MEHD a. (ar. mehd). Esk. 1. Beşik. 2. Mehd-ârâ, beşik süsleyen. || Mehd-ârâ-yı vücut olmak, doğmak, dünyaya gelmek. II Mehd-i âsmân...
MEHD a. (ar. mehd). Esk.
1. Beşik.
2. Mehd-ârâ, beşik süsleyen. || Mehd-ârâ-yı vücut olmak, doğmak, dünyaya gelmek. II Mehd-i âsmâni, mehd-i mina, gökyüzü. II Mehd-i nur, ışıktan beşik: "âti, o pür -seher /bir ufk-ı muhtecib füyûzata mehd-i nur" (Tevfik Fikret). || Mehd-i ulya, padişahın annesi. || Mehd-i zuhur, görünme, ortaya çıkma yeri: "... Roma'nın senatosuna mehd-i zuhur olmuştur" (Mehmet Tevfik).
1. Beşik.
2. Mehd-ârâ, beşik süsleyen. || Mehd-ârâ-yı vücut olmak, doğmak, dünyaya gelmek. II Mehd-i âsmâni, mehd-i mina, gökyüzü. II Mehd-i nur, ışıktan beşik: "âti, o pür -seher /bir ufk-ı muhtecib füyûzata mehd-i nur" (Tevfik Fikret). || Mehd-i ulya, padişahın annesi. || Mehd-i zuhur, görünme, ortaya çıkma yeri: "... Roma'nın senatosuna mehd-i zuhur olmuştur" (Mehmet Tevfik).
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR