Od : Eski Türkçede ateş, kor, alev, köz, nar, şule, yalaz, akkor benzer biçimde anlamları taşımaktadır. İcime Od Saldin Seni gordum...
Od: Eski Türkçede ateş, kor, alev, köz, nar, şule, yalaz, akkor benzer biçimde anlamları taşımaktadır.
İcime Od Saldin
Seni gordum ala gozlum,
Icime od alov saldin.
Sesin duydum sirin sozlum,
Icime od, alov saldin.
Dodaqlarin sanki baldir,
Gul yanagin gul tek aldir,
Bir bax mene, bashin qaldir,
Icime od, alov saldin.
Gozel seni ilk gorende
Saclarini gun horende
Heyadan bashin eyende
Icime od, alov saldin.
Hele ince korpe eller
Suzende biz goren neyler?
Bu da sirdir, bilmez eller.
Icime od, alov saldin.
Esq hediyyen ates oldu
Ureyime qemler doldu
Dinledikce konlum soldu
Icime od, alov saldin.
Qan qerenfil destesiyem
Sevdalarin bestesiyem
Indi vusal xestesiyem
Icime od, alov saldin.
Gel eyleme reva sen de
Yara mende, ilaç sende
Sevda mende, xeta sende
Icime od, alov saldin.
Yuxu girmir hec gozume
Gelemmirem oz-ozume
Qayidiram hey sozume
Icime od, alov saldin.
Omar Orduxan
İcime Od Saldin
Icime od alov saldin.
Sesin duydum sirin sozlum,
Icime od, alov saldin.
Dodaqlarin sanki baldir,
Gul yanagin gul tek aldir,
Bir bax mene, bashin qaldir,
Icime od, alov saldin.
Gozel seni ilk gorende
Saclarini gun horende
Heyadan bashin eyende
Icime od, alov saldin.
Hele ince korpe eller
Suzende biz goren neyler?
Bu da sirdir, bilmez eller.
Icime od, alov saldin.
Esq hediyyen ates oldu
Ureyime qemler doldu
Dinledikce konlum soldu
Icime od, alov saldin.
Qan qerenfil destesiyem
Sevdalarin bestesiyem
Indi vusal xestesiyem
Icime od, alov saldin.
Gel eyleme reva sen de
Yara mende, ilaç sende
Sevda mende, xeta sende
Icime od, alov saldin.
Yuxu girmir hec gozume
Gelemmirem oz-ozume
Qayidiram hey sozume
Icime od, alov saldin.
Omar Orduxan
OD a. (esk. türkç, söze.), Esk.
1. Ateş: "Od düşmüş olduğu yeri yakar i Değme dalda gül mü biter" (Karacaoğian, XVII, yy.).
2. Yakıcı bir aşk, yoğun bir üzüntü: "Deli gönül kartı dağları aştı / Hicr odıyla dertli sinemiz pişti" (Kul Mehmet, XVI. yy ).
3. Od yok ocak yok, çok yok 8ul, evi barkı yok anlamında kullanılır. || Oda yanmak, ateşte yanmak, aşk ateşıy le yanmak.
*Taşoc. Od taşı, kolay işlenebilir, yeşil, volkanik tüf. (Eskiden bazı büyük yapıların temel ve gövde duvarlarında, kapı ve pencere sövelerinde kullanılmıştır.)
OD a. (fr, ode). Ed.
1. Eski Yunanlılar'da mevzusuna nazaran biçimi değişen ve ezgiyle söylenen lirik şiir.
2. ölçü ve dizelerinin sayısı bakımından kendi aralarında benzer kıtalara bölünen, gerek mühim vakaları ya da yüce kişileri (kahramanlık odu) yüceltmeye, gerek daha içten duyguları dile getirmeye (Anakreon seçimi od) yönelik lirik şiir
*Müz. Bestelenmiş her tür şiire Batı'da verilen ad. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Rönesans döneminde, şiirle müziğin kaynaşmasına ehemmiyet veren hümanizma hareketinin etkisiyle besteciler, antikçağ ölçülerine uygun bir ritim üstüne od tarzında çoksesli şarkılar yazdılar. Öte taraftan, okullarda ve üniversitelerde üstünde çalışılan latin odu, alman koralinin heceye dayalı üslubunu doğurdu.
XVII. ve XVIII. yy.'da müzikal od, çoğu zaman anthem, oratoryo, kantat ve konsertan motet benzer biçimde türlerle kaynaştı. Bir şenliği, bir yıldönümünü kutlamak benzer biçimde amaçlarla ısmarlanan bir yapıta dönüştü (kraliçe Mary'nin onuruna Come, ye sons of art, away; Purcell'ın Azize Cecilia için od'u; Hândel'in Kraliçe Anne'in yaşgunü için od'u ve Azize Cecilia için od'u; F. A. Philidor'un Horatius'un şiiri üstüne latin odu Carmen saeculare ve İngiliz odu adlı yapıtlan; Gluck'un Klopstocks Öden'i ve Odeanden Tod'u). Fransız devrimi, yurtseverlik duygularını kabartan odlar bestelenmesine niçin oldu (bunların bazıları tumturaklı bir üslupla yazılmıştır). Sonraları tür, daha içe dönük bir kalite kazanmıştır (Chabrler'in Müziğe od'u). XX. yy.'da, azca sayıda od bestelendi; bununla beraber bu tür, Schönberg benzer biçimde bir besteciyi kendisine çekti (Byron'ın şiiri üstüne Napolöon'a od, 1942).
1. Ateş: "Od düşmüş olduğu yeri yakar i Değme dalda gül mü biter" (Karacaoğian, XVII, yy.).
2. Yakıcı bir aşk, yoğun bir üzüntü: "Deli gönül kartı dağları aştı / Hicr odıyla dertli sinemiz pişti" (Kul Mehmet, XVI. yy ).
3. Od yok ocak yok, çok yok 8ul, evi barkı yok anlamında kullanılır. || Oda yanmak, ateşte yanmak, aşk ateşıy le yanmak.
*Taşoc. Od taşı, kolay işlenebilir, yeşil, volkanik tüf. (Eskiden bazı büyük yapıların temel ve gövde duvarlarında, kapı ve pencere sövelerinde kullanılmıştır.)
OD a. (fr, ode). Ed.
1. Eski Yunanlılar'da mevzusuna nazaran biçimi değişen ve ezgiyle söylenen lirik şiir.
2. ölçü ve dizelerinin sayısı bakımından kendi aralarında benzer kıtalara bölünen, gerek mühim vakaları ya da yüce kişileri (kahramanlık odu) yüceltmeye, gerek daha içten duyguları dile getirmeye (Anakreon seçimi od) yönelik lirik şiir
*Müz. Bestelenmiş her tür şiire Batı'da verilen ad. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Rönesans döneminde, şiirle müziğin kaynaşmasına ehemmiyet veren hümanizma hareketinin etkisiyle besteciler, antikçağ ölçülerine uygun bir ritim üstüne od tarzında çoksesli şarkılar yazdılar. Öte taraftan, okullarda ve üniversitelerde üstünde çalışılan latin odu, alman koralinin heceye dayalı üslubunu doğurdu.
XVII. ve XVIII. yy.'da müzikal od, çoğu zaman anthem, oratoryo, kantat ve konsertan motet benzer biçimde türlerle kaynaştı. Bir şenliği, bir yıldönümünü kutlamak benzer biçimde amaçlarla ısmarlanan bir yapıta dönüştü (kraliçe Mary'nin onuruna Come, ye sons of art, away; Purcell'ın Azize Cecilia için od'u; Hândel'in Kraliçe Anne'in yaşgunü için od'u ve Azize Cecilia için od'u; F. A. Philidor'un Horatius'un şiiri üstüne latin odu Carmen saeculare ve İngiliz odu adlı yapıtlan; Gluck'un Klopstocks Öden'i ve Odeanden Tod'u). Fransız devrimi, yurtseverlik duygularını kabartan odlar bestelenmesine niçin oldu (bunların bazıları tumturaklı bir üslupla yazılmıştır). Sonraları tür, daha içe dönük bir kalite kazanmıştır (Chabrler'in Müziğe od'u). XX. yy.'da, azca sayıda od bestelendi; bununla beraber bu tür, Schönberg benzer biçimde bir besteciyi kendisine çekti (Byron'ın şiiri üstüne Napolöon'a od, 1942).
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR