sığır, koyun, kılkeçisi ve manda beslenir. Arıcılık gelişmiştir. Tavukçuluk önemli bir yer tutar.

Her sene kesilen 20-30 bin inek (sığır) etinden pastırma ve sucuk yapılır. Pastırma ve sucuk dünyaca meşhurdur. Evliya Çelebi Seyâhatnâmesinde Kayseri için “Melûkat ve îmâlât-ı has beyaz ekmeği, lavaşa yufkası, katmerli böreği, matbah baharlı böreği, lâhm-ı kadit namı ile şöhret bulan kimyonlu sığır pastırması ve miskli et sucuğu hiçbir yerde yoktur. İstanbul'a hediye olarak gider.†demektedir. Kayseri'de yüzlerce sucuk ve pastırma imâlâthânesi bulunur. Kayseri pastırmasının 20 çeşidi vardır: Sırttan yapılan Kuşgömü, Sağrıdan çıkarılan Dilme, Şekerpâre, Eğrice, omuz kısmından yapılan Mehle ve sırttan yapılan Arka Sırt en meşhurlarıdır.

Ormancılık: Orman bakımından zengin değildir. İl topraklarının % 4'ü ormanlarla kaplıdır. Orman genişliği 70 bin hektardır. Ormanlarda yılda 27 bin m3 sanâyi odunu ve 15 bin ster yakacak odun elde edilir.

Mâdencilik: İlde zengin ve çeşitli mâden yatakları vardır. Bunlardan ancak krom, demir, çinko, kurşun, barit ve linyit işletilir.

Sanâyi: Türkiye'nin belli başlı sanâyi merkezlerinden biridir. Demiryolu ve karayolu ağının kavşak noktası olması sanâyinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Türkiye'nin 500 büyük sanâyi kuruluşunun 10 tânesi Kayseri ilindedir. İlde 320 civârında büyük sayılacak sanâyi kuruluşu mevcuttur. Sanâyi kuruluşlarından bâzıları şunlardır: Hava İkmâl Bakım Merkezi, Taksan A.Ş., Şeker Fakbirası, Aspilsan A.Ş., Orta Anadolu Mensucat, Sümerbank Pamuklu Sanâyii, Süntaş A.Ş. As Maksan, Yuvam Maksan, Ulubaş Maksan, Kemsan, Atlantik Halı, Erciyes Boru Sanâyii A.Ş., Çinkur, Lüks Kadife Ticâret ve San. A.Ş., Hema Traktör Sanâyii ve Tic. A.Ş., Sümerbank Bünyan Yünlü Sanâyii, Birlik Mensucat Ticaret ve San. A.Ş., Hes-Hacılar Elektrik Sanâyii ve Tic. A.Ş., Atlas Halıcılık İşletmesi A.Ş., Kayseri Tekstil Fab. A.Ş., Saray Halı A.Ş., Bunlara ilâveten 17 adet dokumu ve iplik fabrikası, 5 makina halı fabrikası, 22 elektrikli fırın îmâlâthânesi, 100'den fazla briket îmâlâthânesi ile traktör, elektrik motoru, hidrolik ve eksantrik pres, hidrofor, kalorifer kazanı vs. îmâl eden fabrika ve atölyeler vardır. Askeriyeye âit tank tâmir fabrikası mevcuttur.

10 Temmuz-10 Ağustos târihleri arasında Kayseri Fuarında bu fabrikaların ürünleri teşhir edilir. Fuar, 300 bin m2lik sahaya kurulmuştur. Doğunun en büyük fuarıdır. Türkiye'nin en büyük organize sanâyi bölgesi şehre 10 km uzaklıkta 8 milyon m2lik bir sahada kurulmuştur. (5-120) bin m2 büyüklüğünde 345 fabrika kurulacak şekilde plânlanmıştır.

Ulaşım: Kayseri kara ve demiryolu ulaşımında önemli bir kavşak noktasıdır. Anadolu'nun batısını Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile; Karadeniz'i Akdeniz'e birleştiren karayolu güzergahları Kayseri'den geçer. İl merkezi ile ilçeleri birleştiren karayolu da kalitelidir.

Demiryolu bakımından Edirne'den başlayan Haydarpaşa-Ankara hattı Kayseri'den sonra Sivas yoluyla doğuya ulaşır. İzmirden başlayan Uşak-Afyon-Konya-Niğde yolu Kayseri'ye ulaşır ve Kayseri-Sivas yoluyla Doğu'yu birleştirir. Kayseri-Samsun istasyonları ile Karadeniz'e ve Mersin-İskenderun istasyonları ile Akdeniz'e bağlanır. Kayseri'den İstanbul'a havayolu seferleri yapılmaktadır.


Nüfus ve Sosyal Hayat

1990 sayımına göre toplam nüfûsu 943.484 olup, 604.072'si ilçe merkezlerinde 339.412 köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 16.917 km2 olup, nüfus yoğunluğu 56'dır.

Örf ve âdetleri: Kayseri'nin bilinen târihi, Hititlerle başlarsa da Asurluların ticârî kalıntılarına ve târih öncesi Tunç Çağına âit eserler bulunmuştur. 1071 Malazgirt Zaferinden birkaç sene önce selçuklu Türklerince fethedilen Kayseri o târihten bu yana devamlı Türk devlet ve beylikleri hâkimiyeti altında kalmış, eski kültürler unutulmuş ve Kayseri Türk-İslâm kültürü ile yoğrulmuştur.

Halk oyunları: Kayseri'nin örf ve âdetleri, oyunları ve müziği İç Anadolu'nun yayla özelliğini taşır. Türkü, mâni, masal, bilmece ve efsâne bakımından çok zengindir.

Halk edebiyatı: Kayseri'den meşhur ve çok sayıda halk şairleri yetişmiştir. Âşık Kerem ve Seyrânî en meşhurlarıdır.

El sanatları: Selçuklu devrinden beri yaygın olan el sanatları dokumacılık ve bakırcılıktır. Halı ve kilimleri, süslü süt ve su güğümleri ve ibrikleri önceleri çok meşhurdu. Kayseri'de halıcılık Selçuklu Türkleri tarafından geliştirilmiştir. Kayseri, Bünyan, Yahyalı ve Yeşilhisar halıları iç ve dış pazarlarda aranan halılardır. Evlerde çok sayıda halı tezgahı vardır. İlde eskiden beri ilerlemiş diğer sanatlar ise nakkaşlık, oymacılık, kakmacılık ve kuyumculuktur. Alçı işleri, mermer taş oymaları ve kabartmalar oldukça ileridir. Asırlar boyu başta Mîmar Sinan olmak üzere en büyük Türk mîmârları bu bölgede yetişmiştir.

Mahallî yemekleri: Kızartmalı içli köfte, sucuk içi etli mantı, nevzine tatlısı, tavuklu çerkes pastası, tepsi mantısıdır.

Kıyafet: Kadınlarda üç etek, çinti, salta, cepken, bindallı, ipek şalvar, oyalı yemeni ile süslü başlık şal kuşak; erkeklerde kuzu yününden yapılan külah şeklinde başlık, sako (bir nevi ceket), kuşak, tefe veya kıl şalvar.

Eğitim: Kayseri Selçuklular zamanından beri Anadolu'nun önemli bir kültür ve eğitim merkezi olmuştur. Dünyâda ilk tıp fakültesi 1206 senesinde “Şifâiye Medresesi†olarak kurulmuştur. Kayseri'de okur-yazar nisbeti % 80'e yaklaşmıştır. Okulsuz köy yoktur. Bâzı köylerde ortaokul bile vardır. ilde 18 anaokulu, 700'e yakın ilkokul, 100'e yakın ortaokul ve 13 meslekî ve teknik ortaokulu 60'a yakın lise ve meslek lisesi vardır. 1978'de kurulan Kayseri üniversitesi 1982'de Erciyesüniversitesi ismini almıştır.

Kayseri ilinde 25 kütüphâne vardır. RaşitEfendi Kütüphânesi Osmanlı devrinden kalmadır.


İlçeleri

Kayseri'nin on altı ilçesi vardır. Bunlardan ikisi il merkezini meydana getirir.

Kocasinan: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 282.883 olup, 241.455'i ilçe merkezinde, 41.428'i köylerde yaşamaktadır. il merkezini meydana getiren ilçelerden biridir.

Melikgazi: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 207.260 olup 179.907'si ilçe merkezinde, 27.353'ü köylerde yaşamaktadır. İl merkezini meydana getiren diğer ilçedir.

Akkışla: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 10.709 olup, 3109'u ilçe merkezinde, 7600'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 8 köyü vardır. İlçe toprakları orta yükseklikte dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Uzunyayla'nın bir bölümü ilçe sınırları içinde kalır. Doğusunda Hınzır Dağı yer alır. Ekonomisi hayvancılığa dayanır. En çok koyun ve sığır beslenir. Arıcılık gelişmiştir. Tarıma elverişli arâzi az olduğundan üretim iç tüketime yöneliktir. El tezgahlarında halı dokumacılığı yaygındır. İlçe merkezi Hınzır Dağından lanan bir derenin vâdisinde kurulmuştur. İl merkezine 80 km mesâfededir. Bünyan ilçesine bağlı bucak merkeziyken 19 Mayıs 1987'de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu.

Bünyan: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 43.460 olup, 13.653'ü ilçe merkezinde, 29.807'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 25, Elbaşı bucağına bağlı 9 köyü vardır. İlçe toprakları Orta Torosların bir kolu ve bunun her iki yanında yer alan düzlüklerden meydana gelir. Kuzey, güney ve batıdaki çöküntü alanları genelde bir plato görünümündedir. Ovalar çok azdır. Sarmısaklı Suyu üzerinde bir hidroelektrik santrali vardır.

Ekonomisi, hayvancılığa dayanır. En çok koyun ve sığır beslenir. Arıcılık gelişmiş olup, modern usullerle yapılır. Ekilebilen arazi az olduğundan tarım ürünleri, iç tüketime yöneliktir. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar, baklagiller, patates ve şekerpancarıdır. Ayrıca az da olsa sebzecilik yapılır. İlçe topraklarında demir ve linyit yatakları vardır. İlçe halkının % 70'i halıcılıkla uğraşır. Bünyan halısı yurt içi ve yurt dışında meşhur ve aranılan halıdır. Sümerbank halı ipliği fabrikası ve döküm fabrikası başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi, Koramaz Dağlarının kuzey eteklerinde bir tepe ve tepenin yamaçlarında kurulmuştur. Denizden yüksekliği 1230 metredir. İl merkezine 45 km mesâfededir. Kayseri'ye yakınlığı sebebiyle fazla gelişmemektedir. Çok eski bir yerleşim merkezidir. İlçe belediyesi 1868'de kurulmuştur.

Develi: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 72.825 olup, 32.961'i ilçe merkezinde, 39.864'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 28, Taşçı bucağına bağlı 20 köyü vardır. Yüzölçümü 19×3 km2 olup nüfus yoğunluğu 38'dir. İlçe toprakları etrafı dağlarla çevrili düz bir alandan meydana gelmiştir. Kuzey ve kuzeybatısında Erciyes Dağı, doğusunda Bakır Dağ, orta kısmında ise Develi Dağları yer alır. Başlıca akarsuyu Zamantı Irmağıdır. Dağların arasında Develi Ovası vardır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri, buğday ve çavdardır. Sulanabilen yerlerde meyvecilik yapılır. Ençok elma, üzüm ve zerdali yetiştirilir. Hayvancılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. Yüksek kesimlerde koyun, keçi; ovalık kesimde ise sığır beslenir. Arıcılık gelişmiş olup, balı meşhurdur. Dokumacılık yaygındır. Halı, deri, keçe ve orman ürünleri fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. İlçe topraklarında demir, linyit ve çinko yatakları vardır.

İlçe merkezi, Erciyes Dağları ile Develi Dağları arasında kalan düzlükte kurulmuştur. Denizden yüksekliği 1150 metredir. İl merkezine 86 km mesafededir. Çok eski bir tarihe sâhiptir. İsmini Oğuz boylarından olan Develi Obasından almıştır. Belediyesi 1886'da kurulmuştur.

Felahiye: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 12.559 olup, 6603'ü ilçe merkezinde, 5956'sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 12 köyü vardır. İlçe toprakları orta yükseklikteki engebeli araziden meydana gelir. Kuzey ve kuzeydoğusunda Akdağ yer alır. Kızılırmak, ilçenin güney sınırından akar.

Ekonomisi tarıma dayalıdır ve gelişmemiştir. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, vişne ve elma olup, ayrıca az miktarda fasulye nohut ve soğan yetiştirilir. Hayvancılık gelişmiştir. Halı ve kilim dokumacılığı yaygın olarak yapılır ve önemli gelir kaynağıdır.

İlçe merkezi Akdere kıyısında yer alır. İl merkezine 58 km mesâfededir. 1957'de ilçe olan Felahiye'nin belediyesi 1951'de kurulmuştur.

Hacılar: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 17.666 olup, 16.533'ü ilçe merkezinde, 1133'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 3 köyü vardır. İlçe toprakları orta yükseklikte dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Güney ve güneydoğusunda Erciyes Dağı vardır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri zerdali, üzüm, buğday ve arpadır. Halı dokumacılığı yaygındır. İlçe merkezi Erciyes Dağı eteklerinde kurulmuştur. İl merkezine bağlı bir bucakken 19 Haziran 1987'de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu.

İncesu: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 21.923 olup, 7587'si ilçe merkezinde, 14.066'sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 15 köyü vardır. Yüzölçümü 920 km2 olup, nüfus yoğunluğu 24'tür. İlçe toprakları genelde bir platoluk alandan meydana gelmiştir. Güneybatı ve batısında Hodul Dağı güneydoğu ve doğusunda Erciyes Dağı yer alır. Başlıca akarsuları Karasu ve İncesudur. Kuzeyinden Kızılırmak geçer.

Ekonomisi, sanayi ve tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, şekerpancarı, arpa ve çavdar olup, ayrıca az miktarda üzüm, elma, ayçiçeği ve vişne yetiştirilir. Çinko-Kurşun Metal Fabrikası, Taksan Takım Tezgahları Fabrikası başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi İncesu vâdisinde kurulmuştur. Ulukışla-Kayseri demiryolu ve Niğde-Kayseri karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 35 km mesâfededir. Denizden yüksekliği 1150 metredir. On yedinci asırda Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından kurulan ilçe cumhûriyetten önce belediyelik olmuştur.

Özvatan: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 23.739 olup, 7699'u ilçe merkezinde, 16.040'ı köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Kuzeyinde Akdoğan yer alır. Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. Ekime müsâit alan azdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa ve vişnedir. Halı ve kilim dokumacılığı yaygındır. İlçe merkezi Akdağlar eteklerinde kurulmuştur. Felahiye'ye bağlı bucakken 9 Mayıs 1990'da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu. Eski ismi Çukur'dur.

Pınarbaşı: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 47.822 olup, 11.364'ü ilçe merkezinde, 36.458'i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 47, Kaynar bucağına bağlı 17, Örenşehir bucağına bağlı 16, Pazarören bucağına bağlı 33 köyü vardır. Yüzölçümü 3328 km2 olup, nüfus yoğunluğu 14'tür. Kuzey bölümü Uzunyayla'da kalan ilçe topraklarının batısında Hınzır Dağı, güney ve güneydoğusunda ise Tahtalı Dağı yer alır. Başlıca akarsuyu Zamantı Irmağıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, şekerpancarı, arpa, elma ve çavdar olup, az miktarda ayçiçeği baklagiller ve vişne yetiştirilir. Hayvancılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. En çok koyun ve sığır beslenir. Koyunlardan elde edilen yünler kilimcilikte değerlendirilir. Sığırlardan elde edilen et, pastırma ve sucuk yapımında kullanılır. İlçe topraklarında demir ve krom yatakları vardır.

İlçe merkezi, Sultan Abdülaziz Hanın tahta çıktığı 1861'de Sivas'a bağlı olarak kurulmuştur. Eski İsmi Aziziye'dir. Şirvan Dağının kuzeyinde Zamantı Irmağının landırdığı pınarlardan dolayı daha sonraları Pınarbaşı denilmiştir. Kayseri-Malatya karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 105 km mesâfededir. Belediyesi Cumhûriyetten önce kurulmuştur.

Sarıoğlan: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 23.215 olup, 4869'u ilçe merkezinde, 18.346'sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 21 köyü vardır. Yüzölçümü 660 km2 olup nüfus yoğunluğu 35'tir. İlçe toprakları Kızılırmak Vâdisinde yer alır. Kuzeyini Akdağ engebelendirir. Başlıca düzlüğü Palas Ovasıdır. Ovanın batısında Tuzla Gölü yer alır. Başlıca akarsuyu Kızılırmak'tır.

Ekonomisi tarıma dayanır. Başlıca tarım ürünleri, şekerpancarı, buğday ve arpa olup, ayrıca az miktarda sebze ve meyve yetiştirilir. Hayvancılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. Un, makarna ve oto yedek parçası üreten atölyeleri başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi, Sarıoğlan Suyu Vâdisinde kurulmuştur. Kayseri-Sivas demiryolu ilçeden karayolu ise 4 km güneyinden geçer. İl merkezine 54 km mesâfededir. 1960'ta ilçe olan Sarıoğlan'ın belediyesi 1954'te kurulmuştur.

Sarız: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 19.255 olup, 3935'i ilçe merkezinde, 15.320'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 38 köyü vardır. Yüzölçümü 1239 km2, nüfus yoğunluğu 16'dır. İlçe toprakları dağlıktır. Doğu ve kuzeyinde Tahtalı Dağları, güneydoğusunda Binboğa Dağları yer alır. Başlıca akarsuları Humaz Çayı ve Sarız Çayıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar ve elma olup, az miktarda ayçiçeği, baklagiller ve vişne yetiştirilir. Hayvancılık başlıca gelir kaynağıdır. En çok koyun ve kıl keçisi beslenir. İlçe topraklarında diyasporit, jips ve krom yatakları vardır.

İlçe merkezi, Sarız Çayı Vâdisinde kurulmuştur. Eski ismi Kayyeri'dir. Gelişmemiş küçük bir yerleşim merkezidir. İl merkezine 135 km mesafededir. Denizden yüksekliği 1500 metredir. 1949'da ilçe olan Sarız'ın belediyesi aynı sene kurulmuştur.

Talas: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 49.025 olup, 30.485'i ilçe merkezinde, 18.540'ı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 14 köyü vardır. İlçe toprakları dağlıktır. Kuzeyinde Kayseri Ovası yer alır.

Ekonomisi tarım ve turizme dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri zerdali ve üzümdür. Bağları meşhurdur. Erciyes eteklerinde turistik dinlenme tesisleri vardır. İlçe merkezi Erciyes Dağı eteklerinde kurulmuştur. İl merkezine 8 km mesâfededir. Merkez ilçeye bağlı bucakken 19 Haziran 1987'de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu. Belediyesi 1911'de kurulmuştur.

Tomarza: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 42.669 olup, 11.337'si ilçe merkezinde, 31.332'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 32, Toklar bucağına bağlı 22 köyü vardır. Yüzölçümü 1500 km2 olup nüfus yoğunluğu 294'tür. İlçe toprakları dağlık ve engebeli alanlardan meydana gelir. Kuzeyinde Aygörmez Dağı, doğu ve güneydoğusunda Tahtalı Dağları, güneybatısında Sövegen Dağı yer alır. Zamantı Çayı başlıca akarsuyu olup Tomarza Ovasını sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, çavdar, arpa ve şekerpancarı olup, ayrıca az miktarda elma, üzüm, baklagiller, vişne ve ayçiçeği yetiştirilir. Hayvancılık önemli gelir kaynağıdır. En çok koyun ve sığır beslenir. Kilim dokumacılığı yaygın olarak yapılır.

İlçe merkezi Sövegen Dağı eteklerinde kurulmuştur. Develi-Pınarbaşı karayolu ilçeden geçer. Eski ismi Köstere'dir. İl merkezine 56 km mesâfededir. 1953'te ilçe olan Tomarza'nın belediyesi 1949'da kurulmuştur.

Yahyalı: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 44.047 olup, 20.401'i ilçe merkezinde, 23.646'sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 27 köyü vardır. Yüzölçümü 1604 km2 olup, nüfus yoğunluğu 27'dir. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Güneydoğusunda Tahtalı Dağları, güneybatı ve batısında Aladağlar, Kuzeybatısında DeveliOvasının bir bölümü yer alır. Başlıca akarsuyu Zamantı Çayıdır. Yüksek kesimlerde köknar, kızıl çam, sedir, karaçam ve ardıç ormanları vardır.

Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. En çok koyun ve kıl keçisi beslenir. Başlıca tarım ürünleri buğday, elma, arpa, patates, üzüm, çavdar ve ayçiçeğidir. Meyvecilik yaygın olarak yapılır. Hayvancılık gelişmiştir. Halıcılık yaygın olarak yapılan el sanatıdır. İlçe topraklarında çinko kurşun ve demir yatakları vardır.

İlçe merkezi Develi ovasına açılan dar bir vadide kurulmuştur. Eski ismi Gazibenli idi. İl merkezine, Yeşilhisar üzerinden 104 km, Develi üzerinden ise 83 km mesâfededir. 1954'te ilçe olan Yahyalı'nın belediyesi 1953'te kurulmuştur.

Yeşilhisar: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 24.427 olup, 11.904'ü ilçe merkezinde, 12.523'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 19 köyü vardır. Yüzölçümü 987 km2 olup, nüfus yoğunluğu 25'tir. İlçe topraklarının batısında Hodul Dağı, doğusunda ise Karahisar Ovası yer alır.

İlçe ekonomisi tarım ve halı dokumacılığına dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, arpa, buğday, elma, üzüm, çavdar, patatestir. Hayvancılık ilçeden ayrıca az miktarda kıl keçisi beslenir. El dokuması Karahisar halısı meşhurdur. İlçe topraklarında zengin rezervli demir yatakları işletilmektedir.

İlçe merkezi Niğde-Kayseri demir ve karayolu üzerinde yer alır. İl merkezine 63 km mesâfededir. Eski ismi Karahisar'dır. 1948'de ilçe olan Yeşilhisar'ın belediyesi 1885'te kurulmuştur.

Târihî Eserler ve Turistik Yerleri

Orta Anadolu'nun ticâret ve sanâyi merkezi, kara ile demiryollarının kavşak noktası olan Kayseri tabiî güzellikleri yanında çok zengin târihî eserlere sâhiptir. Çok eski bir yerleşim merkezi olduğundan pekçok târihî eser ve yeri vardır. Bunların en önemlileri Selçuklu veOsmanlı devrine âit olanlardır. Selçuklu eserleri Konya'dan sonra en çok Kayseri'dedir. Selçuklu ve Osmanlı devri eserleri görülmeye değer güzellikte birer sanat şâheserleridir. Önemlilerinden bâzıları:

Kayseri Kalesi: Beşinci asırda Bizans İmparatoru Justinianus yaptırmıştır. Birçok harpte zarar gören kale Birinci Alâeddîn Keykubâd zamânında tâmir edilmiştir. Daha sonra Karamanoğlu ve Osmanlılar devrinde tâmir edilerek kullanılmıştır. İç ve dış kaleden meydana gelmiş ise de bugün dış kale çok harab vaziyettedir. İç kale dörtgen plânlı 195 burçludur. Doğuda güneyde ve kuzeyde olmak üzere üç kapısı vardır.

Zamantı Kalesi: Pınarbaşı yakınındadır.

Şahmelik Kalesi: Develi ilçesinin Şahmelik köyü yakınlarındadır. Romalılar döneminde yapılan kale, Bizanslılar tarafından da kullanılmıştır. Günümüzde harab vaziyettedir.

Yeşilhisar Kalesi: Adıyla anılan ilçededir.

Develi Kalesi: Develi ilçesinin batısında sarp kaya üzerine yapılmıştır. Harab vaziyettedir.

Hunad Hâtun Külliyesi: Anadolu Selçukluları devrinde yapılan ilk külliyelerdendir. 1238'de Birinci Keykubad'ın eşi Mahperi Hunad Hâtun tarafından yaptırılmıştır. Külliye, câmi, medrese, türbe ve hamamdan meydana gelmiştir. Câmi minâresizdir. Minâresi ve büyük kubbe de İkinci Abdülhamîd Han zamanında yaptırılmıştır. Külliye, taş işçiliği şâheseridir. Hamam 1968'de Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tâmir ettirilmiştir.

Kölük Câmii ve Medresesi: On üçüncü asır Selçuklu eseridir. 1205 senesinde Selçuklu kumandanlarından Mazaffereddîn Mahmûd'un kızı Atsız Elti Hâtun yaptırmıştır. 1335'te depremden zarar gören yapıyı Kölük Şemseddîn tâmir ettirdiği için onun ismi ile anılmaktadır. Câminin mihrabı ve çinileri çok meşhurdur. Medrese iki katlıdır.

Hacı Kılıç Câmii ve Medresesi: Selçuklu vezirlerinden Ebû Kâsım Ali Tûsî 1242-1249 arasında yaptırmıştır. Câmi ve medresenin giriş kapıları nefis taş işçiliğinin güzel örneklerindendir. Câmi dışardan kale gibi gözükür. Sarı ve siyah taştan yapılmıştır.

Ulu Câmi: On ikinci asır Selçuklu eserlerindendir. 1135'te yapılan eser 1,5 m toprağa gömülüdür. Melih Mehmed Gâzi tarafından yaptırılmıştır. Çeşitli zamanlarda tâmir gören eser ilk orjinal yapı özelliğini kaybetmiştir. Yanında türbe ve medrese vardır. En eski Türk eserlerinden ve Anadolu'daki ilk Türk câmilerinden olup, minâresi Türkiye'nin en uzun minârelerindendir. On sekizinci asrın sonlarında Reîsülküttâb Râşit Efendi yanına bir kütüphâne yaptırmıştır. Çok değerli yazma eserleri vardır.

Kurşunlu Câmi: 1585'te yapılmıştır. Osmanlı devrine âittir. Asıl ismi Hacı Ahmed Paşa Câmiidir. Mîmar Sinan'ın eserleri arasında yer almaktadır. Hacı Ahmed Paşa, kaptân-ı deryâ idi. Kubbesi kurşundan olduğu için bu isim verilmiştir. Câmi külliyesinde kervansaray aşhâne, paşa odaları, medrese odaları ve şadırvan vardır.

Fâtih Sultan Mehmed Câmii: 1478'de Fâtih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmıştır. Kale içinde olduğundan Kale Câmii olarak da bilinir.

Lalapaşa Câmii: Muslihiddîn Paşa tarafından 1308'de yaptırılmıştır. Lâle Câmii de denir. Minberi eşi bulunmaz bir şâheserdir. Sultan İkinci Abdülhamîd Hanın hediye ettiği muhâfazada sakal-ı şerîf bulunmaktadır.

Ulu Câmi: Bünyan ilçesindedir. 1256'da Kaluyan bin Karabuda tarafından yaptırılmıştır. Taç kapının kitâbe ve süslemeleri çok güzeldir. Kesme taş duvarları ile kale görünümündedir.

Develi Ulu Câmi: Develi ilçesindedir. 1281'de Göçer Araslan ve eşi Saad tarafından yaptırılmıştır. Mihrabı çok süslüdür.

Avgunlu Medresesi: On üçüncü asırda yapılmıştır. Medrese, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yeniden restore edilmiştir.

Sâhibiye Medresesi: 1267'de Selçuklu vezirlerinden Sâhip Ata yaptırmıştır. Kapısını çevreleyen geometrik işlemeler Selçuklu taş işçiliğinin en güzel örneklerindendir.

Köşk Medrese: 1341'de Alâeddîn Eratna tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştandır. Avlunun ortasında bir türbe vardır. Türbede Alâeddîn Eratna ve hanımı gömülüdür.

Hâtuniye Medresesi: 1432'de Dulkadiroğullarından Nâsıreddîn Mehmed bin Halil tarafından yaptırılmıştır. Kapısının yanında sivri kemerli iki güzel çeşme vardır.

Çifte Medrese(Şifaiye Gıyâsiye Medresesi): Biri medrese biri hastâne olmak üzere, bitişik iki yapıdan meydana gelmiştir. Dünyada ilk tıp fakültesidir. 1205'te Selçuklu Sultanı Gıyâseddîn Keyhüsrev kız kardeşi Gevher Nesibe Sultan adına vasiyeti üzerine vakıf olarak yaptırmıştır. Kapısı ince işlemeleri ile Selçuklu taş işçiliğinin ilginç örneklerindendir. Hastâne kısmının duvarına bitişik Gevher Nesibe Sultan Türbesi vardır.

Keykubadiye Sarayları: Alâeddin Keykubâd'ın 1224'te yaptırdığı yazlık binâlardır. Küçük bir gölün kıyısında üç köşkten meydana gelmiştir.

Sultan Hanı: Kayseri-Sivas yolunda, Palaş köyündedir. Kitâbesinden 1236'da yapıldığı anlaşılmaktadır. Avlusunda kare plânlı köşk mescid vardır. Konya Sultan Hanından daha büyüktür.

Tekgöz Köprüsü: Kayseri-Ankara yolunda Kızılırmak üzerindedir. Kitâbesinden 1203'te Rükneddîn Süleymân tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Uzunluğu 120 m genişliği 27 metredir.

Çokgöz Köprüsü: Kayseri-Yozgat yolunda, kızılırmak üzerindedir. On üçüncü asırda yapılmıştır. Değişik ebatlarda on beş gözden meydana gelmiştir. Yapılan tâmirler yüzünden orijinal yapısı kaybolmuştur.

Karatay Hanı: Kayseri-Malatya yolundadır. Atabey Emir Celâleddîn tarafından 1240 senesinde yaptırılmıştır. Bezemeli kapısı çok güzeldir.

Çifte Kümbet: 1247'de Sultan Birinci Keykubad, eşi Melîke Âdile için yaptırmıştır. Sivas Caddesi üzerindedir. Kare kaide üstünde sekizgen gövdeli kümbetin pramit külahı yıkılmıştır.

Döner Kümbet: Kayseri-Talas arasındadır. 1276 senesinde BirinciAlâeddîn Keykubâd'ın kızı Şah Cihan Hâtun için yapılmıştır. 12 köşeli olup, üstü koni biçiminde bir külah ile örtülüdür. Sarımsı kesme taştan yapılmıştır. Bitki motifleri ve geometrik motiflerle süslüdür. Kümbete iki yönlü dar bir merdivenle çıkılır.

Melik Gâzi Türbesi: Pınarbaşı ilçesine bağlı Melik Gâzi köyündedir. On ikinci asırda yapılmıştır. İki katlı olup, alt katta lahid odası, üst katta ise sandukaların bulunduğu oda vardır. Türbenin dış yüzü tuğlalarla kaplıdır. Tuğlalar geometrik desenler biçiminde dizilerek güzel bir görünüm kazandırılmıştır.

Eski eserler: Kayseri'nin 20 km kuzeydoğusunda bulunan Kültepe, Hitit ve Asurlulara âit 4000 senelik bir yerleşim merkezidir. Eski adı “Kanişâ€ (Kaneş) idi. Kazılarda binlerce tablet bulunmuştur. Bu antik şehrin kalıntıları da vardır. Asurlu tüccarların bir kolonisiydi. Burada bronz ve bakır çağ devirlerine âit eserler de bulunmuştur. Karum: Kültepe yakınlarında eski bir Hitit ve Asur kenti kalıntısıdır. Erkilet: Hititlere âit bir kentin harâbeleridir. Soğanlı Harâbeleri: Roma devrine âit kiliseler vardır. Bu harâbeler Erdemli, Doğanlı, Araplı ve Göreme'dekilerle aynı özelliği taşır. Başköy'deki büyük kiliseye yer altı kanalları ile bağlıdır. Hepsi fresklerle süslüdür. Kayabaşı Mağaraları: Bünyan ilçesi yakınında olup, ilk çağlara âit sanat izleri bulunur. Roma Mezarı: Sahabiye Medresesi yanında M.Ö. üçüncü asra ve Romalılara âit bir mezardır. Fraktın Yazılı Kabartmalar: Develi ilçesi Fraktın köyü yakınında kayalar üzerinde Hititlere âit yazı ve resimlerdir. İmamkullu Kabartmaları: Develi ilçesinin İmamkullu köyü yakınındadır. Büyük bir kaya (Şimşek Kaya) üzerine yazılmış hiyeroglif yazılar ve kabartma resimler Hititlere âittir. Yemliha Kartalı: Kayseri müzesinde bir Hitit eseridir. Yekpâre granit taştan yapılmıştır. 2 metre 20 cm yükseklikte ve 4 ton ağırlıktadır.

Tabiî güzellikler:

Kayseri'de tabiî güzelliği ile meşhur pekçok mesire yeri vardır. Başlıca mesire yerleri şunlardır:

Erciyes Dağı: Zirvesi devamlı karla örtülü ve İç Anadolu'nun en yüksek dağı olan Erciyes Dağı ve eteklerinde manzarası ve tabiî güzelliği fevkalâde olan mesire yerleri vardır. Ayrıca dağ, kayak sporlarına müsâittir. Erciyes ve Tekir yaylası kış aylarında dağcılık ve kış sporları merkezi özelliğini taşırken, yaz aylarında ideal bir dinlenme yeridir. Çeşitli tesisler, yüzme havuzu, telesiyej yanında dağ evi vardır. Uludağ'dan sonra Türkiye'nin en büyük kış sporları merkezidir. Bağlar: Merkez ilçe ile Erkilet, Gesi, Talas ve Hisarcık arasındadır. Boğaz Köprü: İl merkezinin batısında 20 km mesâfede bulunan bu mesire yeri Karasu yanındadır. Gesi: Tabii bir dinlenme, yeridir. Bağları türkülere konu olmuştur. Talas: Şehre 7 km mesâfededir. Hisarcık: Park ve yüzme havuzu vardır. Dağ evi, su, yeşillik, güneş ve devamlı rüzgâr ile eşsiz bir mesire yeridir. Hisarcık, dağ evine gitmek isteyenlerin geçtiği bir mesire yeridir. Mimar Sinan Parkı ile İnönü Parkı: Şehrin içindedir. Geniş bir sahaya yayılmıştır.

Kapuzbaşı Şelâlesi: Kayseri'ye 170 km mesâfede, ilin güney sınırındadır. Torosların Hacer bölgesinde, yüksekliği yer yer 70 ilâ 150 metreyi bulan kayalardan çıkıp aynı adlı bir çayı meydana getiren şelâleler, Kayseri ve civârının en önemli tabiat harikalarından birisidir. Bir vâdide yükselen kayalıklara eski Türkçede “kapuz†adı verildiği için şelâleler bu adla anılmaktadır. Türklerin bahar mevsiminde buraya gelip şelâlelerin başında kopuz çaldıkları için bu adı aldığını nakledenler de vardır. Yedi ayrı tan çıkan sular, meydana getirdikleri şelâleler ile seyredenleri âdeta büyülemektedir.

Kaplıca ve içmeleri:

Kayseri ili içme ve kaplıca bakımından oldukça zengindir. Önemli ve meşhur kaplıcaları şunlardır:

Bayramhacı Kaplıcası: Kayseri'ye 80 km uzaklıkta Bayramhacı köyü yakınlarındadır. Romatizmal rahatsızlıklara, gut hastalığına ve dolaşım sistemi rahatsızlıklarında faydalıdır. İçme kürleri karaciğer ve safrakesesi hastalıklarına iyi gelir. Kaplıca yanında tesisleri vardır.

Yeşilhisar İçmesi: Yeşilhisar ilçesine 11 km uzaklıkta, Kayseri-Niğde yolu üzerindedir. Mîde ve barsak rahatsızlıklarına faydalıdır. Kaplıca yanında tesisleri vardır.

Tekgöz Kaplıcası: Yemliha köyündedir. Çok eski zamanlardan beri kullanılan bu kaplıca nevralji, yarım felç, kırık ve çıkık ile kadın hastalıklarına iyi gelmektedir.

Hasanarpa Mâden Suyu: İl merkezine 12 km uzaklıkta Hasanarpa köyündedir. Mîde, karaciğer ve böbrek hastalıklarına iyi gelir.


KAYSERİ

İlin Kimliği

Nüfûsu:
943.484
Yüzölçümü:
16.917 km2
İlçeleri:
Kocasinan, Melikgazi, Akkışla, Bünyan, Develi, Felahiye, Hacılar, İncesu, Özvatan, Pınarbaşı, Sarıoğlan, Sarız, Talaz, Tomarza, Yahyalı, Yeşilhisar.


İç Anadolu'nun orta Kızılırmak bölümünde, Erciyas Dağının eteklerinde şirin ve modern bir il. Kuzey ve kuzeybatıda Yozgat, Kuzey ve kuzeydoğuda Sivas, doğuda Kahramanmaraş, güneyde Adana, güneybatıda Niğde, batıda ise Nevşehir illeriyle çevrilidir. 34°56' ve 36°59' doğu boylamları ile 37° 45' ve 38° 18' kuzey enlemleri arasında yer alır.



Târih ve kültür zenginliği yanında ileri bir sanâyi merkezi olan Kayseri'nin pastırması ve Bünyan halısı dünyâca meşhurdur. Trafik numarası38'dir.



Kayseri'nin eski ismi “Mazaka†bilâhare “Evsebia†(Evsebela) idi. Bu kent Roma İmparatorluğunun eline geçince İmparator Tibetius bu kenti îmâr etti. üvey babası ve selefi Augustus'un hâtırasına Lâtince “imparator şehri†mânâsına gelen “Caesarea†dendi. Zamanla “Kaysera†olarak anıldı. Türkler bu şehri fethedince “Kayseri†ismi ile anılmıştır. Araplar “Kaysariye†şeklinde kullanmışlardır.


Kayseri
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi


İç Anadolu Bölgesi'nin Orta Kızılırmak bölümünde il ve bu ilin merkezi olan kent. Kuzeyde Yozgat ve Sıvas, kuzeydoğuda Sıvas, güneydoğuda Kahramanmaraş, güneyde Adana ve batıda Niğde ve Nevşehir illeriyle sınırlanır. İl toprakları İç Anadolu'nun güneydoğusunda oldukça engebeli bir yörede yer alır. İlin hemen hemen orta kesiminde yükselen Erciyeş kitlesi; doğuda (Sarız ilçesinde) Orta Torosların il toprakları içine giren bazı kolları; güneyde, Yahyalı ilçesi yakınlarına kadar sokulan Aladağlar'ın kuzey uzantıları; kuzeyde, Sarıoğlan ilçesinin doğusunda Hınzır Dağı ilin başlıca dağları ve dağlık yöreleridir. Bunlar içinde Erciyeş, Kayseri ilinin bir simgesidir. Kayseri kentinin güneyinde yükselen Erciyeş, çok yakın bir jeoloji döneminde sönmüş, taze bir volkanik kitledir. En yüksek iki doruğu Küçük Erciyeş (3.703 m.) ve İç Anadolu Bölgesi'nin de en yüksek noktası olan Erciyeş'tir (3.917 m.). Yukarda adı geçen dağ kitleleri arasında ortalama 1.000 m. yükseklikte ve bir kısmı kapalı havza durumunda düzlükler yer alır. Bunların en genişi, Erciyeş ve Aladağlar'ın kuzey uzantısı arasında kalan ve orta yerinde tuzlu bir bataklık durumunu alan (Sultansazlığı) Develi Ovası'dır. Kayseri ilinde İç Anadolu'nun az yağışlı, yarı karasal bozkır iklimi egemendir. Kayseri'de; en soğuk ay ortalaması -1,5°; en sıcak ay 22,7°; yıllık yağış ortalaması 366 mm., en yağışlı mevsim ilkbahardır (134 cm.). Doğal bitki örtüsü, bozkır topluluklarıdır. Kayseri ili, birkaç küçük kapalı havza bir yana bırakılacak olursa, sularını Kızılırmak ile Karadeniz'e, doğu ve güneyde de Seyhan Irmağı'nın yukarı kolları Yenice ve Göksu ile Akdeniz'e boşaltır. Kuzeyde, Sarıoğlan ilçesinde yer alan Tuzla Gölü ve yakın çevresi, Kızılırmak'ın hemen yakınında bulunmasına karşın, kapalı bir çanak oluşturur. Gerek tarım ve hayvancılık, gerekse yeraltı ları ve endüstri kuruluşlarıyla Kayseri ili Türkiye'nin orta derecede gelişmiş illerindendir. İç Anadolu'nun öteki illerinde de olduğu gibi, en önemli ürün tahıldır. Ekili alanlar il topraklarının %25'ini kaplar. En çok üretilen tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar, şekerpancarı, ayçiçeği, patates, nohut ve fasulyedir. İlin ekonomisinde meyvecilik ve hayvancılık önemli yer tutur. İl topraklarında alüminyum, bakır, kurşun, çinko, demir, jips, kil, kaolin, krom, linyit yatakları vardır. Krom dış ülkelere ihraç edilir. Kayseri il dışına pastırma, sucuk, baklagiller, yün, deri, dokuma, battaniye, kilim, halı, şeker, emaye ve alüminyum ev gereçleri dayanıklı tüketim malları satar. Cumhuriyet dönemi başında kamu yatırımlarıyla hızlı bir kalkınma sürecine giren Kayseri'de son yıllarda özel kesim de yatırımlara başlamıştır. Önceleri tarım ürünlerine bağlı olan sanayi daha sonraları çeşitlenmiştir. Şeker, süt, et ürünleri, meyve suyu, konserve, yün, kağıt, mukavva, iplik, dokuma, battaniye ve halı, deri, çinko,kurşun döküm, traktör, metal eşya, makine, takım tezgahı üreten fabrikalar başlıca sanayi kuruluşlarıdır. Batıdan, Ankara üzerinden gelen demiryolu, Kayseri'nin hemen doğusunda ikiye ayrılır:

Bir kol İncesu, Yeşilhisar üzerinden güneye iner ve Ulukışla yakınında Konya-Karaman üzerinden gelen bir yol ile birleşerek Çukurova'ya ulaşır. Öteki kol, Kayseri-Şarkışla üzerinden Sıvas'a, doğuya ve Karadeniz kıyılarına ayrılır. Böylece Kayseri'nin Türkiye'nin her yanıyla demiryolu bağlantısı sağlanmaktadır. Başlıca karayolları da şunlardır: Ankara - Kırşehir ve Ankara - Aksaray - Nevşehir üzerinden gelen iki ana yol Kayseri'de birleşerek Sıvas üzerinden doğuya ve Karadeniz kıyılarına yönelirler. Bu ana şoselerden ayrılan iki yol da, Kayseri'yi Bünyan-Pınarbaşı üzerinden Malatya'ya ve İncesu - Yeşilhisar üzerinden Ankara - Adana şosesine bağlar. Erciyeş Dağı'nın kuzey eteğinde, kendi adını taşıyan ovada kurulmuş olan Kayseri tarihî bir kenttir. Hemen yakınında yer alan Kültepe (Kaniş) arkeolojik kalıntıları, bölgenin Hitit döneminde de yerleşilmiş bir alan olduğunu kanıtlar. Roma, Bizans, Arap ve Selçuklu egemenliklerinden sonra, kent 1515'te Osmanlı Devleti yönetimine girmiştir.





  • Kayseri Doa Tesisleri - Kayseri


  • Kayseri Büyükşehir Belediyesi - Kayseri


  • Kayseri - Melikgazi - Kayseri Kilim Sosyal Bilimler Lisesi


Kaynak:msxlabs.org

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Kayseri
Kayseri
http://img824.imageshack.us/img824/7240/meydan.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/kayseri.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/kayseri.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content