MERAKLI sıf. ve a. 1. Görmek, anlamak, bilmek isteyen kimse için kullanılır: Bu yaştaki çocuklar çok meraklıdır. Yüzlerce meraklı, ...
MERAKLI sıf. ve a.
1. Görmek, anlamak, bilmek isteyen kimse için kullanılır: Bu yaştaki çocuklar çok meraklıdır. Yüzlerce meraklı, televizyonlarının karşısında heyecanla bekliyor.
2. Hoş karşılanmayan bir ısrarla, kendini özel olarak ilgilendirmese de ne olup bittiğini bilmek isteyen kimse için kullanılır; Ne meraklı kız, bütün gün bizi izliyor. Burada meraklılardan uzağız.
♦ sıf.
1. Bir şeye, bir kimseye meraklı, belli bir şeyle, bir kimseyle ilgilenen, ona düşkün kimse için kullanılır: Güzel sanatlara meraklı bir kimse Giyimine meraklıdır, masraftan kaçınmaz. Evine, çocuklarına meraklı bir kadın.
2. Kaygılı, evhamlı: Annem çok meraklıdır, geç kalmasam iyi olur.
3. Bilme, anlama ve görme isteği belirten şey için kullanılır: Ona soru soran, meraklı gözlerle bakıyordu.
4. Merak uyandıran, ilginç: Filmin en meraklı yerinde, gidelim diye tutturdu
♦ a.
1. Bir şeyle ilgilenen, onun isteklisi olan kimse: Kimse istemese de bir meraklısı bulunur Meraklısına antikalar.
2. Bir şey meraklısı, ona aşırı derecede düşkün olan kimse: Temizlik meraklısı.
3. Bir kimsenin meraklısı (olmak), ona düşkün (olmak): Gelmezse gelmesin, onun meraklısı değilim.
1. Görmek, anlamak, bilmek isteyen kimse için kullanılır: Bu yaştaki çocuklar çok meraklıdır. Yüzlerce meraklı, televizyonlarının karşısında heyecanla bekliyor.
2. Hoş karşılanmayan bir ısrarla, kendini özel olarak ilgilendirmese de ne olup bittiğini bilmek isteyen kimse için kullanılır; Ne meraklı kız, bütün gün bizi izliyor. Burada meraklılardan uzağız.
♦ sıf.
1. Bir şeye, bir kimseye meraklı, belli bir şeyle, bir kimseyle ilgilenen, ona düşkün kimse için kullanılır: Güzel sanatlara meraklı bir kimse Giyimine meraklıdır, masraftan kaçınmaz. Evine, çocuklarına meraklı bir kadın.
2. Kaygılı, evhamlı: Annem çok meraklıdır, geç kalmasam iyi olur.
3. Bilme, anlama ve görme isteği belirten şey için kullanılır: Ona soru soran, meraklı gözlerle bakıyordu.
4. Merak uyandıran, ilginç: Filmin en meraklı yerinde, gidelim diye tutturdu
♦ a.
1. Bir şeyle ilgilenen, onun isteklisi olan kimse: Kimse istemese de bir meraklısı bulunur Meraklısına antikalar.
2. Bir şey meraklısı, ona aşırı derecede düşkün olan kimse: Temizlik meraklısı.
3. Bir kimsenin meraklısı (olmak), ona düşkün (olmak): Gelmezse gelmesin, onun meraklısı değilim.
Kaynak: Büyük Larousse
Bay Meraklı
YORUMLAR