çeşitli ödat Arapça mu¬telif 1 . Tür tür, türlü: "Genç kız ve arabacı, birbirlerine çeşitli hislerle bakışarak beklediler....
çeşitli ödat
Arapça mu¬telif
1 . Tür tür, türlü: "Genç kız ve arabacı, birbirlerine çeşitli hislerle bakışarak beklediler."- P. Safa.
2 . eskimiş Zıt, birbirini tutmayan.
MUHTELİF sıf. (ar. çeşitli)
1. Birbirlerinden değişik özellikler taşıyan kimseler ya da şeyler için kullanılır; değişik; türlü: Muhtelit kişilerin fikirlerini öğrenmek. Çeşitli boylarda şişeler. Çeşitli yollardan aynı sonuca varmak, çeşitli renkler.
2. Esk. Zıt, birbirine uymayan.
1. Birbirlerinden değişik özellikler taşıyan kimseler ya da şeyler için kullanılır; değişik; türlü: Muhtelit kişilerin fikirlerini öğrenmek. Çeşitli boylarda şişeler. Çeşitli yollardan aynı sonuca varmak, çeşitli renkler.
2. Esk. Zıt, birbirine uymayan.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR