OBUA a. (fr hautbois; "yüksek" anlamındaki haut ve "ağaç, tahta" anlamındaki öoıs'dan). 1. Hafifçe konik ola...
OBUA a. (fr hautbois; "yüksek" anlamındaki haut ve "ağaç, tahta" anlamındaki öoıs'dan).
1. Hafifçe konik olan borusu, dar bir kalakla sonlanmış olan, çift dilli üflemeli çalgı. (Bk. ansikl. böl.)
2. OBUACl'nın eşanlamlısı.
3. Aşk obuası, kalağı armut biçiminde olan ve bir üçlü daha pes ses veren obua çeşidi. (XVIII. yy.'ın ilk yansında çok yaygındı [Bach, Telemann]).
*ANSİKL. Atalarından biri de aulos olan obua, çok eski ve yaygın bir çalgıdır. Obua benzeri çalgılara dünyanın her yerinde rastlanır (Doğu, Afrika, Batı). Fakat çalma teknikleri farklıdır Doğu ve İslam devletlerinde çalgının dili dudaklarla sıkıştırılmaz, fakat icracının üflemesiyle titreşir; icracının ağız boşluğunda yedeklediği hava yardımıyla, nefes alma esnasında çalgının sesinde bir kesinti olmaz. (GAYTA ve ZURNA.)
Avrupa'da sadece XVII. yy.'ın sonunda kullanılmaya süregelen obua sözcüğü, üstünde delikler bulunan tek bir parçadan (kimi zamanda kıvrılmış bir ağaç kabuğundan) oluşan, çift dilli her tür köy çalgısının ya da şalemilerin yerini alan bir çalgı ailesini belirtiyordu. J. Hotteterre ve M. Philidor'un buluşu olan orkestra obuasının başlangıçta üç anahtarı vardı. XVIII. vb XIX. yy.'larda yetkinleşen çağıl obuanın, üstünde altı delik bulunan üç parçası vardır: kalak, alt beden ve dilin direkt doğruya gömülü olduğu- üst beden. On anahtan olan çağıl obuanın ses alanı, iki sekizli ve bir dörtlüyü kapsar. Çok esnek ve yumuşak olan mekanizması, çalgıya eklemleme mevzusunda büyük olanaklar sağlar. Obuayla aynk olarak çalınan ya da yinelenen notalar, çok belirgindir; süratli triller, gamlar ve arpejler yapılabilir. Çalgıdan ses çıkarmak için hafifçe üflemek yeterlidir; bir ses epeyce uzatılabilir. Bu özellikleri uzun, nüanstı cümlelerin çalınmasına uygundur.
1. Hafifçe konik olan borusu, dar bir kalakla sonlanmış olan, çift dilli üflemeli çalgı. (Bk. ansikl. böl.)
2. OBUACl'nın eşanlamlısı.
3. Aşk obuası, kalağı armut biçiminde olan ve bir üçlü daha pes ses veren obua çeşidi. (XVIII. yy.'ın ilk yansında çok yaygındı [Bach, Telemann]).
*ANSİKL. Atalarından biri de aulos olan obua, çok eski ve yaygın bir çalgıdır. Obua benzeri çalgılara dünyanın her yerinde rastlanır (Doğu, Afrika, Batı). Fakat çalma teknikleri farklıdır Doğu ve İslam devletlerinde çalgının dili dudaklarla sıkıştırılmaz, fakat icracının üflemesiyle titreşir; icracının ağız boşluğunda yedeklediği hava yardımıyla, nefes alma esnasında çalgının sesinde bir kesinti olmaz. (GAYTA ve ZURNA.)
Avrupa'da sadece XVII. yy.'ın sonunda kullanılmaya süregelen obua sözcüğü, üstünde delikler bulunan tek bir parçadan (kimi zamanda kıvrılmış bir ağaç kabuğundan) oluşan, çift dilli her tür köy çalgısının ya da şalemilerin yerini alan bir çalgı ailesini belirtiyordu. J. Hotteterre ve M. Philidor'un buluşu olan orkestra obuasının başlangıçta üç anahtarı vardı. XVIII. vb XIX. yy.'larda yetkinleşen çağıl obuanın, üstünde altı delik bulunan üç parçası vardır: kalak, alt beden ve dilin direkt doğruya gömülü olduğu- üst beden. On anahtan olan çağıl obuanın ses alanı, iki sekizli ve bir dörtlüyü kapsar. Çok esnek ve yumuşak olan mekanizması, çalgıya eklemleme mevzusunda büyük olanaklar sağlar. Obuayla aynk olarak çalınan ya da yinelenen notalar, çok belirgindir; süratli triller, gamlar ve arpejler yapılabilir. Çalgıdan ses çıkarmak için hafifçe üflemek yeterlidir; bir ses epeyce uzatılabilir. Bu özellikleri uzun, nüanstı cümlelerin çalınmasına uygundur.
Kaynak: Büyük Larousse
Nefesli Çalgılar - Obua
Obua hakkında bilgi verir misiniz?
YORUMLAR