MüDAHALE a. (ar. müdâhale). 1. Eylemlerini şu ya da bu yönde etkilemek için başkasının işine karışmak eylemi: Yaptığım bir iş sonuna...
MüDAHALE a. (ar. müdâhale).
1. Eylemlerini şu ya da bu yönde etkilemek için başkasının işine karışmak eylemi: Yaptığım bir iş sonuna yaklaştığında, bana yapılan müdahalelerden hiç hoşlanmıyorum.
2. Bir sorunu çözmek için harekete geçmek; bir olayı durdurmak ya da tehlikeli bir durumu önlemek amacıyla işin içine karışmak eylemi: Polisin yürüyüşe müdahalesi demokratik çevrelerce hoş karşılanmadı, itfaiyecilerin müdahalesi çabuk oldu. Devletin ekonomiye müdahalesi.
3. Özellikle yabancı bir ülkeye askeri bir güç göndererek o ülkenin iç işlerine karışmak eylemi: Sovyetler'in Afganistan'a müdahalesi.
4. Bir ülkedeki yönetime elkoyma, özellikle de askeri bir güçle elkoyma: Askeri müdahale. Ordu müdahaleleri.
5. (Bir kimseye) müdahale etmek, yaptığı bir işi ya da eylemi şu ya da bu yönde etkilemek, ona karışmak: Ona müdahale etme, bırak bildiği gibi yapsın. Bütün bunları yaparken neden müdahale etmediniz?
6. (Bir olaya, bir duruma) müdahale etmek, bir sorunu çözmek için harekete geçmek, bir olayı durdurmak ya da tehlikeli bir durumu önlemek amacıyla işin içine karışmak: Eğer olaylar büyüseydi, polis müdahale ederdi. itfaiyeciler müdahale ettiler, yangın büyümeden söndürüldü. Polis izinsiz yürüyüşe müdahale etti. Ne zaman bunalım baş gösterse, devletin ekonomiye müdahalesi beklenir.
7. Bir ülkeye müdahale etmek, siyasal, diplomatik bir olayı desteklemek için o ülkeye askeri birlikler göndermek: Sovyetler 1981'de Afganistan'a müdahale etti.
—Ask. Bir muharebeyi kazanmak, bir hedefi ele geçirmek, düşman saldırısını geri atmak vb. amaçlarla görevlendirilen birliklerin, asıl kuvvetlerin harekâtını desteklemek için yaptıkları harekât.
—Cer. Cerrahi müdahale, ameliyat.
—Çağ. sant. Malzeme olarak toplum çevresini ve mekân olarak kamu alanlarını (örneğin sokaklar) kullanan eylem. ||Bu eylem türüyle tanımlanan sanatsal anlatım biçimi.
—Huk. Müdahalenin önlenmesi davası, mutlak haklara yapılan saldırının giderilmesi için açılan dava. (Bu dava, ancak saldırı sürerken açılabilir. Kişilik haklarına ve mülkiyet hakkına karşı girişilen saldırılarla zilyetliğe karşı girişilen saldırılar bu tür davalarla önlenir) ||Davaya müdahale, görülmekte olan bir davayla ilgisi olan üçüncü kişilerin davaya katılmaları. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Huk. Davaya müdahale özel hukukta asli ve fer'i olmak üzere iki biçimde olur. Alacağı ya da borcu, görülmekte olan bir davanın sonucuna bağlı olan üçüncü kişinin, taraflardan birinin yanında davaya katılmasına “fer'i müdahale" denir Buna karşılık iki kişi arasında bir dava sürerken üçüncü bir kişinin aynı konuda dava açması ise, “asli müdahale†olarak adlandırılır, ilk davayla asli müdahale davası birbirinden bağımsızdır; mahkeme, asli müdahale davası için ayrı karar verir. Ceza hukukunda davaya müdahale, suçtan zarar gören kişinin açılmış olan kamu davasına katılmasıdır. Kamu davasına müdahale yoluyla katılan kişi, sanığın cezalandırılmasını ve kişisel haklarının tazmin edilmesini ister. Müdahale, dilekçeyle ya da tutanağa geçirilen sözlü bildirimle yapılır. Kamu davasına müdahil sıfatıyla katılabilmek için, müdahale isteğinin mahkeme tarafından kabul edilmesi gerekir.
—Uluslarar. huk. Müdahale etmeme ilkesi, devletler arasındaki ilişkilerin temel öğesidir ve egemenliğin doğal bir sonucudur. Bu ilke, Birleşmiş milletler antlaşmasında (md. 2), devletlerin içişlerine karışmanın kabul edilemez olduğuna ilişkin bildirgede (BM genel kurulu'nda 21 aralık 1965'te alınan karar), Afrika birliği örgütü antlaşması vb. larda birçok kez resmen vurgulandı. Esas olarak, askeri müdahaleleri önlemeyi amaçlayan ilke, kimi aykırı uygulamalarla (bir sözleşmeye dayanarak, özellikle, Varşova paktı ordularının Macaristan ve Çekoslovakya' ya müdahalesi); yumuşatmalarla (sömürgecilikten kurtulmayı kolaylaştırmak için yapılan müdahaleler) ya da dolaylı saldırılarla (bozgunculuk, rejim karşıtlarına destek, "radyo yayını savaşı†gibi dolaylı müdahaleler) karşılaştı.
1. Eylemlerini şu ya da bu yönde etkilemek için başkasının işine karışmak eylemi: Yaptığım bir iş sonuna yaklaştığında, bana yapılan müdahalelerden hiç hoşlanmıyorum.
2. Bir sorunu çözmek için harekete geçmek; bir olayı durdurmak ya da tehlikeli bir durumu önlemek amacıyla işin içine karışmak eylemi: Polisin yürüyüşe müdahalesi demokratik çevrelerce hoş karşılanmadı, itfaiyecilerin müdahalesi çabuk oldu. Devletin ekonomiye müdahalesi.
3. Özellikle yabancı bir ülkeye askeri bir güç göndererek o ülkenin iç işlerine karışmak eylemi: Sovyetler'in Afganistan'a müdahalesi.
4. Bir ülkedeki yönetime elkoyma, özellikle de askeri bir güçle elkoyma: Askeri müdahale. Ordu müdahaleleri.
5. (Bir kimseye) müdahale etmek, yaptığı bir işi ya da eylemi şu ya da bu yönde etkilemek, ona karışmak: Ona müdahale etme, bırak bildiği gibi yapsın. Bütün bunları yaparken neden müdahale etmediniz?
6. (Bir olaya, bir duruma) müdahale etmek, bir sorunu çözmek için harekete geçmek, bir olayı durdurmak ya da tehlikeli bir durumu önlemek amacıyla işin içine karışmak: Eğer olaylar büyüseydi, polis müdahale ederdi. itfaiyeciler müdahale ettiler, yangın büyümeden söndürüldü. Polis izinsiz yürüyüşe müdahale etti. Ne zaman bunalım baş gösterse, devletin ekonomiye müdahalesi beklenir.
7. Bir ülkeye müdahale etmek, siyasal, diplomatik bir olayı desteklemek için o ülkeye askeri birlikler göndermek: Sovyetler 1981'de Afganistan'a müdahale etti.
—Ask. Bir muharebeyi kazanmak, bir hedefi ele geçirmek, düşman saldırısını geri atmak vb. amaçlarla görevlendirilen birliklerin, asıl kuvvetlerin harekâtını desteklemek için yaptıkları harekât.
—Cer. Cerrahi müdahale, ameliyat.
—Çağ. sant. Malzeme olarak toplum çevresini ve mekân olarak kamu alanlarını (örneğin sokaklar) kullanan eylem. ||Bu eylem türüyle tanımlanan sanatsal anlatım biçimi.
—Huk. Müdahalenin önlenmesi davası, mutlak haklara yapılan saldırının giderilmesi için açılan dava. (Bu dava, ancak saldırı sürerken açılabilir. Kişilik haklarına ve mülkiyet hakkına karşı girişilen saldırılarla zilyetliğe karşı girişilen saldırılar bu tür davalarla önlenir) ||Davaya müdahale, görülmekte olan bir davayla ilgisi olan üçüncü kişilerin davaya katılmaları. (Bk. ansikl. böl.)
—Ted. Müdahale etmek, herhangi bir girişimle bir hastalığın gidişini değiştirmek, onu kendi haline bırakmamak.
—Uluslarar. huk. Bir devletin ya da uluslararası bir örgütün başka bir devletin münhasır yetkisine (tekelindeki yetkiye) zarar veren haksız eylemi. (Müdahale, uluslararası hukukta örf ve âdet kuralı niteliğinde olan, devletlerin içişlerine karışmama ilkesi uyarınca yasaktır. Bu durum, BM'nin “devletlerin içişlerine müdahalenin kabul edilmezliği ve devletlerin bağımsızlık ve egemenliklerinin korunması†hakkındaki 1965 tarihli bildirgesiyle doğrulandı. Müdahale ancak, bir anlaşmayla kesin bir biçimde öngörülmüş ya da müdahaleye uğrayan devletin istemiş olması halinde kabul edilebilir. BM'nin acil güçleri de, ancak bulundukları ülkenin onayıyla müdahalede bulunabilirler.) \ Müdahale etmeme, bir devletin, doğrudan doğruya kendini ilgilendirmeyen işlerde ve özellikle de anlaşmazlıklarda, öteki devletlerin işlerine karışmaması. (Bk. ansikl. böl.) —ANSİKL. Huk. Davaya müdahale özel hukukta asli ve fer'i olmak üzere iki biçimde olur. Alacağı ya da borcu, görülmekte olan bir davanın sonucuna bağlı olan üçüncü kişinin, taraflardan birinin yanında davaya katılmasına “fer'i müdahale" denir Buna karşılık iki kişi arasında bir dava sürerken üçüncü bir kişinin aynı konuda dava açması ise, “asli müdahale†olarak adlandırılır, ilk davayla asli müdahale davası birbirinden bağımsızdır; mahkeme, asli müdahale davası için ayrı karar verir. Ceza hukukunda davaya müdahale, suçtan zarar gören kişinin açılmış olan kamu davasına katılmasıdır. Kamu davasına müdahale yoluyla katılan kişi, sanığın cezalandırılmasını ve kişisel haklarının tazmin edilmesini ister. Müdahale, dilekçeyle ya da tutanağa geçirilen sözlü bildirimle yapılır. Kamu davasına müdahil sıfatıyla katılabilmek için, müdahale isteğinin mahkeme tarafından kabul edilmesi gerekir.
—Uluslarar. huk. Müdahale etmeme ilkesi, devletler arasındaki ilişkilerin temel öğesidir ve egemenliğin doğal bir sonucudur. Bu ilke, Birleşmiş milletler antlaşmasında (md. 2), devletlerin içişlerine karışmanın kabul edilemez olduğuna ilişkin bildirgede (BM genel kurulu'nda 21 aralık 1965'te alınan karar), Afrika birliği örgütü antlaşması vb. larda birçok kez resmen vurgulandı. Esas olarak, askeri müdahaleleri önlemeyi amaçlayan ilke, kimi aykırı uygulamalarla (bir sözleşmeye dayanarak, özellikle, Varşova paktı ordularının Macaristan ve Çekoslovakya' ya müdahalesi); yumuşatmalarla (sömürgecilikten kurtulmayı kolaylaştırmak için yapılan müdahaleler) ya da dolaylı saldırılarla (bozgunculuk, rejim karşıtlarına destek, "radyo yayını savaşı†gibi dolaylı müdahaleler) karşılaştı.
Kaynak: Büyük Larousse
Ksantelazma cerrahi müdahale devlet hastanelerinde yapılabiliyor mu?
Şok nedir, nasıl müdahale edilmelidir?
Müdahale kelimesinin kökü nedir?
YORUMLAR