melankoli isim, ruh bilimi (melânkoli) Fransızca mélancolie 1 . Kara sevda: "Babam melankoliye uğramış, köşesinde düşünü...
melankoli
isim, ruh bilimi (melânkoli) Fransızca mélancolie
1 . Kara sevda:
2 . mecaz Hüzün:
"Uykusuz geçen gecenin melankolisini bu sıcak karşılama hafifletiyordu."- C. Uçuk.
Melankoli ve Klinik Depresyon
Düşsel Melankoli Satırları
Melankoli
Melankoli halk arasında yalnızlığı tercih ve hüzün hali olarak bilinse de aslında psikolojik bir durumdur. Nedensiz yere depresyon hissi ve birşeyler yapmaya duyulan isteksizlik olarak ortaya çıkar. Eskiden şizofren gibi daha ciddi ve fiziksel rahatsızlıklara dayandırılan melankoli, beraberinde belli bir kültür ve kült getirmiştir. Günümüzde ise aşk ya da kimlik karmaşası gibi duygusal nedenlere bağlanmaktadır.
MELANKOLİ a. (fr mölancolie; yun. melas, -anos, kara ve khole, safra'dan me lankholia). Ruhsal çöküntü, nedeni belirsiz hüzün, yaşamdan zevk almama, sürekli karamsarlık eğilimi; can sıkıntısı, üzüntü: Geçmişi hatırlamak onu melanke liye soktu. Melankoliye kapılmak.
*-*Rsik. Manevi acı duygusuyla birlikte yaşanan ve psikomotor etkinliğin tutulması biçiminde kendini gösteren yoğun çöküntü (depresyon) hali. (Bk. ansikl. böl.)
*-*ANSİKL. Psik. Melankoli, Esquirol tarafından soyutlandı ve monomaniler grubuna sokuldu. Daha sonra, J. Baillarger, J.R Falret ve Kraepelin bu rahatsızlığı manyakodepresif psikoza bağladılar. İlk melankoli nöbeti genellikle 30-40 yaşları arasında, duygusal bir şokun ardından ya da belirli bir neden olmaksızın ortaya çıkar ve bir asteni, bir genel bıkkınlık ve giderek artan bir uykusuzluk halinde kendini gösterir. Hasta bitkin, solgun ve kederli, sabit bakışlıdır. Başlıca belirti ruhsal etkinlikteki tutulmadır; zihinsel süreçler yavaşlamış, ama büsbütün bozulmamıştır (bradipsişi). Hasta alçak sesle ve az konuşur ve bu durum giderek tam bir suskunluğa kadar varabilir. Bu derin üzüntü haline, bir güçsüzlük, bir duygusal anestezi izlenimi eklenir; manevi acı hastayı o kadar tekeline almıştır ki, her türlü gerçek fiziksel acıyı gölgede bırakır. Bu derin üzüntünün yanı sıra, hasta, kendi kendisini suçlar: bu suçlamanın konusu alabildiğinde abartılmış gerçek ya da hayali bir kusuı; değersizlik duygusu, yıkım düşüncesi olabilir. Ölüm arzusu kendini sürekli olarak duyurur, intiharı önleyebilen tek şey psikomotor etkinlikteki tutulmadır. Ama yine de, bir raptus sırasında bu her zaman olabilir ya da önceden sabırlı bir biçimde hazırlanabilir.
Melankoliyle birlikte bedensel bozukluklar da görülür: iştahsızlık, amenore, inatçı uykusuzluk.
Melankoli nöbeti 6-7 ayda kendiliğinden geçer, ama yatışma dönemi yıllarca sürse bile depreşme yatkınlığı taşır. Belli bir hastada, melankoli ve mani nöbetleri, manyakodepresif psikoz çerçevesi içinde, az çok düzenli olarak birbirini izler; ama, melankoli nöbetleri daha sıktır Modern tedavi yolları (elektrik şoku, çöküntü giderici ilaçlar, lityum tuzları) melankolinin süresini kısaltmayı ve depreşmesini önlemeyi olanaklı kılmaktadır.
K. Abraham ve S. Freud'un çalışmalarından sonra, psikanalizciler, melankolide suçluluk duygusuyla dolu bir narsisizm yönünde gerileme görülmesi üzerinde durdular. M. Klein'a göre, mani nöbetiyle melankoli nöbetinin kökleri, çöküntü durumunun patolojisinde aranmalıdır.
*-*Rsik. Manevi acı duygusuyla birlikte yaşanan ve psikomotor etkinliğin tutulması biçiminde kendini gösteren yoğun çöküntü (depresyon) hali. (Bk. ansikl. böl.)
*-*ANSİKL. Psik. Melankoli, Esquirol tarafından soyutlandı ve monomaniler grubuna sokuldu. Daha sonra, J. Baillarger, J.R Falret ve Kraepelin bu rahatsızlığı manyakodepresif psikoza bağladılar. İlk melankoli nöbeti genellikle 30-40 yaşları arasında, duygusal bir şokun ardından ya da belirli bir neden olmaksızın ortaya çıkar ve bir asteni, bir genel bıkkınlık ve giderek artan bir uykusuzluk halinde kendini gösterir. Hasta bitkin, solgun ve kederli, sabit bakışlıdır. Başlıca belirti ruhsal etkinlikteki tutulmadır; zihinsel süreçler yavaşlamış, ama büsbütün bozulmamıştır (bradipsişi). Hasta alçak sesle ve az konuşur ve bu durum giderek tam bir suskunluğa kadar varabilir. Bu derin üzüntü haline, bir güçsüzlük, bir duygusal anestezi izlenimi eklenir; manevi acı hastayı o kadar tekeline almıştır ki, her türlü gerçek fiziksel acıyı gölgede bırakır. Bu derin üzüntünün yanı sıra, hasta, kendi kendisini suçlar: bu suçlamanın konusu alabildiğinde abartılmış gerçek ya da hayali bir kusuı; değersizlik duygusu, yıkım düşüncesi olabilir. Ölüm arzusu kendini sürekli olarak duyurur, intiharı önleyebilen tek şey psikomotor etkinlikteki tutulmadır. Ama yine de, bir raptus sırasında bu her zaman olabilir ya da önceden sabırlı bir biçimde hazırlanabilir.
Melankoliyle birlikte bedensel bozukluklar da görülür: iştahsızlık, amenore, inatçı uykusuzluk.
Melankoli nöbeti 6-7 ayda kendiliğinden geçer, ama yatışma dönemi yıllarca sürse bile depreşme yatkınlığı taşır. Belli bir hastada, melankoli ve mani nöbetleri, manyakodepresif psikoz çerçevesi içinde, az çok düzenli olarak birbirini izler; ama, melankoli nöbetleri daha sıktır Modern tedavi yolları (elektrik şoku, çöküntü giderici ilaçlar, lityum tuzları) melankolinin süresini kısaltmayı ve depreşmesini önlemeyi olanaklı kılmaktadır.
K. Abraham ve S. Freud'un çalışmalarından sonra, psikanalizciler, melankolide suçluluk duygusuyla dolu bir narsisizm yönünde gerileme görülmesi üzerinde durdular. M. Klein'a göre, mani nöbetiyle melankoli nöbetinin kökleri, çöküntü durumunun patolojisinde aranmalıdır.
Kaynak: Büyük Larousse
Melankoli ve Klinik Depresyon
Düşsel Melankoli Satırları
YORUMLAR