NUK a. (fars nük) Esk. 1. Kuş gagası. 2. Okun ucu, temren. 3. Sivri, gaga biçiminde olan şey: "Kangı hûnîsen gibi cellâda olmu...
NUK a. (fars nük) Esk.
1. Kuş gagası.
2. Okun ucu, temren.
3. Sivri, gaga biçiminde olan şey: "Kangı hûnîsen gibi cellâda olmuştur esfr I Kangı cellâdın kılıcı nûkı müjgânırıca var" (Fuzuli, XVI. yy.).
1. Kuş gagası.
2. Okun ucu, temren.
3. Sivri, gaga biçiminde olan şey: "Kangı hûnîsen gibi cellâda olmuştur esfr I Kangı cellâdın kılıcı nûkı müjgânırıca var" (Fuzuli, XVI. yy.).
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR