Marie Curie'nin atom hakkında görüşleri ve emekleri nedir? Marié Curie Emek harcamaları Almanya'da Röntgen "X-ışınl...
Marie Curie'nin atom hakkında görüşleri ve emekleri nedir?
Marié Curie
Emek harcamaları
Almanya'da Röntgen "X-ışınları" söylediği katı cisimlerden bile geçen çok kuvvetli bir ışın keşfetmişti. Fransa'da ise yoğun çalışmalarıyla meşhur fizikçi Becquerel gündemdeydi. Becquerel, deneylerine dayanarak uranyum maden filizinde uranyum haricinde başka bir elementin daha bulunmuş olduğu kanısındaydı; düşüncesini gözlem becerisine hayranlık duyduğu Marie Curie'ye iletti. Curie'ler söz mevzusu elementin malum bir element değil, yeni bir element olduğu sonucuna ulaştılar ve ellerindeki araştırmalarını bir yana iterek çok garip buldukları bu soruna açıklık getirmeye koyuldular.
1896 senesinde bizmut bileşiğini elde ettiler. Bu bileşim uranyumdan 300 kat daha aktifti. Aynı yıl öğretmenlik diplomasını aldıktan sonrasında 1897'de, daha ilkin Henri Becquerel'in duyurduğu, uranyum tuzlarının yaymış olduğu, sonraları radyoaktivite olarak adlandırılacak ışın üstüne detaylı araştırmalara başladı. 1898 başlarında çalışmalarına hız veren Marie toryumun da bu ışınları yaydığını fark etti.
Temmuz 1898'de Curie yeni radyoaktif bir element olan ve uranyumun radyoaktif bozunmasından ortaya çıkan polonyumu bulduklarını duyurdu. (İsmini Marie'nin vatanı Polonya'dan esinlenerek koydular). Polonyum çıkarıldıktan sonrasında geri kalan posanın çok daha kuvvetli olduğu görüldü. Curie'lerin sürdürdükleri uğraş, sonunda hedefine ulaştı: Işın etkinliği yüksek radyum elementi bulunmuş oldu. Eylül 1898'de Fransız kimyacı Eugene Demarchay'ın spektroskopi yöntemi ile tanımlanmasına yardım etmiş olduğu, organik radyoaktif element radyumu duyurdu. Yapmış olduğu emek harcama bir elementin radyoaktif işlemlerden sonrasında başka bir elemente dönüşebileceğini gösteriyordu.
Atom hakkında görüşleri
Marie Curie'nin atom üstündeki en mühim görüşü atomun parçalanabilir olmasıdır.
Atomun parçalanamaz olduğu düşüncesinin yıkılışı Becquerel'in X-ışınımları üstünde yapmış olduğu emekler ile adım atar. Becquerel bir uranyum bileşiği olan potasyum uranil sülfat bileşiği ile yapmış olduğu denemelerde bu bileşikten yayılan ışımaların malum X-ışınlarından değişik bulunduğunu gözlemledi. Bu ışınlar maddeden geçiyor ve havayı iyonlaştırabiliyordu. Bu yeni ışımaya Marie Curie tarafınca devamlı ışıma anlamına gelen radyoaktivite adı takıldı. Marie Curie çeşitli uranyum bileşikleri üstünde yapmış olduğu denemelerle bu ışımanın bileşik içindeki uranyum miktarı ile doğru orantılı bulunduğunu belirledi. Marie ve Piere Curie beraber yaptıkları çalışmalarda benzer ışımalar icra eden polonyum ve radyum elementleri buldular. Radyumun yaymış olduğu ışıma incelenirken radon adını verdikleri bir gazın yayıldığını gözlemlediler. Bununla birlikte bu gazla birlikte helyum da bulunuyordu. Helyum malum bir elementti. Bu sonuçlar atomun parçalandığının habercisiydi. Bu yüzyıllardır aranan felsefeci taşı olmaksızın bir atomun bir başka atoma dönüşebiliyor olması demekti.
DEVAMI
Henri Becquerel'in atom hakkında görüşleri nedir?
John Dalton'un atom hakkında görüşleri nedir?
Atomla uğraşan Türk bilim adamlarının atom hakkında görüşleri nedir?
Maddenin yapısı hakkında çağıl fikirlerin elde edilmesi, John Dalton'un atom teorisini geliştirmesi ile adım atmıştır. Çağdaş kimyanın genel teorileri, maddenin atom molekül ve iyonlardan oluştuğunu söyler.
“Daha minik parçacıklara ayrılamayan†anlamına gelen atomos adını, ilk kere, Yunanlı felsefeci Democritos kullanmıştır.
Atomu bugünkü çağıl anlamında, elementin en minik parçası olarak tanım eden şahıs ise İngiliz bilim adamı ve kimya öğretmeni John Dalton'dur. Dalton'un atom teorisi,bununla beraber çağıl kimyanın başlangıcıdır.
Bu ileti 'en iyi yanıt' seçilmiştir.
Marié Curie
Emek harcamaları
Almanya'da Röntgen "X-ışınları" söylediği katı cisimlerden bile geçen çok kuvvetli bir ışın keşfetmişti. Fransa'da ise yoğun çalışmalarıyla meşhur fizikçi Becquerel gündemdeydi. Becquerel, deneylerine dayanarak uranyum maden filizinde uranyum haricinde başka bir elementin daha bulunmuş olduğu kanısındaydı; düşüncesini gözlem becerisine hayranlık duyduğu Marie Curie'ye iletti. Curie'ler söz mevzusu elementin malum bir element değil, yeni bir element olduğu sonucuna ulaştılar ve ellerindeki araştırmalarını bir yana iterek çok garip buldukları bu soruna açıklık getirmeye koyuldular.
1896 senesinde bizmut bileşiğini elde ettiler. Bu bileşim uranyumdan 300 kat daha aktifti. Aynı yıl öğretmenlik diplomasını aldıktan sonrasında 1897'de, daha ilkin Henri Becquerel'in duyurduğu, uranyum tuzlarının yaymış olduğu, sonraları radyoaktivite olarak adlandırılacak ışın üstüne detaylı araştırmalara başladı. 1898 başlarında çalışmalarına hız veren Marie toryumun da bu ışınları yaydığını fark etti.
Temmuz 1898'de Curie yeni radyoaktif bir element olan ve uranyumun radyoaktif bozunmasından ortaya çıkan polonyumu bulduklarını duyurdu. (İsmini Marie'nin vatanı Polonya'dan esinlenerek koydular). Polonyum çıkarıldıktan sonrasında geri kalan posanın çok daha kuvvetli olduğu görüldü. Curie'lerin sürdürdükleri uğraş, sonunda hedefine ulaştı: Işın etkinliği yüksek radyum elementi bulunmuş oldu. Eylül 1898'de Fransız kimyacı Eugene Demarchay'ın spektroskopi yöntemi ile tanımlanmasına yardım etmiş olduğu, organik radyoaktif element radyumu duyurdu. Yapmış olduğu emek harcama bir elementin radyoaktif işlemlerden sonrasında başka bir elemente dönüşebileceğini gösteriyordu.
Atom hakkında görüşleri
Marie Curie'nin atom üstündeki en mühim görüşü atomun parçalanabilir olmasıdır.
Atomun parçalanamaz olduğu düşüncesinin yıkılışı Becquerel'in X-ışınımları üstünde yapmış olduğu emekler ile adım atar. Becquerel bir uranyum bileşiği olan potasyum uranil sülfat bileşiği ile yapmış olduğu denemelerde bu bileşikten yayılan ışımaların malum X-ışınlarından değişik bulunduğunu gözlemledi. Bu ışınlar maddeden geçiyor ve havayı iyonlaştırabiliyordu. Bu yeni ışımaya Marie Curie tarafınca devamlı ışıma anlamına gelen radyoaktivite adı takıldı. Marie Curie çeşitli uranyum bileşikleri üstünde yapmış olduğu denemelerle bu ışımanın bileşik içindeki uranyum miktarı ile doğru orantılı bulunduğunu belirledi. Marie ve Piere Curie beraber yaptıkları çalışmalarda benzer ışımalar icra eden polonyum ve radyum elementleri buldular. Radyumun yaymış olduğu ışıma incelenirken radon adını verdikleri bir gazın yayıldığını gözlemlediler. Bununla birlikte bu gazla birlikte helyum da bulunuyordu. Helyum malum bir elementti. Bu sonuçlar atomun parçalandığının habercisiydi. Bu yüzyıllardır aranan felsefeci taşı olmaksızın bir atomun bir başka atoma dönüşebiliyor olması demekti.
DEVAMI
Henri Becquerel'in atom hakkında görüşleri nedir?
John Dalton'un atom hakkında görüşleri nedir?
Atomla uğraşan Türk bilim adamlarının atom hakkında görüşleri nedir?
YORUMLAR