Nazım Hikmet Ran'ın şiir anlayışı ile ilgili soruların cevapları nedir?

Nazım Hikmet Ran'ın şiir anlayışı ile ilgili soruların cevapları nedir? Nazım hikmet'in şiirlerinde yaygın olarak kullandıg...

Nazım Hikmet Ran'ın şiir anlayışı ile ilgili soruların cevapları nedir?

Nazım hikmet'in şiirlerinde yaygın olarak kullandıgı zihniyet,

Şiirlerindeki ahenk unsurlarının nasıl kullanıldığı,

Kullanılan dilin özelliklerini,

Yapının nasıl oluştugunu,

Genel olarak kullanılan temaları,

Şiir gercekliginin nasıl verildiğini,

Şiirlerinin hangi gelenege baglı kaldıgını?
Nazım Hikmet, (Gerçek ismi: Nazım Hikmet Ran) (d. 20 Kasım 1901, Selanik - ö. 3 Haziran 1963, Moskova) Türk şair ve oyun yazarıdır. Dünyada en bilinen Türk şairi sayılmaktadır. Eserleri birçok yabancı dile çevrilmiştir. Doğum tarihi ailesi tarafından sene kaybetmemesi için 15 Ocak 1902 olarak kaydettirilmiştir.

1901 yılında Selanik'te doğmuş, 3 Haziran 1963 tarihinde Moskova'da ölmüştür. Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesiydi ve ayrı ayrı toplam 11 davadan yargılanmıştır.





Eserleri birçok dile çevrilmiş, birçok ödül almıştır. Ancak Türkiye'deki yaşamının çoğunu hapiste geçirmiştir. Bu gibi durumlardan ötürü Moskova'ya kaçmış ve Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır. 1963 yılında Moskova'da ölmüştür. Mezarı halen Moskova'da bulunmaktadır.

1938'de şairin cezaevine girmesiyle yasaklanıp ortadan kaldırılmış olan Nâzım Hikmet şiiri, Türkiye'de ancak ölümünden iki yıl sonra 1965'te yeniden ortaya çıkabildi.

üslubu ve Başarıları

İlk şiirlerini hece vezni ile yazmaya başlamasında rağmen içerik bakımından diğer hececilerden uzaktı. Şiirsel gelişimi arttıkça hece vezninin sınırlarıyla tatmin olmamaya ve şiiri için yeni formlar aramaya başladı. Sovyetler Birliğinde yaşadığı ilk yıllar olan 1922-1925 arası bu arama tepe noktasına ulaştı.

Hece vezninden ayrılarak Türkçe'nin vokal özellikleri ile harmoni oluşturan serberst vezini benimsedi. Mayakovski ve gelecekçilik taraftarı genç Sovyet şairlerindenden esinlendi. Şiirlerinden bir çoğu müzisyen Zülfü Livaneli tarafından bestelendi. Bir kaç şiiri ise Yunanlı besteci Manos Loizos tarafından bestelendi.

Hayatı

20 Kasım 1902de Selanikte doğdu. İlk şiiri Feryad-ı Vatan'ı 1913te yazar. Aynı yıl Galatasaray Sultanisinde ortaokula başlar. 1917de Heybeliada Bahriye Mektebi'ne girer. Daha sonra Kurtuluş Savaşı için Anadolu'ya geçer. Fakat sağlık nedenleri ile bahriyeden ayrılmak zorunda kalır. Bu sırada Hamidye Kruvazöründe güverte subayıdır. Boluya öğretmen olarak atanır. Daha sonra Batum üzerinden Moskovaya giderek Doğu Emekçileri Kominist üniversitesinde siyasal bilimler ve iktisat okur. 1921de gittiği Moskovada devrimin ilk yıllarına tanık olur ve komünizm ile tanışır. 1924te Moskovada yayınlanan ilk şiir kitabı 28 Kanunisani sahnelenir. O yıl Türkiyeye dönerek Aydınlık Dergisinde çalışmaya başlar. Dergide yayınlanan şiir ve yazılarından dolayı on beş yıl hapsi istenince yeniden Sovyetler Birliğie gider. 1928de af kanunundan yararlanır ve Türkiye'ye geri döner. Bu kez Resimli Ay dergisinde çalışmaya başlar. 1938de yirmi sekiz yıl hapis cezasına çarptırılır. 12 sene süren tutuklulktan sonra askere alınacağı ve öldürüleceği endişesiyle Sovyetler Birliğine kaçar. Moskova'da 1963 yılında kalp krizinden ölür.


Davaları ve Sürgün


1925 yılından başlamak üzere şiirleri ve yazıları yüzünden bir çok kere yargılandı. 1938 yılında orduyu ayaklanmaya kışkırtmaya çalıştığı gerekçesiyle 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın kaldı. 1950 yılında bir af yasasıyla salıverildi. Ancak sürekli izlendiği ve çürüğe ayrıldığı halde 48 yaşında yeniden askerlik yapmaya çağrılması ve öldürüleceği yolundaki duyumlar üzerine yurtdışına kaçtı. 25 Temmuz 1951 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından Türk vatandaşlığından çıkarılmasına karar verildi. Yurtdışında sürekli olarak Bulgaristan, Rusya, Polonya'da yaşadı.

Davaları
  • 1925 Ankara İstiklal Mahkemesi Davası
  • 1927-1928 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası
  • 1928 Rize Ağır Ceza Mahkemesi Davası
  • 1928 Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Davası
  • 1931 İstanbul İkinci Asliye Ceza Mahkemesi Davası
  • 1933 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası
  • 1933 İstanbul üçüncü Asliye Ceza Mahkemesi Davası
  • 1933-1934 Bursa Ağır Ceza Mahkemesi Davası
  • 1936-1937 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası
  • 1938 Harp Okulu Komutanlığı Askeri Mahkemesi Davası
  • 1938 Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi Davası
Ölümü ve Sonrası

1963 yılında Moskova'da geçirdiği bir kalp krizi sonunda sürgünde öldü. ünlü Novo-Deviçeye (Novodeviche) mezarlığında gömülüdür.

2006 yılında Bakanlar Kurulunun Türk vatadaşlığından çıkarılmalar ile ilgili yeni bir düzenleme yapması durumu belirdi. Yıllardır tartışılmakta olan Nazım Hikmet'in Türk vatandaşlığına geri kabul edilmesi yolu açılmış gibi gözükmesine rağmen Bakanlar Kurulu bu maddenin sadece yaşamakta olanlar için düzenlendiğini ve Nazım Hikmet'i kapsamadığını öne sürerek bu öneriyi red etti.

En bilinen eserlerinin bazıları
  • Memleketimden İnsan Manzaraları
  • Kafatası
  • Unutulan Adam
  • Taranta Babu'ya Mektuplar
  • Ferhad ile Şirin
  • Kurtuluş Savaşı Destanı
Kız Çocuğu

Nazım şiiri Kız Çocuğu Hiroşima'daki atom bombası saldırında ölen yedi yaşındaki bir kız çocuğunun on yıl sonraki yalvarmalarını anlatmaktadır. Şavaş karşıtı bir mesaj olarak büyük bir başarı yakalamış ve birçok müsizyen tarafından şarkı olarak canlandırılmıştır. Zülfü Livaneli Nazım Türküsü'nde şiirin orijinal Türkçe şiiri canlandırdı. Kız Çocuğu'nun I Come And Stand At Every Door olarak bilinen daha serbest çevrilmiş bir biçimi The Byrds tarafından Fifth Dimension albümünde Pete Seeger tarafından en:Headlines Footnotes albümünde ve This Mortal Coil tarafından Blood albümünde ve daha birçokları seslendirildi. 2005'te, ünlü Shima-Uta şarkıcısı Chitose Hajime Ryuichi Sakamoto ile işbirliği yaparak Kız Çocuğunu Japonca'ya çevirdi.('Shinda Onna no Ko' [死んã å¥³ã®å­] olarak ismi değişti). 5 Ağustos 2005'te 60'ncı yıldönümünde Hiroşima'daki Hiroşima Barış Anıtı'nda canlı olarak söylendi. Şarkı daha sonra Chitose'un 2006'daki Hanadairo albümünde ortaya çıktı.

BAKINIZ





  • Nazım Hikmet Ran


  • Necip Fazıl Kısakürek ve Nazım Hikmet Ran'ın temel özellikleri nelerdir?


  • Ölçme ile ilgili soruların cevapları nedir?




Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.


Nazım Hikmet, (Gerçek ismi: Nazım Hikmet Ran) (d. 20 Kasım 1901, Selanik - ö. 3 Haziran 1963, Moskova) Türk şair ve oyun yazarıdır. Dünyada en bilinen Türk şairi sayılmaktadır. Eserleri birçok yabancı dile çevrilmiştir. Doğum tarihi ailesi tarafından sene kaybetmemesi için 15 Ocak 1902 olarak kaydettirilmiştir.

1901 yılında Selanik'te doğmuş, 3 Haziran 1963 tarihinde Moskova'da ölmüştür. Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesiydi ve ayrı ayrı toplam 11 davadan yargılanmıştır.





Eserleri birçok dile çevrilmiş, birçok ödül almıştır. Ancak Türkiye'deki yaşamının çoğunu hapiste geçirmiştir. Bu gibi durumlardan ötürü Moskova'ya kaçmış ve Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır. 1963 yılında Moskova'da ölmüştür. Mezarı halen Moskova'da bulunmaktadır.

1938'de şairin cezaevine girmesiyle yasaklanıp ortadan kaldırılmış olan Nâzım Hikmet şiiri, Türkiye'de ancak ölümünden iki yıl sonra 1965'te yeniden ortaya çıkabildi.

üslubu ve Başarıları

İlk şiirlerini hece vezni ile yazmaya başlamasında rağmen içerik bakımından diğer hececilerden uzaktı. Şiirsel gelişimi arttıkça hece vezninin sınırlarıyla tatmin olmamaya ve şiiri için yeni formlar aramaya başladı. Sovyetler Birliğinde yaşadığı ilk yıllar olan 1922-1925 arası bu arama tepe noktasına ulaştı.

Hece vezninden ayrılarak Türkçe'nin vokal özellikleri ile harmoni oluşturan serberst vezini benimsedi. Mayakovski ve gelecekçilik taraftarı genç Sovyet şairlerindenden esinlendi. Şiirlerinden bir çoğu müzisyen Zülfü Livaneli tarafından bestelendi. Bir kaç şiiri ise Yunanlı besteci Manos Loizos tarafından bestelendi.

Hayatı

20 Kasım 1902de Selanikte doğdu. İlk şiiri Feryad-ı Vatan'ı 1913te yazar. Aynı yıl Galatasaray Sultanisinde ortaokula başlar. 1917de Heybeliada Bahriye Mektebi'ne girer. Daha sonra Kurtuluş Savaşı için Anadolu'ya geçer. Fakat sağlık nedenleri ile bahriyeden ayrılmak zorunda kalır. Bu sırada Hamidye Kruvazöründe güverte subayıdır. Boluya öğretmen olarak atanır. Daha sonra Batum üzerinden Moskovaya giderek Doğu Emekçileri Kominist üniversitesinde siyasal bilimler ve iktisat okur. 1921de gittiği Moskovada devrimin ilk yıllarına tanık olur ve komünizm ile tanışır. 1924te Moskovada yayınlanan ilk şiir kitabı 28 Kanunisani sahnelenir. O yıl Türkiyeye dönerek Aydınlık Dergisinde çalışmaya başlar. Dergide yayınlanan şiir ve yazılarından dolayı on beş yıl hapsi istenince yeniden Sovyetler Birliğie gider. 1928de af kanunundan yararlanır ve Türkiye'ye geri döner. Bu kez Resimli Ay dergisinde çalışmaya başlar. 1938de yirmi sekiz yıl hapis cezasına çarptırılır. 12 sene süren tutuklulktan sonra askere alınacağı ve öldürüleceği endişesiyle Sovyetler Birliğine kaçar. Moskova'da 1963 yılında kalp krizinden ölür.


Davaları ve Sürgün


1925 yılından başlamak üzere şiirleri ve yazıları yüzünden bir çok kere yargılandı. 1938 yılında orduyu ayaklanmaya kışkırtmaya çalıştığı gerekçesiyle 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın kaldı. 1950 yılında bir af yasasıyla salıverildi. Ancak sürekli izlendiği ve çürüğe ayrıldığı halde 48 yaşında yeniden askerlik yapmaya çağrılması ve öldürüleceği yolundaki duyumlar üzerine yurtdışına kaçtı. 25 Temmuz 1951 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından Türk vatandaşlığından çıkarılmasına karar verildi. Yurtdışında sürekli olarak Bulgaristan, Rusya, Polonya'da yaşadı.

Davaları
  • 1925 Ankara İstiklal Mahkemesi Davası
  • 1927-1928 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası
  • 1928 Rize Ağır Ceza Mahkemesi Davası
  • 1928 Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Davası
  • 1931 İstanbul İkinci Asliye Ceza Mahkemesi Davası
  • 1933 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası
  • 1933 İstanbul üçüncü Asliye Ceza Mahkemesi Davası
  • 1933-1934 Bursa Ağır Ceza Mahkemesi Davası
  • 1936-1937 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası
  • 1938 Harp Okulu Komutanlığı Askeri Mahkemesi Davası
  • 1938 Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi Davası
Ölümü ve Sonrası

1963 yılında Moskova'da geçirdiği bir kalp krizi sonunda sürgünde öldü. ünlü Novo-Deviçeye (Novodeviche) mezarlığında gömülüdür.

2006 yılında Bakanlar Kurulunun Türk vatadaşlığından çıkarılmalar ile ilgili yeni bir düzenleme yapması durumu belirdi. Yıllardır tartışılmakta olan Nazım Hikmet'in Türk vatandaşlığına geri kabul edilmesi yolu açılmış gibi gözükmesine rağmen Bakanlar Kurulu bu maddenin sadece yaşamakta olanlar için düzenlendiğini ve Nazım Hikmet'i kapsamadığını öne sürerek bu öneriyi red etti.

En bilinen eserlerinin bazıları
  • Memleketimden İnsan Manzaraları
  • Kafatası
  • Unutulan Adam
  • Taranta Babu'ya Mektuplar
  • Ferhad ile Şirin
  • Kurtuluş Savaşı Destanı
Kız Çocuğu

Nazım şiiri Kız Çocuğu Hiroşima'daki atom bombası saldırında ölen yedi yaşındaki bir kız çocuğunun on yıl sonraki yalvarmalarını anlatmaktadır. Şavaş karşıtı bir mesaj olarak büyük bir başarı yakalamış ve birçok müsizyen tarafından şarkı olarak canlandırılmıştır. Zülfü Livaneli Nazım Türküsü'nde şiirin orijinal Türkçe şiiri canlandırdı. Kız Çocuğu'nun I Come And Stand At Every Door olarak bilinen daha serbest çevrilmiş bir biçimi The Byrds tarafından Fifth Dimension albümünde Pete Seeger tarafından en:Headlines Footnotes albümünde ve This Mortal Coil tarafından Blood albümünde ve daha birçokları seslendirildi. 2005'te, ünlü Shima-Uta şarkıcısı Chitose Hajime Ryuichi Sakamoto ile işbirliği yaparak Kız Çocuğunu Japonca'ya çevirdi.('Shinda Onna no Ko' [死んã å¥³ã®å­] olarak ismi değişti). 5 Ağustos 2005'te 60'ncı yıldönümünde Hiroşima'daki Hiroşima Barış Anıtı'nda canlı olarak söylendi. Şarkı daha sonra Chitose'un 2006'daki Hanadairo albümünde ortaya çıktı.

BAKINIZ


Nazım Hikmet'in bu dönem şiirlerinin biçimsel özellikleri birkaç alt başlık altında toplanabilir:
Görsel Özellikler:

Nâzım geleneksel dize yapısını kökünden yıkmıştır. Şiirler basamaklandırılmış bir düzen gösterirler. Sözcükler ortalarından kesilmekte, kimi zaman tek heceye indirgenmektedir.

Şair, şiirlerin kimi bölümlerini büyük harf yazmakta, değişik hurufat ve punto kullanmaktadır. Bu yüzden sayfa düzeni kendi başına bir yapı olarak belirlemektedir. Sözcükler, harfler, satırlarla neredeyse bağımsız bir varlık kazanmıştır sayfa. Şiirin anlamından çok görüşü/biçimi öne çıkarılmaktadır.


Ancak bir nokta özellikle vurgulanmalıdır: Nâzım Hikmet görsel öğeleri, salt oyun olsun diye kullanmamaktadır. Şiirin kurgusu her zaman öze göre ayarlanmıştır: Çünkü Nâzım'ın yazın anlayışı en yalın ifadesini "öz biçimi belirler" ilkesinde bulmaktadır. Bu yüzden örneğin "Makinalaşmak" şiirinin biçimi de seçilen sözcükler de hep içeriğe göre seçilmişlerdir. Trrrum, trak, tiki tak sözcükleri mekanik sesi yakalamaya yöneliktir. Aynı yöntemleri belli ölçüde kullanmış olan Ercümend Behzad'la arasındaki en büyük fark bu noktada gözlenebilir. Çünkü Ercümend Behzad, biçim/içerik birlikteliğini yeterince sağlayamadığından şiiri ya içerik ya da biçim düzeyinde açık düşer hep. Ayrıca daha sonra değineceğim gibi, Nâzım Hikmet şiirine bir doğrultu vermeyi başarır, oysa Ercümend Behzad'ın şiirinin bir doğrultusu yoktur. Şair deneyinin sonunda hiçbir şey bulmaz; herşey hep Gizil güç halindedir o şiirde.

Sessel Özellikler:

Nâzım Hikmet'in 1929-1932 dönemi şiirleri, kendisinin de vurguladığı üzere, büyük ölçüde sözcüğün gerçek anlamında orkestrasyona dayanan ürünlerdir. Dizelerin uzunluğu/kısalığı, sözcüklerin kırılma biçimleri, kafiyelerin seçimi, yinelemeler aruz ve hece ölçülerinin kullanımı tümüyle çok sesli bir müzik parçasının melodik yapısını yansıtmaktadır. "Salkım söğüt" şiiri şu dizelerle başlamaktadır: "Akıyordu su/gösterip aynasında söğüt ağaçların/Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını/Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere/koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere/Birden/bire kuş gibi/vurulmuş gibi/kanadından/yaralı bir atlı yuvarlandı atından". Düşen atlı ile uzaklaşıp giden atlılar arasındaki karşıtlığı vurgulamak için Nâzım Hikmet, bu kez şöyle bir yapı kurmaktadır: "Nal sesleri sönüyor perde perde/atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde"/-"Atlılar atlılar kızıl atlılar/atları rüzgâr kanatlılar/Atları rüzgâr kanat/Atları rüzgâr/Atları/At..."/-"Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat". Ölümü somutlayan "at" sözcüğü ile ardından gelen dize, hem sessel hem içeriksel açıdan tam birlik kurmaktadır bu bölümde.


Ayrıca hemen anımsatılmalıdır ki, Nâzım Hikmet'te görsel öğelerle sessel öğeler Hep bir arada, bütünü, yapıyı belirginleştirmek amacıyla kullanılmakta, aralarında denge kurulmaktadır. "Bahri Hazer" şiirini ele alalım: Burada, batmak üzere olan bir kayık ve dalgalarla savaşan kayıkçı betimlenmektedir. Bu şiir, ayrıca Nâzım Hikmet'in, Memleketimden İnsan Manzaraları adlı başyapıtında da kullandığı sinematografik yöntemin yetkin bir ilk örneğini de oluşturmaktadır. üstelik sesli sinemanın. Çünkü burada görüntü sesle tam bir bütünlük göstermektedir. Nâzım Hikmet'in serbest nazmı ve görsel ve sessel etkileri ve olanakları açısından götürdüğü yerle Ercümend Behzad'ın götürdüğü yer arasındaki uzaklık, tartışmaya yer bırakmayacak şekilde görülmektedir. Bu konuda Ercümend Behzad'ın iddiaları ne olursa olsun.

Karışık Teknikler:

Nâzım Hikmet'ten bir alıntı: "Şiir, roman hikâye vesaire gibi edebiyat şubelerini

yekdiğerinden, nisbî olarak ayıran şey, şekliden ziyade muhteva, hava, derinlik, mikyas farkı, velhasıl/fikir ve his sahasında gördükleri iştir.(...) Şehrin şiiri olan yeni şiirin terkibi ve tekniği daha mürekkep olmuştur". Aynı içeriği, olayı şiirin de romanın da ele alabileceğini belirten ve şiirin kuruluşunun daha karmaşık duruma geldiğini belirten Nâzım Hikmet, kendi şiirinin yapısı konusunda da şunları söylemektedir: "Hem melodi hem armoni. Hem kafiye hem kafiyesizlik, hem 'mısraı berceste' hem 'kül'. Hem solo keman hem orkestra. Yani bütün mürekkepliği ve hareketi ile, mazisi, hali ve istikbali ile realiteyi ve o realite içindeki faal insanı 'iç' ve 'dış' aleminde aksettirmesi lâzım gelen şiire uygun dinamik şekil ve ölçüler".


Görüldüğü gibi gerçekliği geçmiş, şimdi ve gelecek boyutunda vermeyi öngören Nâzım Hikmet, daha ilk yapıtlarından itibaren karışık tekniklerden yararlanmıştır: Yani şiir ve düzyazıdan, oyun ve senaryo biçiminden, roman kurgusundan. Örneğin Jokond ile Si-Ya-U'da şair, "Paris Telsizinin Haberleri", "Muharririn Not Defterinden", Jokond'un Not Defterinden gibi bölüm başlıkları kullanmış, Benerci Kendini Niçin Öldürdü'de karşılıklı konuşmalara, düzyazı bölümlerine yer vermiştir.


Bunlar, o tarihe kadar Türk şiirinde ne görülmüş ne düşünülmüş uygulamalardır. Ahmet Haşim, şöyle demektedir 835 Satır dolayısıyla: "Şair, müheykel bir şekil halinde semanın maviliğine karşı durmuş, cidden tuhaf, fakat âhengi cidden emsalsiz bir garip âletin tellerini söyletiyor. Nâzım Hikmet Bey tarzını kendisi icad etmedi, bu biçimde şiirler şimdi dünyanın her tarafında yazılıyor. Nâzım Hikmet bey bu tarzı anlamış, Türkçeleştirmiş, bu iklimin toprağında tutturabilmiş büyük bir yeni şairimizdir". Yakup Kadri ise şunları yazmaktadır: "835 Satır, Türk şiirindeki, hattâ Türk dilindeki inkılâbın ilk satırıdır. Nâzım Hikmet tâ Aşık Paşa'dan beri alıştığımız bütün nazım kaidelerin, vezin sistemlerini altüst ederek ve Türk kamusunun hudutlarını kırıp geçerek yeleleri dimdik olmuş şahlanan bir (Demir Beygir) üstünde sıcak ve acaip naralar atarak koşuyor. O, yalnız Türk şiirinde yeni bir çığır açmış bir edebiyat inkılâpçısı değil, hiç görmeye alışmadığımız bir şair tipidir".





  • Nazım Hikmet Ran


  • Necip Fazıl Kısakürek ve Nazım Hikmet Ran'ın temel özellikleri nelerdir?


  • Ölçme ile ilgili soruların cevapları nedir?


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Nazım Hikmet Ran'ın şiir anlayışı ile ilgili soruların cevapları nedir?
Nazım Hikmet Ran'ın şiir anlayışı ile ilgili soruların cevapları nedir?
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/nazm-hikmet-rann-siir-anlays-ile-ilgili.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/nazm-hikmet-rann-siir-anlays-ile-ilgili.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content