1915 yılında İstanbul’da doğdu.Ankara Gazi Lisesi'ni bitirdikten sonra Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğünde danışmanlık, Ankara Kit...
1915 yılında İstanbul’da doğdu.Ankara Gazi Lisesi'ni bitirdikten sonra Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğünde danışmanlık, Ankara Kitaplığı'nda memurluk ve gazetecilik yaptı.Akşam ve Cumhuriyet gazetelerinde deneme yazıları yazdı.1954'ten sonra bir süre İstanbul Belediye Konservatuarı tiyatro Bölümü'hde fonetik-diksiyon öğretmenliği yaptı, emekle oldu.Şiirleri dışında tercümeleri ve romanları da vardır.
Melih Cevdet, arkadaşları Orhan Veli ve Oktay Rifat gibi Varlık dergisinde yayınladığı ilk şiirlerinde, dönemin ortak dil beğenisini simgeleyen sözcüklere kapıldığı söylenebilir. O da mavi iklimlerde, dal dal erguvan açan rüyalar biçiminde duyarlılıkları yansıtmaya çalışırken, kendi hayatından, deneylerinden kaynaklanmadığını düşündüren söyleyişlere öykünmüştür.
II.Dünya Savaşı'ndan sonra dünyayı saran ölüm fırtınası karşısında, yoksulluk, haksızlık ve yalan karşısında, arkadaşları gibi onun da sık sık ince yergiye başvurduğu görülür. âGarip’ten çok sonra âRahatı Kaçan Ağaç’ gibi, uyak kullanılarak, geleneksel denge anlayışının sağlanmak istendiği bir şiirde bile kendini ince yergiden alamaz. Melih Cevdet öte yandan çelişkileri sergileme, yergi, olay gibi yan imkanlardan, toplumsal sorunlara bağlı konuları işlerken yararlanmaya çalıştığını söyleyebiliriz. Bir bölümü Yaprak dergisi çıkarken (1947-49) yazılan âTelgrafhane’yi (1952) oluşturan şiirlerin büyük çoğunluğunun bu olanaklara dayanarak kurulmuş olmaları raslantı değildir. Tohum ve Telgrafhane gibi evresinin iki önemli şiiri ise, şairin, hem içerik hem biçim yönünden kendini sınırlamadığını, değişik yönlere açılmak istediğini gösterir.
Genel özellikleri bakımından şairin 1940-1952 yıllarında kazandığı deneylerin bileşkesi olarak kabul edebileceğimiz şiirlerden oluşan âYan Yana’da dörtlü kuruluşların belirgin bir biçimde çoğaldığı görülür. Gelecek, Hiroşima, Faltaşı, Güzel Düş, Anı adlı eserlerde geleneksel biçimlere eğilimi ağır basmıştır.
Melih Cevdet’in özellikle 1960’tan sonraki eserlerinde yapı ustası olduğu yazılmıştır.
ESERLERİ
Garip (O.Veli ve O.Rifat ile), Rahatı Kraçan Ağaç, Kolları bağlı Odysseus, Göçebe Denizin Üstünde, Ölümsüzlük Ardında Gılgamış, Teknenin Ölümü,Tanıdık Dünya, Güneşte, Yağmurun Altında, gizli Emir, Raziye, Dört Oyun.
GÜNDEM
Edebiyatımız garip kaldı!
Milliyet 29 Kasım 2002
Türk edebiyatının duayenlerinden Melih Cevdet Anday, solunum ve böbrek yetmezliği sonucu 87 yaşında vefat etti
Gazi Lisesi’ndeki arkadaşları Orhan Veli ve Oktay Rifat’la şiire başlayan, "Garip" hareketinin son çınarı Melih Cevdet Anday, solunum ve böbrek yetmezliği tanısıyla tedavi gördüğü Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde, 87 yaşında hayata veda etti.
İstanbul’da doğan Anday’ın büyük dedesi Mirlava Mehmed Raşit Paşa, Osmanlı Devleti’nin ilk "eczacı paşasıydı". Çocukluğu Kadıköy Bahariye’deki evinde geçen Anday, ilkokulu eski Fenerbahçe Stadyumu’nun yanındaki Taş Mektep’te, ortaokulu da Kadıköy Sultanisi’nde okudu. Babasının görevi dolayısıyla lise öğrenimini Ankara Gazi Lisesi’nde tamamladı. Dokuzuncu sınıfta okuduğu sırada Orhan Veli ve Oktay Rifat’la tanıştı. Liseyi bitirdikten sonra önce Ankara Hukuk Fakültesi’ne, ardından da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’ne giren Anday, öğrenim hayatına devam etmedi. 1938’de sosyoloji öğrenimi için Belçika’ya giden Anday, 2. Dünya Savaşı nedeniyle yurda dönerek bir süre Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğü’nde danışmanlık yaptı.
FIKRA YAZARLIÄI YAPTI
Anday; Akşam, Tercüman, Büyük Gazete, Tanin ve Cumhuriyet gazetelerinde fıkra yazarlığı, sanat sayfası yöneticiliği yapmış, denemeler yazmış, 1954’te başladığı İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü fonetik - diksiyon öğretmenliğinden 1977’de emekli olmuştu. Anday, 1964 - 1969 yılları arasında TRT Yönetim Kurulu’nda görev almıştı. 1979’da UNESCO Genel Merkezi kültür müşaviri olarak Paris’e giden Anday, hükümet değişince geri çağrılmıştı.
ESERLERİYLE ÖDÜL ALDI
Anday, "Mikado’nun Çöpleri" adlı oyunuyla 1967 - 1968 İlhan İskender Armağanı’nı, "Gizli Emir" adlı romanıyla TRT 1970 Sanat Ödülleri Roman Armağanı’nı, Tarjel Vesaas’dan çevirdiği "Buz Sarayı" romanıyla da TDK 1973 Çeviri Ödülü’nü kazanmıştı. Anday’ın ilk şiiri, 1936 yılında Varlık Dergisi’nde yayımlanan "Ukde" olmuştu. Anday, "Teknenin Ölümü" adlı şiir kitabıyla 1976 Yeditepe Şiir Armağanı’nı, "Sözcükler" adlı şiir kitabıyla 1978 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü’nü, "Ölümsüzlük Ardında Gılgamış" adlı şiir kitabıyla da 1981 İş Bankası Büyük Ödülü’nü kazanmıştı. Anday’ın yapıtları, Rusça, Fransızca, İngilizce başta olmak üzere bir çok dile çevrildi.
"Garip"in hikayesi
Melih Cevdet Anday şiire Gazi Lisesi’nde arkadaşları Orhan Veli ve Oktay Rifat’la başladı. Daha sonraları "Garip" hareketi çevresinde oluşacak beraberliklerinin temeli böylece atılmış oldu. "Varlık" dergisinde birlikte yaptıkları bir çıkışla, Veli, Rifat ve Anday Türk şiirine yeni bir anlayış getirdi. Kentte yaşayan küçük insanların sorunlarını lirizme, ahenge, sese sırt çeviren bir sadelik içinde ele alıyor, şiire girmez denilen konulara, sözcüklere özellikle ağırlık veriyorlardı. Yaptıkları denemeler edebiyat çevrelerinde büyük ilgiyle karşılandı, tartışmalara yol açtı. 1941’de çıkardıkları "Garip" adlı kitapta Veli’nin imzasıyla bu yeni anlayışın temel ilkeleri şöyle açıklandı: "Şiir, bütün özelliği edasında olan bir söz sanatıdır."
YORUMLAR