MUACCİZ sıf (ar. ta'ciz'den mu'acciz). Esk 1. Tedirgin eden, usandıran rahat sız eden: "Ne muacciz ölümdür, onun rı...
MUACCİZ sıf (ar. ta'ciz'den mu'acciz). Esk
1. Tedirgin eden, usandıran rahat sız eden: "Ne muacciz ölümdür, onun rıh letı i Ebed zinde kılmakta hır milleti (A.H, Tarhan).
2. Yapışık, sırnaşık, yüzsüz "Ermiş sahih nakl ile ervâh ı Kudsden i Isa'ya muaccizleb-ilâlin rivayeti" (Fuzuli XVI. yy).
1. Tedirgin eden, usandıran rahat sız eden: "Ne muacciz ölümdür, onun rıh letı i Ebed zinde kılmakta hır milleti (A.H, Tarhan).
2. Yapışık, sırnaşık, yüzsüz "Ermiş sahih nakl ile ervâh ı Kudsden i Isa'ya muaccizleb-ilâlin rivayeti" (Fuzuli XVI. yy).
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR