mazi isim (ma:zi Arapça m¥ø³ 1 . Geçmiş: "Genç olmak maziyi ulu orta tahkir için bir mazeret değildir."- H. R. Gürpı...
mazi
isim (ma:zi
1 . Geçmiş:
2 . eskimiş, dil bilgisi Geçmiş zaman.
Sırat - Mazi Koridoru Ep [Full Album]
mazi Ar. m¥ø³
a. (ma:zi 1. Geçmiş: “Mazinin mefahirini yaşatmak, bir millete yapılacak en büyük hizmet.†-C. Meriç.
2. db. esk. Geçmiş zaman.
Güncel Türkçe Sözlük
mazi
Kağnı tekerleğinin dingili
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
mazi
Kağnı dingili ve benzerleri
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
mazi
lt; Ar. mâzî: mazi; geçmiş. || geşmişe mazi deller: eski bir alacağı sözkonusu eden kimse için 'hava alırsın' anlamına alay sözü
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
a. (ma:zi 1. Geçmiş: “Mazinin mefahirini yaşatmak, bir millete yapılacak en büyük hizmet.†-C. Meriç.
2. db. esk. Geçmiş zaman.
mazi
Kağnı tekerleğinin dingili
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
mazi
Kağnı dingili ve benzerleri
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
mazi
lt; Ar. mâzî: mazi; geçmiş. || geşmişe mazi deller: eski bir alacağı sözkonusu eden kimse için 'hava alırsın' anlamına alay sözü
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
MAZİ a. (ar. mazi).
1. içinde bulunulan andan önceki zaman dilimi; geçmiş: Mazide kalan olaylar.
2. Bir grubun, bir örgütün, bir kentin vb. içinde bulunduğu zamandan önce gerçekleşmiş olan ve onun tarihini oluşturan olgular, olaylar bütünü (bir tamlayanla birlikte): Bir milletin mazisini araştırmak.
3. Bir kimsenin geçmiş yaşamına ilişkin anılar bütünü: Mazide yaşamak. Maziye dönmek.
4. Bir kimsenin genellikle ahlaki açıdan değerlendirilen geçmişteki yaşam biçimi: Mazisi karanlık bir adam.
5. Maziye karışmak, geçmişte kalmak, yürürlükten, işlerlikten çıkmak.
*-*Esk. Mazi-perest, geçmişe düşkün, anılarına bağlı. || El-mazi la yüzker, geçmişin sözü edilmez anlamında kullanılır.
*-*Esk. dilbilg. Geçmiş zaman. || Maza-i nakli ya da nakli mazi, belirsiz geçmiş zaman. || Mazi-i şuhudi ya da şuhudi mazi, belirli geçmiş zaman.
1. içinde bulunulan andan önceki zaman dilimi; geçmiş: Mazide kalan olaylar.
2. Bir grubun, bir örgütün, bir kentin vb. içinde bulunduğu zamandan önce gerçekleşmiş olan ve onun tarihini oluşturan olgular, olaylar bütünü (bir tamlayanla birlikte): Bir milletin mazisini araştırmak.
3. Bir kimsenin geçmiş yaşamına ilişkin anılar bütünü: Mazide yaşamak. Maziye dönmek.
4. Bir kimsenin genellikle ahlaki açıdan değerlendirilen geçmişteki yaşam biçimi: Mazisi karanlık bir adam.
5. Maziye karışmak, geçmişte kalmak, yürürlükten, işlerlikten çıkmak.
*-*Esk. Mazi-perest, geçmişe düşkün, anılarına bağlı. || El-mazi la yüzker, geçmişin sözü edilmez anlamında kullanılır.
*-*Esk. dilbilg. Geçmiş zaman. || Maza-i nakli ya da nakli mazi, belirsiz geçmiş zaman. || Mazi-i şuhudi ya da şuhudi mazi, belirli geçmiş zaman.
Kaynak: Büyük Larousse
Sırat - Mazi Koridoru Ep [Full Album]
YORUMLAR