NUSRET a. (ar. nuşret). 1. Tanrı yardımı, Tanrı lütfü: "Böyle kim tevfik-i Hak nus- ret nasip etmiş" (Fuzuli, XVI. yy.). ...
NUSRET a. (ar. nuşret).
1. Tanrı yardımı, Tanrı lütfü: "Böyle kim tevfik-i Hak nus- ret nasip etmiş" (Fuzuli, XVI. yy.).
2. Yardım, yardımda bulunma: "Hiç şek yok kim bu nusret nusret-i islamdır" (Fuzuli XVI. yy.).
3. Nusret etmek, eylemek, yardım etmek, yardımcı olmak.
1. Tanrı yardımı, Tanrı lütfü: "Böyle kim tevfik-i Hak nus- ret nasip etmiş" (Fuzuli, XVI. yy.).
2. Yardım, yardımda bulunma: "Hiç şek yok kim bu nusret nusret-i islamdır" (Fuzuli XVI. yy.).
3. Nusret etmek, eylemek, yardım etmek, yardımcı olmak.
Kaynak: Büyük Larousse
Halide Nusret Zorlutuna
Nusret Bayraktar
Nusret Hızır
YORUMLAR