kurcalamak TDK,Türk Dil Kurumu (-i) 1 . Ellemek, karıştırarak bakmak: "Radyoyu kurcalayıp iyice bozdu."- . 2 . Sivr...
kurcalamak
TDK,Türk Dil Kurumu
1 . Ellemek, karıştırarak bakmak:
"Radyoyu kurcalayıp iyice bozdu."- .
2 . Sivri bir şey sokup karıştırarak zorlamak:
"Kilidi kurcalamışlar."- .
3 . Karıştırıp azdırmak, tahriş etmek:
"Çıbanı kurcalamamalı."- .
4 . mecaz Meşgul ve rahatsız etmek:
"Bu sorunun cevabı zihnimi bir hayli kurcalayıp durmuştur."- H. Taner.
5 . mecaz Bir konuyu araştırmak, üstünde durmak, eşelemek:
"Kurcalamazsam belki de çok iyi hazırlanmış bir senaryoyu bana gerçek diye yutturacak."- A. ümit.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- kurcalama sivilceyi çıban edersin
YORUMLAR