MüCERRET sıt. (ar. mücerred). Esk. 1. Cisim halinde olmayan; soyut. 2. Başka bir şeyle karışık olmayan, saf. 3. Yalın, çıplak. 4. Y...
MüCERRET sıt. (ar. mücerred). Esk.
1. Cisim halinde olmayan; soyut.
2. Başka bir şeyle karışık olmayan, saf.
3. Yalın, çıplak.
4. Yalnız, tek başına.
5. Evlenmemiş.
—Esk. mat. Soyut: Bu'd-ı mücerret (soyut uzaklık, belirli bir ölçüyle sınırlanmamış uzaklık).
—Fels. — SOYUT.
—Tasav. Mücerret ayini, bektaşilikte tarikata yeni girenin, ömrü boyunca evlenmeyeceğine karar ve söz vermesi dolayısıyla düzenlenen tören. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Ed. Mücerret tevriye iki anlama gelen sözcüğün yakın ve uzak anlamlarıyla ilgili hazırlayıcı hiçbir sözcüğe metinde yer verilmemesidir. (Örn. "Sordum nigârı dediler ahbap/Semti Vefa' da doğru yoldadır." [Sevgiliyi sordum. Tanıdıklar, bağlılık gösterdiğini ve doğru yolu izlediğini söylediler.) [Hüsnü], Burada yakın anlamlar Vefa semti ve sevgilinin evinin bulunduğu sokaktır. Söylenmek istenense uzak anlamdır; ancak buna işaret edecek sözcüklere yer verilmemiştir.) [ MüBEYYEN, MüREŞŞAH.)
—Tasav. Mücerret ayininde, yalnız yaşamaya karar veren (mücerretlik ikrarı) (mengûş) takılırdı. Törene yalnızca daha önce mücerretlik ikrarı vermiş olanlar katılabilirlerdi. Mücerret ayinleri, bektaşiliğin en önemli merkezlerinden olan Mısır'daki Kaygusuz Abdal, Tesalya'daki Durbali Sultan, Kerbela'daki Hz. Hüseyin ve Kırşehir'deki Hacı Bektaş dergâhlarında düzenlenirdi.
1. Cisim halinde olmayan; soyut.
2. Başka bir şeyle karışık olmayan, saf.
3. Yalın, çıplak.
4. Yalnız, tek başına.
5. Evlenmemiş.
—Ed. - MAHZUF. || Mücerret tevriye. tevriye "nin bir türü. (Bk. ansikl. böl.)
—Esk. dilbilg. illetli harfi olmayan kelime için kullanılır. || Mücerret hat. yalın hal. || Mücerret isim, soyut ad.
—Esk. dilbilg. illetli harfi olmayan kelime için kullanılır. || Mücerret hat. yalın hal. || Mücerret isim, soyut ad.
—Fels. — SOYUT.
—Tasav. Mücerret ayini, bektaşilikte tarikata yeni girenin, ömrü boyunca evlenmeyeceğine karar ve söz vermesi dolayısıyla düzenlenen tören. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Ed. Mücerret tevriye iki anlama gelen sözcüğün yakın ve uzak anlamlarıyla ilgili hazırlayıcı hiçbir sözcüğe metinde yer verilmemesidir. (Örn. "Sordum nigârı dediler ahbap/Semti Vefa' da doğru yoldadır." [Sevgiliyi sordum. Tanıdıklar, bağlılık gösterdiğini ve doğru yolu izlediğini söylediler.) [Hüsnü], Burada yakın anlamlar Vefa semti ve sevgilinin evinin bulunduğu sokaktır. Söylenmek istenense uzak anlamdır; ancak buna işaret edecek sözcüklere yer verilmemiştir.) [ MüBEYYEN, MüREŞŞAH.)
—Tasav. Mücerret ayininde, yalnız yaşamaya karar veren (mücerretlik ikrarı) (mengûş) takılırdı. Törene yalnızca daha önce mücerretlik ikrarı vermiş olanlar katılabilirlerdi. Mücerret ayinleri, bektaşiliğin en önemli merkezlerinden olan Mısır'daki Kaygusuz Abdal, Tesalya'daki Durbali Sultan, Kerbela'daki Hz. Hüseyin ve Kırşehir'deki Hacı Bektaş dergâhlarında düzenlenirdi.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR