KRAVAT , -tı a. (fr. cravate, aim. lehçe krawat, hırvat, hırvat askerlerinin boyunlarına taktıkları ince kumaş şeritten esinlenerek)...
KRAVAT
, -tı a. (fr. cravate, aim. lehçe krawat, hırvat, hırvat askerlerinin boyunlarına taktıkları ince kumaş şeritten esinlenerek). Gömleğin yakasının altından geçirilen öndeki kanatlarından biri öbüründen daha geniş olan ve gömleğin önünü süsleyen kumaş şeridi. (Eşanl. BOYUNBAĞl.)—Ask. tar. Hırvatlar'dan oluşmuş çeşitli askeri birlikleri belirten sözcük.
—Giy. Kravat bağlamak, kravatın iki ucunu birbirinin arasından geçirerek yakanın ortasına gelecek halde düğüm yapmak.
Kravat takmak. Papyon ya da kelebek kravat, önde fiyonk halde bağlanan kravat. (Dar ve boydan boya nerede ise aynı genişlikte bir boyunbağıdır. Yaka altından geçirilip önde fiyonk oluşturacak halde bağlanır. Fiyongu durağan(durgun) olarak yapılıp arkadan kopça vb. ile bağlanan hazırları da vardır. XIX. yy. sonlarında ve XX. yy. başlarında yüksek dereceli devlet memurları ve Batı'ya öykünen zengin zümre içinde yaygın halde kullanılmıştır. Bugün daha çok resmi davetlerde takılmaktadır.)
Plastrón kravat, gömleğin yalnızca yakası görünecek halde büyük bir düğümle bağlanmış ve sarkan uçları gömleğin önünü bütünüyle örten geniş kravat. (Yelekle giyilir, düğümünün üstüne inci, pırlanta vb. kıymetli taşlardan yapılmış bir iğne iliştirilirdi. XIX. yy. sonlarında giyimde Batı'ya öykünen aydınlar, devlet görevlileri, diplomatlar ve zengin zümre içinde yaygındı. Bugün kullanılmamaktadır.)
—Spor. Güreşte, rugbyde vb. kolu rakibin boynuna sararak meydana getirilen tehlikeli ve yasaklanmış oyun.
—ANSİKL. Kravat Louis XVI zamanında "Kravatlar" isminde olan ve kralın maiyetinde çalışan, hırvat askerleri tarafınca Fransa'ya getirildi. Kravat, boyna dolanan ve uçları göğsün ortasına kadar sarkan renkli bir kurdele İle boğazın üstünde düğümlenen bir dantel ya da muslin parçasıydı. XVIII. yy.'da, ense kısmı büzgülü minik bir şeride dönüştü. Directoire'dan Louis-Philippe dönemine kadar boynun çevresinde birkaç kez dolandırılıyordu. Ondan sonra ince kumaştan bir şerit biçimine girdi.
Türkiye'de giyimi tamamlayıcı bir unsur olarak kravat kullanılması, batılılaşma ile gündeme geldi, ilkin Batı yanlısı aydınlar içinde yaygınlaşan kravat, Abdülmecit' in (1839-1861) kravat kullanmasıyla saray çevresi ve yüksek dereceli memurlar içinde da benimsendi, 1860-1875 yılları aralığında giderek yaygınlaştı. Birinci Dünya savaşı sonrasında devlet memurlarının çoğunluğu kravat kullanıyordu. Cumhuriyet döneminde istanbul dışındaki şehir ve kasabalarda da yaygınlaşmaya başladı.
Kravat bugün adam giyiminin başlıca tamamlayıcı öğelerindendir. Kimi süre hanım giyiminde de moda olmakta, değişen adam modasına koşut olarak kalınlığı, renkleri ve uzunluğu oldukça sık değişime uğramaktadır. 1980'den sonrasında piyasaya sürülen bir genelgeyle devlet memurlarının kravat takmaları mecburi tutulmuştur. Bazı resmi davetlerde ve protokol gereği kravat takmak zorunludur.
—Ask. tar. Daha Louis XIII döneminde, Fransa'da kravat atlılardan oluşan bir alay kurulmuştu. Louis XlV'ün "kravat" sözcüğünün bozulmuş bir biçimini kullanarak Royal-Cravate adını verdiği (1666) bu alay, Fransız devrimi'nde lağvedildi. Bu alayın askerleri ve subayları boyunlarını sıkı sıkıya sarıp düğümledikten sonrasında göğüslerine inen bir kumaş parçası bağladıkları için bu giyim öğesine "kravat" adı verilmişti.
Kaynak: Büyük Larousse
Bknz.>>
Moda ve Yoldam - Kravat
Kravat iğnesi nerelerde satılır?
YORUMLAR