MELUM sıf. (ar. elem'den meTlüm). Esk. üzgün, kederli. MELUM sıt. (ar. levm'den melum). Esk. Azarlanmış: "Vûkelayı hâz...
MELUM sıf. (ar. elem'den meTlüm). Esk. üzgün, kederli.
MELUM sıt. (ar. levm'den melum). Esk. Azarlanmış: "Vûkelayı hâzıra bu veçhile ehli İslâm arasında melûm ve mezmûm oldular†(Cevdet Paşa, XIX. yy.).
MELUM sıf. (ar. mel'ün).
1. Tanrı tarafından lanetlenmiş olduğuna inanılan bir şey için kullanılır; Melun şeytan.
2. Nefretle karşılanan, kötü: Melun bir adam. Bu melun hastalıktan kurtulamadı.
-a. Lanetlenmiş kimse: O melunu bir elime geçirirsem bilirim yapacağımı.
MELUM sıt. (ar. levm'den melum). Esk. Azarlanmış: "Vûkelayı hâzıra bu veçhile ehli İslâm arasında melûm ve mezmûm oldular†(Cevdet Paşa, XIX. yy.).
MELUM sıf. (ar. mel'ün).
1. Tanrı tarafından lanetlenmiş olduğuna inanılan bir şey için kullanılır; Melun şeytan.
2. Nefretle karşılanan, kötü: Melun bir adam. Bu melun hastalıktan kurtulamadı.
-a. Lanetlenmiş kimse: O melunu bir elime geçirirsem bilirim yapacağımı.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR