Fausto Zonaro'nun, Fatih'in İstanbul'a girişini resmetmesinin sebebi nedir? Her kent, yaşayanları üstünde bir iz bıra...
Fausto Zonaro'nun, Fatih'in İstanbul'a girişini resmetmesinin sebebi nedir?
Her kent, yaşayanları üstünde bir iz bırakır. İşte bu iz kimi zaman sanatçıların dizelerinde, kimi zaman fırçalarında, kimi zaman parmaklarında insanlığa armağan edilen yapıtlara dönüşür. İstanbul'da İtalyan Ressam Zonaro'nun üstünde bıraktığı izle, paha biçilmez tabloların yapımına ve sanat harikalarının ortaya çıkmasına katkı sunmuştur.
İtalyan Ressam Zonaro İstanbul'a ulaştıktan sonra kendisini dünya genelinde üne kavuşturacak çalışmalara imza atar. Zonaro yoksul bir ailenin evladı olduğundan, minik yaşta emek harcama hayatına atılır. Ve ilk yapmış olduğu iş de duvar ustalığı olur. Zonaro'nun el mahareti burada da kendisini gösterir. Zonaro bu işi bir o kadar güzel bir halde yapmaktadır ki kısa zamanda usta olur. Zonaro'nun resme olan ilgisi, her geçen gün artarak sürer, içinde bulunmuş olduğu ağır emek harcama koşulları onu bu sanat dalından uzaklaştırmaz, aksine yakınlaştırır.
İlk olarak Verona'da bulunan Academia Cignorali' ye kaydını yaptıran Zonaro, sonrasında Roma Güzel Sanatlar Akademisi'ne devam eder. Kendi başına sürdürdüğü fotoğraf çalışmalarını artık bilimsel bir ortamda gerçekleştirme imkanı gören Zonaro'nun kabiliyetini keşfetmek çok da fazla zor olmamıştı. Kısa zamanda akademideki hocaları Zonaro'nun stilinin farkına varmışlardı.
1874 senesinde İstanbul'a gelen İtalyan yazar Edmando Amicis yazdığı Constantinapolis (İstanbul) adlı kitabında İstanbul'dan övgüyle bahsetmiş, İslam kültürünün damgasını vurmuş olduğu toplumsal hayata vurgu yapmıştır. Bu İtalyan yazarın kitabını okuyan Zonaro'nun aklına İstanbul'dan başka bir kent gelmez. Bu gizemli şehri merak eden Zonaro, 9 günlük bir yolculuğun peşinden eşiyle beraber 1891 senesinde İstanbul'a gelir.
Beyoğlu'nda ahşap bir ev kiralayan Zonaro çalışmalarına burada devam eder. İstanbul'da yapmış olduğu tabloları, yüksek kaldırımda sahaflık meydana getiren Zellichi tarafınca satışa sunulur. Tablolar büyük ilgi görür. Zaman içinde beraber, İstanbul Zonaro'ya, Zonaro da İstanbul'a alışmaya adım atar. Fakat Zonaro'nun İstanbul'daki serüveni Osman Hamdi Bey'le tanışmasıyla değişmiş olur. Zonaro kendisi şeklinde ressam olan Hamdi bey'in tavır ve hareketlerinden oldukça etkilenir. Osman Hamdi Bey'le beraber Zonaro İstanbul'daki sanatla alakalı zemine de ayak basar. Şehrin ileri gelenleri fotoğraf dersleri vermeye adım atar. Yakın çevresinin isteğiyle II. Abdülhamit'e tablolarını gönderen Zonaro Abdülhamit'in büyük beğenisini alır.
Abdülhamit Zonaro'nun “Ertuğrul'un Galata'dan Uğurlanması†tablosunu oldukça beğenir ve Zonaro'yu saraya çağırır. Saraya çağırılan Zonaro, II. Abdülhamit tarafınca Ressam-ı Hazreti Şehriyar-i olarak atanır. Zonaro artık sarayın baş ressamıdır. Bu görevi aldıktan sonrasında Beyoğlu'ndan Beşiktaş'taki Akaretler'e taşınan Zonaro, çalışmalarını hızlandırmış ve çok mühim çalışmalara imza atmıştır. Zonaro'nun Beşiktaş'taki evi devrin mühim isimlerine de misafirlik etmiştir. İngiliz devlet adamı Churchill, Recaizade Mahmut Ekrem, bu eve konuk olan adlardan birkaçıdır.
Zonaro'nun bu zamanda yapmış olduğu resimler bizlere devrin Osmanlısı hakkında çok mühim bilgiler sunmaktadır. Yıldız Sarayı'nı kendisine emek harcama alanı seçen Zonaro o süreci bir tek tablolarında anlatmakta kalmamış, yakın çevresine de İstanbul'a duyduğu sevgiyi ve anılarını aktarmıştır. Yıldız Sarayı'nda yapmış olduğu emekler esnasında Şehzade Burhaneddin Efendi'nin fotoğraf sanatına olan ilgisi Zonaro'yu derinden etkilemiştir. Abdülmecit de Zonaro ile yakın ilişki kurmuş ve tablolarına ilgi göstermiştir.
Zonaro'nun tabloları aslında Osmanlı tarihinin renklerle ifadesidir. Zonaro bizlere Osmanlı tarihini fırça darbeleriyle aktarmıştır. Onun eserlerinde Osmanlı toplumunun yaşayışını, kültürel ve toplumsal özelliklerini, saray yaşantısını görmek mümkündür.
Zonaro 1909 senesinde duyuru edilen Meşrutiyet'le beraber, 1910 senesinde İstanbul'u terk etmek zorunda kalır. Fakat yerleştiği San Remo'da İstanbul'u mevzu alan resimler yapmayı sürdürür.
19 yıl İstanbul'da kalan, İtalyan Ressam Zonaro, Osmanlı toplumundan oldukça fazla etkilenmiş ve bu toplumu çok sevmiştir. Zonaro'nun 2300 tane tablosundan, 1350 tanesi İstanbul konuludur.
Onun sevgisini idrak etmek için Fatih'in İstanbul'a girişini gösteren tablosuna bakmak kafi olacaktır sanırım.
Zonaro İtalyan asıllı bir ressam olarak anılsa da aslında o bir Osmanlı ressamıdır. Bu kültürden çok şeyler öğrenmiştir. İstanbul'da yaşamaya başladıktan sonrasında tekrar nü resmi yapmamıştır. “10 Muharrem†tablosunda Muharrem ayını anlatmaya çalışan Zonaro'nun bu tabloyu yapabilmek için bir çok tekkeyi gezdirilmiş olduğu ve zikir törenlerine katılmış olduğu ifade edilmektedir. Zonaro şahsında aslında Osmanlı sultanlarının sanata gösterdikleri ilgiyi de görmüş oluyoruz.
Zonaro bugün dünya genelinde bir ressam olarak anılıyorsa bunda II. Abdülhamit'in oranı büyüktür. Zonaro'ya Beşiktaş'ta ev veren II. Abdülhamit, aynı amanda Zonaro'ya maaş bağlamıştır. Herşey bir yana Zonaro'yu en fazla Osmanlı kültür ve yaşantısı etkilemiştir. Siyasal entrikalar sebebiyle İstanbul'dan ayrılmak zorunda kalan meşhur ressam, ölene kadar yakın çevresine hep İstanbul'dan ve yaşadıklarından bahsetmiştir. İstanbul'da tablolarını görme imkanı bulduğumuz Zonaro'nun tablolarına baktığımda ilk aklıma gelen şu oldu. Zonaro ne kadar İtalyansa, o denli da Osmanlıymış.
Sebep: Sual düzeni!
Fausto Zonaro
İstanbul - Fatih - İstanbul Lisesi
İstanbul Fatih'te gezebileceğimiz müzeler nedir?
Bu bildiri 'en iyi çözüm' seçilmiştir.
İtalyan Ressam Zonaro İstanbul'a ulaştıktan sonra kendisini dünya genelinde üne kavuşturacak çalışmalara imza atar. Zonaro yoksul bir ailenin evladı olduğundan, minik yaşta emek harcama hayatına atılır. Ve ilk yapmış olduğu iş de duvar ustalığı olur. Zonaro'nun el mahareti burada da kendisini gösterir. Zonaro bu işi bir o kadar güzel bir halde yapmaktadır ki kısa zamanda usta olur. Zonaro'nun resme olan ilgisi, her geçen gün artarak sürer, içinde bulunmuş olduğu ağır emek harcama koşulları onu bu sanat dalından uzaklaştırmaz, aksine yakınlaştırır.
İlk olarak Verona'da bulunan Academia Cignorali' ye kaydını yaptıran Zonaro, sonrasında Roma Güzel Sanatlar Akademisi'ne devam eder. Kendi başına sürdürdüğü fotoğraf çalışmalarını artık bilimsel bir ortamda gerçekleştirme imkanı gören Zonaro'nun kabiliyetini keşfetmek çok da fazla zor olmamıştı. Kısa zamanda akademideki hocaları Zonaro'nun stilinin farkına varmışlardı.
1874 senesinde İstanbul'a gelen İtalyan yazar Edmando Amicis yazdığı Constantinapolis (İstanbul) adlı kitabında İstanbul'dan övgüyle bahsetmiş, İslam kültürünün damgasını vurmuş olduğu toplumsal hayata vurgu yapmıştır. Bu İtalyan yazarın kitabını okuyan Zonaro'nun aklına İstanbul'dan başka bir kent gelmez. Bu gizemli şehri merak eden Zonaro, 9 günlük bir yolculuğun peşinden eşiyle beraber 1891 senesinde İstanbul'a gelir.
Beyoğlu'nda ahşap bir ev kiralayan Zonaro çalışmalarına burada devam eder. İstanbul'da yapmış olduğu tabloları, yüksek kaldırımda sahaflık meydana getiren Zellichi tarafınca satışa sunulur. Tablolar büyük ilgi görür. Zaman içinde beraber, İstanbul Zonaro'ya, Zonaro da İstanbul'a alışmaya adım atar. Fakat Zonaro'nun İstanbul'daki serüveni Osman Hamdi Bey'le tanışmasıyla değişmiş olur. Zonaro kendisi şeklinde ressam olan Hamdi bey'in tavır ve hareketlerinden oldukça etkilenir. Osman Hamdi Bey'le beraber Zonaro İstanbul'daki sanatla alakalı zemine de ayak basar. Şehrin ileri gelenleri fotoğraf dersleri vermeye adım atar. Yakın çevresinin isteğiyle II. Abdülhamit'e tablolarını gönderen Zonaro Abdülhamit'in büyük beğenisini alır.
Abdülhamit Zonaro'nun “Ertuğrul'un Galata'dan Uğurlanması†tablosunu oldukça beğenir ve Zonaro'yu saraya çağırır. Saraya çağırılan Zonaro, II. Abdülhamit tarafınca Ressam-ı Hazreti Şehriyar-i olarak atanır. Zonaro artık sarayın baş ressamıdır. Bu görevi aldıktan sonrasında Beyoğlu'ndan Beşiktaş'taki Akaretler'e taşınan Zonaro, çalışmalarını hızlandırmış ve çok mühim çalışmalara imza atmıştır. Zonaro'nun Beşiktaş'taki evi devrin mühim isimlerine de misafirlik etmiştir. İngiliz devlet adamı Churchill, Recaizade Mahmut Ekrem, bu eve konuk olan adlardan birkaçıdır.
Zonaro'nun bu zamanda yapmış olduğu resimler bizlere devrin Osmanlısı hakkında çok mühim bilgiler sunmaktadır. Yıldız Sarayı'nı kendisine emek harcama alanı seçen Zonaro o süreci bir tek tablolarında anlatmakta kalmamış, yakın çevresine de İstanbul'a duyduğu sevgiyi ve anılarını aktarmıştır. Yıldız Sarayı'nda yapmış olduğu emekler esnasında Şehzade Burhaneddin Efendi'nin fotoğraf sanatına olan ilgisi Zonaro'yu derinden etkilemiştir. Abdülmecit de Zonaro ile yakın ilişki kurmuş ve tablolarına ilgi göstermiştir.
Zonaro'nun tabloları aslında Osmanlı tarihinin renklerle ifadesidir. Zonaro bizlere Osmanlı tarihini fırça darbeleriyle aktarmıştır. Onun eserlerinde Osmanlı toplumunun yaşayışını, kültürel ve toplumsal özelliklerini, saray yaşantısını görmek mümkündür.
Zonaro 1909 senesinde duyuru edilen Meşrutiyet'le beraber, 1910 senesinde İstanbul'u terk etmek zorunda kalır. Fakat yerleştiği San Remo'da İstanbul'u mevzu alan resimler yapmayı sürdürür.
19 yıl İstanbul'da kalan, İtalyan Ressam Zonaro, Osmanlı toplumundan oldukça fazla etkilenmiş ve bu toplumu çok sevmiştir. Zonaro'nun 2300 tane tablosundan, 1350 tanesi İstanbul konuludur.
Onun sevgisini idrak etmek için Fatih'in İstanbul'a girişini gösteren tablosuna bakmak kafi olacaktır sanırım.
Zonaro İtalyan asıllı bir ressam olarak anılsa da aslında o bir Osmanlı ressamıdır. Bu kültürden çok şeyler öğrenmiştir. İstanbul'da yaşamaya başladıktan sonrasında tekrar nü resmi yapmamıştır. “10 Muharrem†tablosunda Muharrem ayını anlatmaya çalışan Zonaro'nun bu tabloyu yapabilmek için bir çok tekkeyi gezdirilmiş olduğu ve zikir törenlerine katılmış olduğu ifade edilmektedir. Zonaro şahsında aslında Osmanlı sultanlarının sanata gösterdikleri ilgiyi de görmüş oluyoruz.
Zonaro bugün dünya genelinde bir ressam olarak anılıyorsa bunda II. Abdülhamit'in oranı büyüktür. Zonaro'ya Beşiktaş'ta ev veren II. Abdülhamit, aynı amanda Zonaro'ya maaş bağlamıştır. Herşey bir yana Zonaro'yu en fazla Osmanlı kültür ve yaşantısı etkilemiştir. Siyasal entrikalar sebebiyle İstanbul'dan ayrılmak zorunda kalan meşhur ressam, ölene kadar yakın çevresine hep İstanbul'dan ve yaşadıklarından bahsetmiştir. İstanbul'da tablolarını görme imkanı bulduğumuz Zonaro'nun tablolarına baktığımda ilk aklıma gelen şu oldu. Zonaro ne kadar İtalyansa, o denli da Osmanlıymış.
YORUMLAR