MüNASİP sıf. (ar. münâsib). 1. Beklentilere, isteklere uyan, onları karşılayan şey ya da kimse için kullanılır: Kendileri için müna...
MüNASİP sıf. (ar. münâsib).
1. Beklentilere, isteklere uyan, onları karşılayan şey ya da kimse için kullanılır: Kendileri için münasip bir yerde ev arıyor. O, bu görev için münasiptir.
2. Uygun, yakışır, layık: Kendisine münasip bir eş bulamadı.
3. Münasip bulmak, görmek, yerinde bulmak, uygun görmek. || Münasip düşmek, uymak, uygun gelmek.
1. Beklentilere, isteklere uyan, onları karşılayan şey ya da kimse için kullanılır: Kendileri için münasip bir yerde ev arıyor. O, bu görev için münasiptir.
2. Uygun, yakışır, layık: Kendisine münasip bir eş bulamadı.
3. Münasip bulmak, görmek, yerinde bulmak, uygun görmek. || Münasip düşmek, uymak, uygun gelmek.
Kaynak: Büyük Larousse
MüNASİPsıfat (müna:sip) Arapça munÂ¥sib
1 . Uygun, yerinde: "O şekilde yaşayacak olsam İstanbul daha münasiptir."- S. F. Abasıyanık.
2 . Beğenilen, hoşa giden, uygun: "Yaşta küçük amma boyda münasip / Sallanıyor bir fidanca dal gibi."- Dadaloğlu.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
münasip bulmak
münasip düşmek
münasip görmek
1 . Uygun, yerinde: "O şekilde yaşayacak olsam İstanbul daha münasiptir."- S. F. Abasıyanık.
2 . Beğenilen, hoşa giden, uygun: "Yaşta küçük amma boyda münasip / Sallanıyor bir fidanca dal gibi."- Dadaloğlu.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
münasip bulmak
münasip düşmek
münasip görmek
Ottoman Turkish Dictionary
YORUMLAR