MORARMAK gçz. t. 1. Bir şey söz konusuysa, mor bir renk alabilmek, mor bir renge bürünmek: Mürdüm erikleri morarmaya başlamış, yakın...
MORARMAK gçz. t.
1. Bir şey söz konusuysa, mor bir renk alabilmek, mor bir renge bürünmek: Mürdüm erikleri morarmaya başlamış, yakında olgunlaşırlar. Ufuk çizgisinin orada sema hafitten morarmıştı.
2. Bir kimse ya da bedenin bir kısımı sözkonusuysa, berelenme sonucunda oksijen alamadığından çürümek ya da şiddetli soğuğun, öfkenin, korkunun etkisiyle mor bir renk alabilmek: Boğulan insanın tüm vücudu morarmıştı. Elleri soğuktan morarmış.
3. Tümleçsiz, yapmış olduğu bir yanlışlığın ortaya çıkmasıyla utanmak.
♦ morartmak ettirg. t.
1. Bir şeyi morartmak, morarmasına niçin olmak: Karadut ellerini morartmış. Bu deterjan çamaşırları morarttı.
2. Bir kimseyi, bedenin bir kısmını morartmak, çürümesine, mor bir renk almasına niçin olmak: Dayaktan her tarafını morartmışlar; bir kimseyi, yapmış olduğu bir yanlışlığı ortaya çıkararak utandırmak.
1. Bir şey söz konusuysa, mor bir renk alabilmek, mor bir renge bürünmek: Mürdüm erikleri morarmaya başlamış, yakında olgunlaşırlar. Ufuk çizgisinin orada sema hafitten morarmıştı.
2. Bir kimse ya da bedenin bir kısımı sözkonusuysa, berelenme sonucunda oksijen alamadığından çürümek ya da şiddetli soğuğun, öfkenin, korkunun etkisiyle mor bir renk alabilmek: Boğulan insanın tüm vücudu morarmıştı. Elleri soğuktan morarmış.
3. Tümleçsiz, yapmış olduğu bir yanlışlığın ortaya çıkmasıyla utanmak.
♦ morartmak ettirg. t.
1. Bir şeyi morartmak, morarmasına niçin olmak: Karadut ellerini morartmış. Bu deterjan çamaşırları morarttı.
2. Bir kimseyi, bedenin bir kısmını morartmak, çürümesine, mor bir renk almasına niçin olmak: Dayaktan her tarafını morartmışlar; bir kimseyi, yapmış olduğu bir yanlışlığı ortaya çıkararak utandırmak.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR