olgun ödat 1 . Yenecek duruma gelmiş (meyve): "Oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar."- R. H...
olgun
ödat
"Oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar."- R. H. Karay.
2 . mecaz Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş, ağırbaşlı (kimse), kâmil:
"Benim tüm cefama olgun adam şeklinde katlanmasını bilmişti."- Y. K. Karaosmanoğlu.
Birleşik Sözler
olgun odun
Memelilerin olgun alyuvarlarında çekirdek bulunmamasının sebebi nedir?
Olgun Şimşek
Olgun Arun
OLGUN sıf.
1. Toplanacak duruma gelmiş, olmuş meyve, sebze vb. için kullanılır: Olgun armutlar.
2. Zihinsel ve duygusal yönden yetkinlik kazanmış, bilgisi ve görgüsü gelişmiş, deneyimli kimse için kullanılır: Yaşına gore çok olgun bir çocuk. Olgun, sağduyulu, düşünceli bir kimse. 3. Orta yaşta, erişkin kimse için kullanılır: Artık genç değil olgun bir adam.
*Biyol. Olgunluğa erişmiş ekosisteme, hayvana, organa ya da hücreye denir
*Ormanc. Olgun ağaç, işlenmeye elverişli, çapının üçte ikisine erişmiş ağaç.
* Bir orman bölgesinde kesilmesi ihtiyaç duyulan ağaçların tümü.
*Patol. Tam irin toplamış, açılma zamanı gelmiş apseye ya da deşilmeye hazır çıbana denir.
*Şarapç. Olgun şarap, hamlığını kaybedip içilecek hale gelmiş şarap.
1. Toplanacak duruma gelmiş, olmuş meyve, sebze vb. için kullanılır: Olgun armutlar.
2. Zihinsel ve duygusal yönden yetkinlik kazanmış, bilgisi ve görgüsü gelişmiş, deneyimli kimse için kullanılır: Yaşına gore çok olgun bir çocuk. Olgun, sağduyulu, düşünceli bir kimse. 3. Orta yaşta, erişkin kimse için kullanılır: Artık genç değil olgun bir adam.
*Biyol. Olgunluğa erişmiş ekosisteme, hayvana, organa ya da hücreye denir
*Ormanc. Olgun ağaç, işlenmeye elverişli, çapının üçte ikisine erişmiş ağaç.
* Bir orman bölgesinde kesilmesi ihtiyaç duyulan ağaçların tümü.
*Patol. Tam irin toplamış, açılma zamanı gelmiş apseye ya da deşilmeye hazır çıbana denir.
*Şarapç. Olgun şarap, hamlığını kaybedip içilecek hale gelmiş şarap.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR