MUAZZAM sıf. (ar. ta'zim'den mu- razzam). Esk. 1. Çok iri, koskocaman: Muazzam bir yapı. 2. Ulu, yüce, muh teşem: "Onl...
MUAZZAM sıf. (ar. ta'zim'den mu- razzam). Esk.
1. Çok iri, koskocaman: Muazzam bir yapı.
2. Ulu, yüce, muh teşem: "Onlar muazzam ve ulvi duygularından en süflilerine kadar beni mâkes ediyorlar" (H. E. Adıvar).
3. Alışılmışın dışında, olağanüstü: "Bak, dudaklarım muazzam varlığını oyalamak için ruhumu ebedi bir nağme gibi sana akıtacak" (H. E. Adıvar).
4. Güçlü, önemli: Muazzam bir eser.
1. Çok iri, koskocaman: Muazzam bir yapı.
2. Ulu, yüce, muh teşem: "Onlar muazzam ve ulvi duygularından en süflilerine kadar beni mâkes ediyorlar" (H. E. Adıvar).
3. Alışılmışın dışında, olağanüstü: "Bak, dudaklarım muazzam varlığını oyalamak için ruhumu ebedi bir nağme gibi sana akıtacak" (H. E. Adıvar).
4. Güçlü, önemli: Muazzam bir eser.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR