kızışmak (nsz) 1 . Yüksek bir dereceyi bulmak, çok ısınmak. 2 . Bitkiler, ıslaklık ve mikropların etkisi altında çürürken ısı...
kızışmak
(nsz)
1 . Yüksek bir dereceyi bulmak, çok ısınmak.
2 . Bitkiler, ıslaklık ve mikropların etkisi altında çürürken ısınmak:
"Ot balyaları kızıştı."- .
3 . Hayvan, eş isteme zamanı gelmek, kösnümek:
"Aygır kızıştı."- .
4 . mecaz Zorlu, sert, kızışık bir durum almak, şiddetlenmek, artmak:
"O dönem politik ortam zaten kızışmıştı."- A. ümit.
5 . mecaz Hızlanmak, hareketlenmek:
"Erkekler arasında sahte kadın olup olmadığı üstüne tartışmalar kızıştı."- L. Tekin.
(nsz)
2 . Bitkiler, ıslaklık ve mikropların etkisi altında çürürken ısınmak:
"Ot balyaları kızıştı."- .
3 . Hayvan, eş isteme zamanı gelmek, kösnümek:
"Aygır kızıştı."- .
4 . mecaz Zorlu, sert, kızışık bir durum almak, şiddetlenmek, artmak:
"O dönem politik ortam zaten kızışmıştı."- A. ümit.
5 . mecaz Hızlanmak, hareketlenmek:
"Erkekler arasında sahte kadın olup olmadığı üstüne tartışmalar kızıştı."- L. Tekin.
YORUMLAR