Öndeyiş MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi Bir yapıtta, bilhassa tiyatroda, mevzu edinilen olayların öncesini özetleyen bölüm, prolog...
Öndeyiş
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Bir yapıtta, bilhassa tiyatroda, mevzu edinilen olayların öncesini özetleyen bölüm, prolog. Antik tiyatroda Euripides'in tragedyaya, Plautus'un da komedyaya getirdikleri söz anlamında kullanılmıştır. Uygar tiyatroda ise oyunun anlamı ve amacı üstüne bilgi vermek için yazılan bölüme denir.
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Bir yapıtta, bilhassa tiyatroda, mevzu edinilen olayların öncesini özetleyen bölüm, prolog. Antik tiyatroda Euripides'in tragedyaya, Plautus'un da komedyaya getirdikleri söz anlamında kullanılmıştır. Uygar tiyatroda ise oyunun anlamı ve amacı üstüne bilgi vermek için yazılan bölüme denir.
ÖNDEYİŞ a. Tiyat.
1. Antikçağ'da koronun sahneye çıkmasından ilkin yer edinen ve mevzunun sergilenmesine ayrılmış olan bölüm. (Eşanl. PROLOG.) [Bk. ansikl. böl.]
2. Bugün aslolan oyundan ilkin oynanan ve onu tanıtan minik oyun.
3. Bir tiyatro yapıtında, aslolan oyundaki olaylardan ilkin gelişen olayların sergilendiği bölüm.
*Ed. Edebiyat yapıtında metnin bir parçası olarak aslolan mevzuyu açıklamaya yardım eden giriş kısmı. (Bk. ansikl. böl.)
*Müz. Trajik bir yapıtın başlangıcında ya da bir operanın uvertürüyle birinci perdesi içinde yer edinen ve yapıt hakkında bir düşünce veren, çoğu zaman alegorik özellikte lirik sahne. (XVII. ve XVIII. yy.'ın transız lirik trajedisinde krala saygının dile getirilmiş olduğu öndeyiş, kim; vakit yapıtın öyküsüyle ilişkisiz bir mevzuyu işlerdi.)
*Sey. oy. Karagöz ve ortaoyununda giriş, başlangıç kısmı. (Mukaddeme de denir.) [Bk. ansikl. böl.]
*ANSİKL. Ed. Türk masallarının başındaki tekerleme', halk hikâyelerindeki döşeme', Doğu Anadolu'da söylenen halk hikâyelerinin başındaki üstatname' öndeyış niteliğindedir. Bu bölümler aslolan yapıtta işlenecek mevzuyu açıklayıcı özellikte değildir. Sadece bunlar dinleyiciyi bir bakıma yapıta hazırlar; onun gerçekdışı, düşsel havasına alıştırır. Bazı örnekler dönemin dünya görüşüne uygun ahlaksal öğütler sıralar. Adana yöresinde söylenen ağıtlardan önceki “ölü deşeti" adında olan bölüm, eski ağıtlardan derlenmiş, aslolan ağıta hazırlayıcı bir öndeyiş sayılabilir.
*Sey. oy. Karagöz oyunlarında öndeyiş kısmı, müzik eşliğinde perdeye indirilen göstermelikle adım atar. Göstermelik, na- reke adında olan kamış düdüğün sesiyle kaldırılır; tefin tartımına uygun devinimlerle perdeye Hacivat indirilir. Hacivat bir semai okur, kimi vakit bunu bir ara semaisi izler ve bitiminde Hacivat "of hay hak" diyerek perde gazeline adım atar. Perde gazelinde, oyunun bir öğrenek yeri olduğu, kurucusu belirtilir; kimi vakit devrin padişahına yakarış da yer alır. Peşinden bir beyit okur ve kendisine uygun bir dost aradığını, bu arkadaşta bulunması lüzumlu özellikleri söyler. Kimi vakit bir beyit daha okuduktan sonrasında seyirciye bakılırsa sağ taraftan Karagöz perdeye gelir, ikisi dövüşürler, Hacivat kaçar. Karagöz yere uzanıp Hacivat'a veriştirir ve bir tekerleme söyler.
Eldeki lara bakılırsa öndeyiş bölümünün eski oynanış biçimi farklıydı. 1582 şenliğini özetleyen Surnamei hümayun'üa, fasıl kısmına geçilmeden hayvanlarla kısa bir sözsüz oyun sergilendiğinden söz edilmektedir. Bu tür bilgilere XIX. yy.'a ilişik bazı larda da rastlanır. Öndeyiş bölümünün arkasından söyleşme (muhavere) kısmı gelir.
Ortaoyunundaki öndeyiş kısmı ise Pişekâr havası adında olan ezgi eşliğinde Pişekâr'ın meydana gelişiyle adım atar. Zurnacıyla aralarındaki kısa bir söyleşme geçer; bu konuşmada oyunun adı da belirtildikten sonrasında gene zurna eşliğinde Kavuklu ve Kavuklu arkası sahneye girer. Kimi vakit başka tiplemelerin gelip Pişekâr'la iş konuşmuş olduğu da olur. Kavuklu ve Kavuklu arkası kısa bir söyleşme yaptıktan sonrasında Pişekâr'la karşılaşırlar. Bir çok oyunda Pişekâr'ı birden karşılarında gören Kavuklu ve Kavuklu arkası birbirinin üstüne düşerler ve bunun arkasından Pişekâr ile Kavuklu arasındaki söyleşme kısmına geçilir.
*Tiyat. Sophokles'e kadar yunan trajedisinde ve eski komedide öndeyiş, koronun sahneye çıkmasından ilkin yer alırdı. Euripides, mevzuya yabancı bir kişiye, bir tür haberciye durumu anlattırmayı, hatta tüm oyunu evvel özetletmeyi düşündü. Ortaçağ'da tansık oyunu, acı çekme oyunu şeklinde dinsel tiyatro türleri çoğunlukla bir öndeyişle açılırdı. Sergilenen olayın gerçekliğini vurgulayan trajik biçimlerde öndeyiş zaman içinde yok olmaya yüz tuttu. Buna karşılık tiyatro yanılsamasını kırmayı amaçlayan oyun yazarları, öndeyişe tekrardan başvurdular. Günümüzde birbirini izleyen ve birbirine geçen anlatıların moda olmasıyla bir seviyede ehemmiyet kazanmıştır. Uygar türk tiyatrosunda bazı oyunlarda (Ayak-bacak fabrikası. Sermet Çağan; Rumuz Goncagül. Oktay Arayıcı) öndeyiş bölümleri bulunmaktadır.
1. Antikçağ'da koronun sahneye çıkmasından ilkin yer edinen ve mevzunun sergilenmesine ayrılmış olan bölüm. (Eşanl. PROLOG.) [Bk. ansikl. böl.]
2. Bugün aslolan oyundan ilkin oynanan ve onu tanıtan minik oyun.
3. Bir tiyatro yapıtında, aslolan oyundaki olaylardan ilkin gelişen olayların sergilendiği bölüm.
*Ed. Edebiyat yapıtında metnin bir parçası olarak aslolan mevzuyu açıklamaya yardım eden giriş kısmı. (Bk. ansikl. böl.)
*Müz. Trajik bir yapıtın başlangıcında ya da bir operanın uvertürüyle birinci perdesi içinde yer edinen ve yapıt hakkında bir düşünce veren, çoğu zaman alegorik özellikte lirik sahne. (XVII. ve XVIII. yy.'ın transız lirik trajedisinde krala saygının dile getirilmiş olduğu öndeyiş, kim; vakit yapıtın öyküsüyle ilişkisiz bir mevzuyu işlerdi.)
*Sey. oy. Karagöz ve ortaoyununda giriş, başlangıç kısmı. (Mukaddeme de denir.) [Bk. ansikl. böl.]
*ANSİKL. Ed. Türk masallarının başındaki tekerleme', halk hikâyelerindeki döşeme', Doğu Anadolu'da söylenen halk hikâyelerinin başındaki üstatname' öndeyış niteliğindedir. Bu bölümler aslolan yapıtta işlenecek mevzuyu açıklayıcı özellikte değildir. Sadece bunlar dinleyiciyi bir bakıma yapıta hazırlar; onun gerçekdışı, düşsel havasına alıştırır. Bazı örnekler dönemin dünya görüşüne uygun ahlaksal öğütler sıralar. Adana yöresinde söylenen ağıtlardan önceki “ölü deşeti" adında olan bölüm, eski ağıtlardan derlenmiş, aslolan ağıta hazırlayıcı bir öndeyiş sayılabilir.
*Sey. oy. Karagöz oyunlarında öndeyiş kısmı, müzik eşliğinde perdeye indirilen göstermelikle adım atar. Göstermelik, na- reke adında olan kamış düdüğün sesiyle kaldırılır; tefin tartımına uygun devinimlerle perdeye Hacivat indirilir. Hacivat bir semai okur, kimi vakit bunu bir ara semaisi izler ve bitiminde Hacivat "of hay hak" diyerek perde gazeline adım atar. Perde gazelinde, oyunun bir öğrenek yeri olduğu, kurucusu belirtilir; kimi vakit devrin padişahına yakarış da yer alır. Peşinden bir beyit okur ve kendisine uygun bir dost aradığını, bu arkadaşta bulunması lüzumlu özellikleri söyler. Kimi vakit bir beyit daha okuduktan sonrasında seyirciye bakılırsa sağ taraftan Karagöz perdeye gelir, ikisi dövüşürler, Hacivat kaçar. Karagöz yere uzanıp Hacivat'a veriştirir ve bir tekerleme söyler.
Eldeki lara bakılırsa öndeyiş bölümünün eski oynanış biçimi farklıydı. 1582 şenliğini özetleyen Surnamei hümayun'üa, fasıl kısmına geçilmeden hayvanlarla kısa bir sözsüz oyun sergilendiğinden söz edilmektedir. Bu tür bilgilere XIX. yy.'a ilişik bazı larda da rastlanır. Öndeyiş bölümünün arkasından söyleşme (muhavere) kısmı gelir.
Ortaoyunundaki öndeyiş kısmı ise Pişekâr havası adında olan ezgi eşliğinde Pişekâr'ın meydana gelişiyle adım atar. Zurnacıyla aralarındaki kısa bir söyleşme geçer; bu konuşmada oyunun adı da belirtildikten sonrasında gene zurna eşliğinde Kavuklu ve Kavuklu arkası sahneye girer. Kimi vakit başka tiplemelerin gelip Pişekâr'la iş konuşmuş olduğu da olur. Kavuklu ve Kavuklu arkası kısa bir söyleşme yaptıktan sonrasında Pişekâr'la karşılaşırlar. Bir çok oyunda Pişekâr'ı birden karşılarında gören Kavuklu ve Kavuklu arkası birbirinin üstüne düşerler ve bunun arkasından Pişekâr ile Kavuklu arasındaki söyleşme kısmına geçilir.
*Tiyat. Sophokles'e kadar yunan trajedisinde ve eski komedide öndeyiş, koronun sahneye çıkmasından ilkin yer alırdı. Euripides, mevzuya yabancı bir kişiye, bir tür haberciye durumu anlattırmayı, hatta tüm oyunu evvel özetletmeyi düşündü. Ortaçağ'da tansık oyunu, acı çekme oyunu şeklinde dinsel tiyatro türleri çoğunlukla bir öndeyişle açılırdı. Sergilenen olayın gerçekliğini vurgulayan trajik biçimlerde öndeyiş zaman içinde yok olmaya yüz tuttu. Buna karşılık tiyatro yanılsamasını kırmayı amaçlayan oyun yazarları, öndeyişe tekrardan başvurdular. Günümüzde birbirini izleyen ve birbirine geçen anlatıların moda olmasıyla bir seviyede ehemmiyet kazanmıştır. Uygar türk tiyatrosunda bazı oyunlarda (Ayak-bacak fabrikası. Sermet Çağan; Rumuz Goncagül. Oktay Arayıcı) öndeyiş bölümleri bulunmaktadır.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR