MüMANAAT a. (ar. mümâna'af). Esk. 1. Engelleme, karşı koyma. 2. Mümanaat etmek, göstermek, karşı koymak, engellemek: "Geri...
MüMANAAT a. (ar. mümâna'af). Esk.
1. Engelleme, karşı koyma.
2. Mümanaat etmek, göstermek, karşı koymak, engellemek: "Geri dönmek niyetinde değiller, size mümânaat etseler gerektir" (Cevdet Paşa, XIX. yy.).
3. Mümanaata uğramak, bir engelle, karşı koymayla karşılaşmak: "Açıldıkça, genişlemek istedikçe mümanaata uğruyordu" (Ahmet Rasim).
1. Engelleme, karşı koyma.
2. Mümanaat etmek, göstermek, karşı koymak, engellemek: "Geri dönmek niyetinde değiller, size mümânaat etseler gerektir" (Cevdet Paşa, XIX. yy.).
3. Mümanaata uğramak, bir engelle, karşı koymayla karşılaşmak: "Açıldıkça, genişlemek istedikçe mümanaata uğruyordu" (Ahmet Rasim).
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR