Organik kimya nedir, nerelerde kullanılır, organik kimyanın kullanım alanları nedir? Organik Kimya => Karbon bileşiklerinin öz...
Organik kimya nedir, nerelerde kullanılır, organik kimyanın kullanım alanları nedir?
Organik Kimya => Karbon bileşiklerinin özelliklerini, bu bileşiklerin oluşturduğu tepkimeleri ve tepkimelerin uyduğu yasaları inceleyen bir bilim dalıdır!
Organik Kimyanın Kullanım Alanları;
*Biyoloji ve Biyokimya
*Genetik Mühendisliği
*Tıp
*Ziraat
*Plastik yapımı, plastikler
*Petrol endüstrisi...vs
Daha çok bilgi;
Sebep: İç başlık düzeni!
Enzimlerin kullanım alanları ve kullanım amaçları nedir?
Suyun kullanım alanları nedir?
Günlük hayatta kimyanın kullanım alanları nedir?
Organik Kimya NEDİR?
Organik kimya, kimyanın bir alt başlığı olup karbon-karbon bağları içeren bileşiklerin kimyasını inceler. Moleküller organik bileşiklerin temel yapısını oluşturur. Moleküller birbirlerine kovalent bağlarla bağlıdır. Erime ve kaynama noktaları düşüktür, kolay buharlaşırlar. Organik kimyayı anlayabilmek için ilk olarak atomun yapısını ve kimyasal bağlanmasını çok iyi bilmek gerekir.
Atom Yapısı ve Orbitaller
Atom, merkezinde (+) yüklü çekirdek ve çevresinde elektronlardan meydana gelmiştir. Atomlar elektrikçe yüksüzdür ve temel tanecikleri protonlar, nötronlar ve elektronlardan oluşmuştur.
Sembolü
Bağıl Yükü
Yükü
Hacmi (g)
Proton
p
+1
1,6x10-19
1,673x10-24
Nötron
n
0
0
1,675x10-24
Elektron
e
-1
-1,6x10-19
9,11x10-28
Bir elementin atom numarası ( Z ), proton sayısı (p) na eşittir. Yüksüz atomalarda, proton sayısı (p) elektron sayısına (e) eşittir. Kütle numarası ( A ) ise proton ve nötron sayılarının toplamınna eşittir.
A= p + n
Elektronları çekirdek çevresinde bir bulut şeklinde göstermek mümkündür. Bulutların yoğun olduğu yerlerde elektronların bulunma olasılığı fazladır ve bulutlar orbital olarak adlandırılır. Orbitaller s,p,d,f harfleriyle isimlendirilir.
Baş kuantum sayısı (n) orbitalin temel enerji düzeyini, n2 ise orbital sayısını verir. Her orbitalde en fazla 2 elektron bulunur.
n =1 ise yalnız s orbitali
n = 2 ise s ve p orbitali
n = 3 ise s, p, d orbitali
n = 4 ve yukarısında ise s, p, d, ve f orbitali bulunmaktadır.
Orbitaller
s orbitali
S orbitali küresel bakışımlı bir yapı gösterir . En fazla 2 elektron alır. Baş kuantum sayısı büyüdükçe s orbitalinin enerjisi artar.
p orbitalleri
İkinci ya da daha üst temel enerji düzeylerinde bulunur. Px, Py ve Pz olarak 3 orbitali vardir ve toplam 6 elektrona haizdir.
d orbitali
üçüncü ve daha üst temel enerji düzeylerinde bulunur. 5 orbitali ve toplam 10 elektronu vardır.
f orbitali
Dördüncü ve daha üst temel enerji düzeylerinde bulunur7 orbitali ve toplam 14 elektronu vardır.
Elektronlar orbitallere doldurulurken aşağıdaki sıra takip edilir.
· Ilkin cekirdeğe en yakın olan en düşük enerjili olan 1s orbitalinden başlanır (Aufbau kuralı)
· Bir orbitalde en fazla iki elektron olabilir. Bu elektronların spinleri (dönme yönleri) değişik olmalıdır (Pauli kuralı)
· Hund kuralına bakılırsa eşit enerjili orbitallerin (px, py, pz) herbiri bir elektron almadıkça ikinci elektronu almazlar.
Değerlik Elektron Sayısı: Atomların son olarak kabuğundaki toplam elektron sayısıdır. Bu elektronlar çekirdeğe daha uzak olduğundan koparılmaları daha kolaydır. Aşağıdaki N (azot) atomunun değerlik elektronu 5 tir (2s22p3).
Mesela atom numarası 7 olan N un elektron dağılımı şu şekilde olur;
7N 1s2 2s22p3 p orbitallerinin elektronları tek tek yerleştirilir.
20Ca atomunun ise elektron dağılımı;
1s2 2s22p63s23p64s2 şeklindedir.
Lewis Kuralı
Soygazlar son kabuklarında sekiz elektron bulundururlar. Doğrusu değerlik elektron sayısı sekizdir ve karalı bir yapıları vardır. Atomlarda, periyodik tabloda kendine en yakın soygaza benzemek için elektron alışverişinde bulunurlar ya da elektronlarını bağ yapacakları öteki atom ile ortaklaşa kullanırlar. Atomların son kabuklarında bulunan elektronlar 4 taneden azsa ilkin bunlar teker teker yerleştirilir. 4 ten sonraki elektronlar ise eşleşmemiş elektronların yanına eşleştirilir.
7N 1s2 2s22p3
8O 1s2 2s22p4
Kimyasal Bağlar
İyonik Bağlar
Elektronegatiflikleri değişik olan iki atom arasındaki elektron alış verişi sonucunda oluşan (+) ve (-) yüklü iyonlar birbirlerine iyonik bağlarla bağlanır. Bu iyonlar arasındaki bağ elektrostatik çekim kuvvetidir.
Örnek olarak NaCl verecek olursak Na (sodyum) bir elektron vererek Na+ katyonunu oluşturur ve bu elektron Cl (klor) tarafınca alınır ve Cl- anyonunu oluşturur. İki zıt yüklü iyon arasındaki elektrostatik çekim sebebiyle iyonik bir bağ oluşur. Bu güçlü çekim kuvvetinden dolayı erime noktaları yüksektir.
Kovalent Bağlar
Elektronegatiflikleri birbirine yakın ya da aynı olan atomların elektronlarını ortaklaşa kullanmaları sonucunda oluşan bağa kovalent bağ denir.
Cl ile Cl birer elektronlarını ortaklaşa kulanarak kovalent bağ oluşturur. Bu elektron çifti bağ olarak çizgi şeklinde gösterilir.
Cl-Cl
Polar kovalent Bağlar
Elektronegatiflikleri birbirinden değişik iki atomun oluşturdurduğu kovalent bağlarda ortak kullanılan elektron çifti eşit olarak paylaşılmaz. Daha elektronegatif olan atom tarafınca bu elektron çifti daha çok çekilir ve böylece polar kovalent bağ oluşur.
Bazı atomlar arasındaki elektronegatiflik sırası aşağıda verilmiştir.
F>O>N>Cl>Br>C>I>H
Cl (klor) atomunun elektronegatifliği H (hidrojen) atomundan oldukça fazla olduğundan ortak elektronlar klor atomu tarafınca daha çok çekilir ve hidrojen kısmi pozitif yükle yüklenirken, klor kısmi negatif yükle yüklenir. Böylelikle dipol moment oluşur.
Dipol momenti olan moleküller polardır.
Koordine Kovalent Bağlar
Bağ yapmak için elektronlar tek atom tarafınca veriliyorsa, bu tür kovalent bağlara koordine kovalent bağ denir.
N (azot) atomu üç bağ yapabilir. N atomu üstünde bulunan ortaklanmamış elektron çifti hidrojenle dördüncü bağ yapımında kullanılır. Böylece bu bağın oluşumunda elektronlar azot tarafınca sağlanmış olur.
HİBRİTLEŞME
Organik moleküllerde bağlanma tamamen kovalent bağdır.
Alıntı
Organik kimya, kimyanın bir alt başlığı olup karbon-karbon bağları içeren bileşiklerin kimyasını inceler. Moleküller organik bileşiklerin temel yapısını oluşturur. Moleküller birbirlerine kovalent bağlarla bağlıdır. Erime ve kaynama noktaları düşüktür, kolay buharlaşırlar. Organik kimyayı anlayabilmek için ilk olarak atomun yapısını ve kimyasal bağlanmasını çok iyi bilmek gerekir.
Atom Yapısı ve Orbitaller
Atom, merkezinde (+) yüklü çekirdek ve çevresinde elektronlardan meydana gelmiştir. Atomlar elektrikçe yüksüzdür ve temel tanecikleri protonlar, nötronlar ve elektronlardan oluşmuştur.
Taneciğin Adı
Sembolü
Bağıl Yükü
Yükü
Hacmi (g)
Proton
p
+1
1,6x10-19
1,673x10-24
Nötron
n
0
0
1,675x10-24
Elektron
e
-1
-1,6x10-19
9,11x10-28
Bir elementin atom numarası ( Z ), proton sayısı (p) na eşittir. Yüksüz atomalarda, proton sayısı (p) elektron sayısına (e) eşittir. Kütle numarası ( A ) ise proton ve nötron sayılarının toplamınna eşittir.
A= p + n
Elektronları çekirdek çevresinde bir bulut şeklinde göstermek mümkündür. Bulutların yoğun olduğu yerlerde elektronların bulunma olasılığı fazladır ve bulutlar orbital olarak adlandırılır. Orbitaller s,p,d,f harfleriyle isimlendirilir.
Baş kuantum sayısı (n) orbitalin temel enerji düzeyini, n2 ise orbital sayısını verir. Her orbitalde en fazla 2 elektron bulunur.
n =1 ise yalnız s orbitali
n = 2 ise s ve p orbitali
n = 3 ise s, p, d orbitali
n = 4 ve yukarısında ise s, p, d, ve f orbitali bulunmaktadır.
Orbitaller
s orbitali
S orbitali küresel bakışımlı bir yapı gösterir . En fazla 2 elektron alır. Baş kuantum sayısı büyüdükçe s orbitalinin enerjisi artar.
p orbitalleri
İkinci ya da daha üst temel enerji düzeylerinde bulunur. Px, Py ve Pz olarak 3 orbitali vardir ve toplam 6 elektrona haizdir.
d orbitali
üçüncü ve daha üst temel enerji düzeylerinde bulunur. 5 orbitali ve toplam 10 elektronu vardır.
f orbitali
Dördüncü ve daha üst temel enerji düzeylerinde bulunur7 orbitali ve toplam 14 elektronu vardır.
Elektronlar orbitallere doldurulurken aşağıdaki sıra takip edilir.
· Ilkin cekirdeğe en yakın olan en düşük enerjili olan 1s orbitalinden başlanır (Aufbau kuralı)
· Bir orbitalde en fazla iki elektron olabilir. Bu elektronların spinleri (dönme yönleri) değişik olmalıdır (Pauli kuralı)
· Hund kuralına bakılırsa eşit enerjili orbitallerin (px, py, pz) herbiri bir elektron almadıkça ikinci elektronu almazlar.
Değerlik Elektron Sayısı: Atomların son olarak kabuğundaki toplam elektron sayısıdır. Bu elektronlar çekirdeğe daha uzak olduğundan koparılmaları daha kolaydır. Aşağıdaki N (azot) atomunun değerlik elektronu 5 tir (2s22p3).
Mesela atom numarası 7 olan N un elektron dağılımı şu şekilde olur;
7N 1s2 2s22p3 p orbitallerinin elektronları tek tek yerleştirilir.
20Ca atomunun ise elektron dağılımı;
1s2 2s22p63s23p64s2 şeklindedir.
Lewis Kuralı
Soygazlar son kabuklarında sekiz elektron bulundururlar. Doğrusu değerlik elektron sayısı sekizdir ve karalı bir yapıları vardır. Atomlarda, periyodik tabloda kendine en yakın soygaza benzemek için elektron alışverişinde bulunurlar ya da elektronlarını bağ yapacakları öteki atom ile ortaklaşa kullanırlar. Atomların son kabuklarında bulunan elektronlar 4 taneden azsa ilkin bunlar teker teker yerleştirilir. 4 ten sonraki elektronlar ise eşleşmemiş elektronların yanına eşleştirilir.
7N 1s2 2s22p3
8O 1s2 2s22p4
Kimyasal Bağlar
İyonik Bağlar
Elektronegatiflikleri değişik olan iki atom arasındaki elektron alış verişi sonucunda oluşan (+) ve (-) yüklü iyonlar birbirlerine iyonik bağlarla bağlanır. Bu iyonlar arasındaki bağ elektrostatik çekim kuvvetidir.
Örnek olarak NaCl verecek olursak Na (sodyum) bir elektron vererek Na+ katyonunu oluşturur ve bu elektron Cl (klor) tarafınca alınır ve Cl- anyonunu oluşturur. İki zıt yüklü iyon arasındaki elektrostatik çekim sebebiyle iyonik bir bağ oluşur. Bu güçlü çekim kuvvetinden dolayı erime noktaları yüksektir.
Kovalent Bağlar
Elektronegatiflikleri birbirine yakın ya da aynı olan atomların elektronlarını ortaklaşa kullanmaları sonucunda oluşan bağa kovalent bağ denir.
Cl ile Cl birer elektronlarını ortaklaşa kulanarak kovalent bağ oluşturur. Bu elektron çifti bağ olarak çizgi şeklinde gösterilir.
Cl-Cl
Polar kovalent Bağlar
Elektronegatiflikleri birbirinden değişik iki atomun oluşturdurduğu kovalent bağlarda ortak kullanılan elektron çifti eşit olarak paylaşılmaz. Daha elektronegatif olan atom tarafınca bu elektron çifti daha çok çekilir ve böylece polar kovalent bağ oluşur.
Bazı atomlar arasındaki elektronegatiflik sırası aşağıda verilmiştir.
F>O>N>Cl>Br>C>I>H
Cl (klor) atomunun elektronegatifliği H (hidrojen) atomundan oldukça fazla olduğundan ortak elektronlar klor atomu tarafınca daha çok çekilir ve hidrojen kısmi pozitif yükle yüklenirken, klor kısmi negatif yükle yüklenir. Böylelikle dipol moment oluşur.
Dipol momenti olan moleküller polardır.
Koordine Kovalent Bağlar
Bağ yapmak için elektronlar tek atom tarafınca veriliyorsa, bu tür kovalent bağlara koordine kovalent bağ denir.
N (azot) atomu üç bağ yapabilir. N atomu üstünde bulunan ortaklanmamış elektron çifti hidrojenle dördüncü bağ yapımında kullanılır. Böylece bu bağın oluşumunda elektronlar azot tarafınca sağlanmış olur.
HİBRİTLEŞME
Organik moleküllerde bağlanma tamamen kovalent bağdır.
Alıntı
Sebep: Ileti düzeni ve kırık bağlantı!
ORGANİK KİMYA
Hidrojen içeren karbon bileşikleri ile uğraşan bir büyük Kimya dalı. Karbon monoksit, siyan gazı, hidrosiyanik asit, siyanürler, karbonatlar benzer biçimde nisbeten daha kolay karbon bileşikleri organik kimyanın haricinde bırakılırlar. Bu, hakikaten örneksiz kimya alanı çok geniş ve çok çeşitli bileşikler ile mevzuları ihtiva eder. Bu alanın bu kadar geniş olmasının sebebi karbon atomlarının hem birbirleri hem de başka atomlarla değişik şekil ve' sayıda bağ yapabilmesidir. Kuramsal olarak sonsuz sayıda karbon atomu birbiri ile bağlanabilir. Bu yüzden inorganik bileşiklerin sayısının 100.000'i bulmamasına rağmen organik bileşikler 1.000.000' dan fazladır.
Organik bileşiklerin bazıları canlı dokuların temel maddeleridirler {Biyokimya). Organik terimi "organizma" sözcüğünden türemiştir. Hakikaten 19. yüzyılın ilk yarısının ortalarına kadar organik bileşiklerin sentezi yapılamamış, bunlar canlı organizmalardan elde edilmiştir. Bu yüzden de organik bileşiklerin salt canlılarda bulunan "yaşam kuvveti" ile oluşturulabileceği varsayılmıştır. Bu düşünceyi yıkan ilk adımı 1828 senesinde "amonyum si-yanat" adlı inorganik bileşikten üre adlı organik bileşiği elde eden Wöhler attı. VVöhler'i başka araştırmacılar izledi. Birçok organik maddenin ardı ardına sentezi yapılmış oldu. Organik kimya hakikaten en büyük gelişmeyi 19. yüzyılda gösterdi. Kan-titatif (nicel) çözümleme şekillerinin ortaya çıkışı, Cannizzaro ile Kekule ' nin yapı kuramlarını ortaya atması ile organik kimyanın temel taşları yerlerine konmuş oldu. Organik bileşikler karbon atomlarından oluşan "karbon iskeletlerine" bakılırsa sınıflandırılır. Böylece Alifatik , Alisiklik , Aromatik Ve Hetero adını alan sınıflara ayrılırlar. Daha incelikli ikinci tür sınıflama Fonksiyonel Gruplar göz önüne alınarak yapılır. Buna bakılırsa de Alkoller, Eterler, Hidrokarbonlar, Karbok-silli Asitler benzer biçimde organik bileşik sınıfları ortaya çıkar.
Hidrojen içeren karbon bileşikleri ile uğraşan bir büyük Kimya dalı. Karbon monoksit, siyan gazı, hidrosiyanik asit, siyanürler, karbonatlar benzer biçimde nisbeten daha kolay karbon bileşikleri organik kimyanın haricinde bırakılırlar. Bu, hakikaten örneksiz kimya alanı çok geniş ve çok çeşitli bileşikler ile mevzuları ihtiva eder. Bu alanın bu kadar geniş olmasının sebebi karbon atomlarının hem birbirleri hem de başka atomlarla değişik şekil ve' sayıda bağ yapabilmesidir. Kuramsal olarak sonsuz sayıda karbon atomu birbiri ile bağlanabilir. Bu yüzden inorganik bileşiklerin sayısının 100.000'i bulmamasına rağmen organik bileşikler 1.000.000' dan fazladır.
Organik bileşiklerin bazıları canlı dokuların temel maddeleridirler {Biyokimya). Organik terimi "organizma" sözcüğünden türemiştir. Hakikaten 19. yüzyılın ilk yarısının ortalarına kadar organik bileşiklerin sentezi yapılamamış, bunlar canlı organizmalardan elde edilmiştir. Bu yüzden de organik bileşiklerin salt canlılarda bulunan "yaşam kuvveti" ile oluşturulabileceği varsayılmıştır. Bu düşünceyi yıkan ilk adımı 1828 senesinde "amonyum si-yanat" adlı inorganik bileşikten üre adlı organik bileşiği elde eden Wöhler attı. VVöhler'i başka araştırmacılar izledi. Birçok organik maddenin ardı ardına sentezi yapılmış oldu. Organik kimya hakikaten en büyük gelişmeyi 19. yüzyılda gösterdi. Kan-titatif (nicel) çözümleme şekillerinin ortaya çıkışı, Cannizzaro ile Kekule ' nin yapı kuramlarını ortaya atması ile organik kimyanın temel taşları yerlerine konmuş oldu. Organik bileşikler karbon atomlarından oluşan "karbon iskeletlerine" bakılırsa sınıflandırılır. Böylece Alifatik , Alisiklik , Aromatik Ve Hetero adını alan sınıflara ayrılırlar. Daha incelikli ikinci tür sınıflama Fonksiyonel Gruplar göz önüne alınarak yapılır. Buna bakılırsa de Alkoller, Eterler, Hidrokarbonlar, Karbok-silli Asitler benzer biçimde organik bileşik sınıfları ortaya çıkar.
Alıntı
Sebep: Ileti düzeni!
Bu bildiri 'en iyi yanıt' seçilmiştir.
Organik Kimyanın Kullanım Alanları;
*Biyoloji ve Biyokimya
*Genetik Mühendisliği
*Tıp
*Ziraat
*Plastik yapımı, plastikler
*Petrol endüstrisi...vs
Daha çok bilgi;
Enzimlerin kullanım alanları ve kullanım amaçları nedir?
Suyun kullanım alanları nedir?
Günlük hayatta kimyanın kullanım alanları nedir?
YORUMLAR