OLANAKLI sıf. Olanak içinde bulunan, olabilirliği olan şey için kullanılır; mümkün. *Fels. Aristoteles'e bakılırsa, edim halinde...
OLANAKLI sıf. Olanak içinde bulunan, olabilirliği olan şey için kullanılır; mümkün.
*Fels. Aristoteles'e bakılırsa, edim halinde olan şeyin tersine, erk halinde olan şey. (Eşanl. OLABİLİR.)
*Küm. kur. Bir iç bileşim yasasıyla donatılı bir kümenin bir altkümesi sözkonusu olduğunda soldan ve sağdan olanaklı bulunmak. (Bir halkanın iki yanlı bir ideali, bu halkanın çarpmaya olanaklı bir toplama altgrubudur) || Soldan (aynı halde sağdan) olanaklı, çarpma ile gösterilen iç bileşim yasasıyla donatılı bir E kümesinin bir A altkümesi sözkonusu olduğunda, A altkûmesinin her a elemanı için ve E kümesinin her x elemanı için, x aeA (aynı halde axe A) olan eleman. [Bir halkanın soldan bir ideali, bu halkanın, soldan çarpmaya olanaklı bir toplama altgrubudur.]
* be. Olanak içinde, mümkün: imkânsızlıklar sebebiyle bu projenin gerçekle meşini olanaklı görmüyorum.
*Fels. Aristoteles'e bakılırsa, edim halinde olan şeyin tersine, erk halinde olan şey. (Eşanl. OLABİLİR.)
*Küm. kur. Bir iç bileşim yasasıyla donatılı bir kümenin bir altkümesi sözkonusu olduğunda soldan ve sağdan olanaklı bulunmak. (Bir halkanın iki yanlı bir ideali, bu halkanın çarpmaya olanaklı bir toplama altgrubudur) || Soldan (aynı halde sağdan) olanaklı, çarpma ile gösterilen iç bileşim yasasıyla donatılı bir E kümesinin bir A altkümesi sözkonusu olduğunda, A altkûmesinin her a elemanı için ve E kümesinin her x elemanı için, x aeA (aynı halde axe A) olan eleman. [Bir halkanın soldan bir ideali, bu halkanın, soldan çarpmaya olanaklı bir toplama altgrubudur.]
* be. Olanak içinde, mümkün: imkânsızlıklar sebebiyle bu projenin gerçekle meşini olanaklı görmüyorum.
Kaynak: Büyük Larousse
Aristo'nun doğru bilginin olanaklı olduğu mevzusundaki fikri nedir?
YORUMLAR