Orojenez (Dağ Oluşumu) : Jeosenklinallerde biriken tortul tabakaların kıvrılma ve kırılma hareketleriyle yükselmesi vakasına dağ oluşumu ya...
Orojenez (Dağ Oluşumu) : Jeosenklinallerde biriken tortul tabakaların kıvrılma ve kırılma hareketleriyle yükselmesi vakasına dağ oluşumu ya da orojenez denir.
Orojenik Haraketlerle Meydana Gelen Dağlar: (Oro-Dağ, Jenez-Oluşum Orojenez > Dağ oluşum hareketleri). Sıra dağlar çoğu zaman derin denizlerde biriken tortulların, yan tazyik oluşturan kıta hareketleri sonucu, kıvrılarak yükselmesi ile oluşmuştur. Ya da kırılarak yükselmesi sonucu oluşmuştur.
1. Kıvrılma
Akarsular, Rüzgarlar ve buzullar şeklinde dış kuvvetlerin aşındırdığı maddeler, yer kabuğunun büyük çukurluklarında biriktirilir. Bu çukurluklara jeosenklinal ismi verilir. Jeosenklinallerde biriktirilen tortul maddeler, türlü yan basınçlara uğrarlarsa kıvrılarak deniz yüzeyine çıkarlar. Böylelikle yeryüzünün büyük kıvrım dağları oluşmuş olur. Kıvrılma sonucunda yüksekte kalan kesimlere antiklinal, alçakta kalan kesimlere de senklinal denir. Avrupa’da Alp’ler, Asya’da Himalaya’lar, Türkiye’de Toros ve Şimal Anadolu Dağları söz konusu hareketlerle meydana gelmişlerdir.
Kıvrım Dağları:
Bu dağlar esnek tabakaların kıvrılarak yükselmesi sonucunda oluşmuşlardır. Türkiye’deki kıvrım dağlarını Apl-Himalaya kıvrım sistemi içinde düşünüyoruz. Türkiye’nin bulunmuş olduğu yerde Tetis Jeasanklinali vardı. Bu deniz küçülerek 3. vakit ortalarına kadar varlığını devam ettirmişdir. Bu jeosanklinal, etraftan dış kuvvetlerin getirmiş olduğu materyallerle dolmuş ve kalınca tortul tabakalar oluşturmuş,bir süre sonra bu tortul tabakalar kıvrılarak yükselmiş, böylelikle Alp-Himalaya kıvrım sistemi oluşmuştur. Ülkemizdeki Şimal Anadolu Dağları ve Toroslarda, bu dönem içersinde olup, kalker tabakalarının kıvrılmasıyla oluşmuştur.Örnek: Şimal Anadolu Dağları ve Toroslar; Van gölünün kuzeyinde birleşirler. Bu tür şeyler oluşumlarını 3. vakit sonlarında, şimdiki şekillerini de 4. vakit başlarında Anadolu’nun toptan yükselmesiyle kazanmıştır.
2. Kırılma
Yer kabuğunun eskiden bu yana kara haline geçmiş, katılaşmış kısımları, yan basınçlara uğramış olduğu vakit bükülüp katlanamazlar. Bundan dolayı, bu şeklinde yerlerde kıvrılmalar yerine kırıklar meydana gelir. Kırıkların iki tarafındaki kısım birbirine nazaran yer değiştirirse, bu özellikteki kırığa fay denir. Kırılma sonucunda yüksekte kalan kesimlere horst, alçakta kalan kesimlere de graben denir.
Türkiye’de, en yaygın horst ve graben sistemi Ege Bölgesi’nde mevcuttur.
Kırık Dağları:
Kıvrılma hususi durumunu yitirmiş olan tabakalar kırılmaya uğrarlar. Böylelikle fay hatları oluşur. Fay hatları süresince, bir takım kısımlar çökerken, bir takım kısımlarda, yüksekte bırakılırlar. Çöken kısımlara GRABEN, yükselen kısımlara HORST denir.Bunlara örnek: Ege’deki Horst-Graben hattı verilebilir. Kazdağı, Kozak D. Yunt Buzdağlar, Aydın D., Menteşe D. horstlara örnektir.
Türkiyedeki Fay Hatları
a. Şimal Anadolu Fay Hattı (KAF): Saroz Körfezi’nden başlar, Marmara Denizi, Sapanca Gölü, Adapazarı, Tosya ve Erzincan üstünden Van Gölü kuzeyine kadar uzanır.
b. Şark Anadolu Fay Hattı (DAF): Hatay grabeninden başlar, K. Maraş, Adıyaman, Malatya ve Elazığ ovalarından geçerek Bingöl’e kadar sokulur.
c. Garp Anadolu Fay Hattı (BAF): Ege Bölgesi’nde, kuzeyden güneye doğru uzanan çok sayıdaki fay hatlarından oluşur.
Fay hatları, yer kabuğunun zayıf ve hareket halindeki bölgeleridir. Volkanik sahalar, genç kıvrım dağları ve deprem alanlarının uzanışı fay hatlarıyla paralellik gösterir.
Türkiyedeki Dağların Oluşumu
Bu hareketler dar zamanda, dar vakalar olarak belirir ve tabakaların duruşunu bozarlar. Hareketler yatay ve dikey olmak suretiyle iki yönde gelişir. Çoğu zaman, yatay (tanjansiyal) hareketler kıvrılma ve kıvrım dağlarına, dikey hareketler de (radial) kıvrılma ve kırık dağlarına yer verirler. Bununla beraber, bu iki gurup içinde kati bir sınır çizmek olanaksızdır. Çünkü, sert tabakalarda kırılma olurken, derhal tarafındaki yumuşak tortullar kıvrılabilir. Bundan dolayı kıvrım ve kırık dağları birbirinin içine girmiş olarak da uzanırlar. Başka bir özellik de, yatay ve dikey hareketlerin aynı anda oluşmaları ya da birbiri ardınca gelmeleridir.
Yatay ve dikey hareketler sonucunda oluşan, kıvrılma ve kırık dağları yeryüzünün “Öz Yapı†yüzeyini oluştururlar. Alt tarafta işleyeceğimiz yerkabuğu yaylanmaları (epirojenik hareketler) ile dağ oluşumu (orojenik) hareketinin ikisine aniden yer kabuğunun yer sanatı (tektonik) öz yapı yüzeyini (strüktür) oluşturur. Dış güçler bu yüzeyi işler, değiştirir ve kendine özgü yer şekilleri doğururlar. Dağ oluşumu hareketleri iki yapı şekli oluştururlar: Kıvrılma ve Kırılma.
1.Kıvrılma Ve Kırılma Dağları
Jeolojik devirler süresince iç güçlerin oluşturdukları kabarıklar, gene jeolojik devirler süresince gene dış güçler süresince aşındırılırlar. Kabarıklıklar aşındırıla aşındırıla dalgalı bir düzlük durumuna gelir. Bu dalgalı düzlüğe, “Yontukdüz (Peneplen)†ismi verilir. Yontula yontula düzleşmiş arazi anlamına gelir. Tortullar derin deniz diplerindeki tortulanma alanlarına (jeosenklinallerde) biriktirilirler. Kimi zaman de yeryüzündeki çukurluklarda ve Göl çanaklarında tortulanırlar. Tekrardan aşındırma, taşıma ve biriktirmelerle çanaklar usd.Yer yüzü çukurluğu düzleşir, deniz ya da gölün derinliği azalır. Kimi vakit deniz ya da gölün o kısımı, bütünü ile dolarak karalaşır.Tortullarla dolu olan bir tortulanma çanağı, dengesini yitirmiş ve birbirine yaklaşan iki yer kabuğu kısımı (şole) içinde duracak olursa; sıkışır. Başka bir sözle, yan Basınçlara uğrayınca Hacmi daralır. İçindeki yumuşak tortullar daralan bu yere sığmayarak kıvrılır ve Su yüzüne çıkar. Bu vakaya kıvrılma, oluşan dağlara da kıvrım dağları denir.
Tortulanma çanaklarının su altında ya da yer yüzünde olma özelliğine nazaran, kıvrılma iki şekilde gerçekleşir. Gerçek kıvrılma ve bükülme. Su altı tortulanma çanaklarında da yan Basınçların özelliğine nazaran, türlü kıvrılma şekilleri oluşur. Bu tür şeyler da genel olarak düzgün kıvrılma ve düzensiz kıvrılma diye iki grupta toplanır.
a-Düzgün Kıvrılma: Tortulanma çanağının kenarlarına meydana getirilen Tazyik eşit değerlerde ise, tabakalar düzgün olarak kıvrılır. Katman ya da kıvrım dağı kabarıklığı ve çukurluğu oluşur. Kıvrım dağı ya da kıvrılmış tabakadaki kabarıklığa (kemerleşmeye) “Antiklinalâ€, çukurluğa (oluklaşmış) da “Senklinal†isimleri verilir.
b-Düzensiz Kıvrılmalar: Tortulanma çanağının kenarlarına meydana getirilen Basınçlar eşit değerlerde değildir ise, “Düzesiz†kıvrılma olur. Basıncın çok olduğu yandaki tortullar, basıncın az olduğu yandaki tortulların üstüne eğilir, devrilir, biner ya da o tabakaların üstüne aşar. Tazyik değerleri imtiyaz çok değilse, basıncın çok geldiği yandaki tabakalar az geldiği yandaki tabakalara doğru eğilir ki, buna “Eğri Kıvrım†denir. Tazyik ayrıcalığı çoğaldıkça, tabalar devrilir “Devrik Kıvrımâ€, birbiri üstüne biner “Binmiş Kıvrımâ€, birisi öbürü üstüne aşar “Aşmış Kıvrım (Şžaryajlı Kıvrılma)†şekilleri oluşur.
c-Bükülme (Fleksür): Katı yer kabuğunun çukurluklarında birikmiş olan tortullar yan basınçlarla etkilenirse, Herhangi bir yerinden bükülür. Bu vakaya bükülme, oluşan şekle bükülmüş tabakalar (fleksür) ve bükülme sonucu oluşan basamağa bükülme basmağı denir. Bükülmede tabakalar süreklidir. Tabakalarda kırılma yırtılma olmamıştır. Tazyik tesiri ile tabakaların bir kısımı alt tarafta kalmış ve aralarındaki bir bölüm bükülmüştür. Bir yörede büküklü yapı çok yer tutarsa, buraya büküklü yöre ismi verilir.
Kıvrım bölgelerinde ve kıvrım dağlarında kıvrılma biçimlerinin hepsi bir arada ve birbirinin içine girmiş olarak mevcuttur. l. Jeolojik Devirde oluşan Kaledoniyen, Hersiniyen ve lll. Jeolojik Devirde oluşan Alp-Himalaya sistemlerine bağlı dağlar, kıvrım dağları olarak oluşmuşlardır. Fakat, zamanımız kıvrım dağları yalnız Alpin (Alp-Himalaya) oluşumlarına bağlıdır. İleride görülebileceği şeklinde, Kaledoniyen ve Hersiniyen oluşumları kıvrım dağları hususi durumunu yitirerek, zamanımızın kırık dağları hususi durumunu kazanmışlardır. Genç kıvrım dağları olan Alpin sistem oluşumları, yeryüzünde Büyük Okyanus’u çevreleyecek şekilde ve büyük bir “H†harfi çizerek uzanır.
2.Kırılma Ve Kırık Dağları
Kıvrılma vakası yatay yönde yerkabuğu hareketleri sonucu oluşurken, kırılma vakası dikey yönlü hareketler sonucu oluşur. Fakat, kırılmanın olabilmesi için dikey yöndeki hareket kafi değildir. Bu hareketle etkilenen tabakaların kıvrılamayacak kadar sert (berk, rijit) olması gereklidir. Eski yerkabuğu oluşumları bir taraftan dış güçlerle aşındırılıp yontukdüz durumuna getirilirken, bir taraftan da tabakaları oluşturan taşlar, başkalaşma şeklinde etkenlerle, sertleşir. İşte, yontukdüz durumuna gelmiş ve sertleşmiş tabakalar dikey yönlü basınçların tesirinde kalınca, önceleri kıvrılıp sertleşerek kıvrılma hususi durumunu yitirdiği için, yer yer kırılır, çöker ve yükselir. Bu vakaya kırılma ve kırılma sonucu oluşan dağlara da “Kırık Dağları†denir. Kırılmalarla oluşan yeryüzü çatlaklarına da “Fay†ismi verilir.Kırılmalarla kırık basamaklarında oluşur. Kırık basamakları da tabakaların bir kısımı kırık çizgisi süresince yüksekte kalırken bir kısımı alçakta kalır. Kırk çizgisi süresince kayan katman bölümlerinin her herhangi birine “kırığın kanadı†denir. Yüksekte kalana “yukarı gidenâ€, alçakta kalana “alta giden†kanat ismi verilir. Kırığın kanatları arasındaki basamak, “kırık basamağıdırâ€. İki kanat arasındaki yükseklik ayrıcalığı bir kaç metreden, binlerce metreye kadar olabilir. Kırılmalara uğramış bir bölümde, kırık çizgileri ya birbirlerine paralel olarak ya da birbirlerini belli başlı açılarla kesecek şekilde uzanırlar ve kırık ağları oluştururlar. Kırık basamaklarında, tabakalar süreksizdir. Kırılma ve yırtılmalara uğramışlardır. Basamağın yukarı giden yüzeyi, sürtünme tesiri ile, parlar. Buraya fay aynası denir.
Sertleşmiş yontukdüzler basınçlarla etkilenince, yeryüzü çatlakları süresince üç vaziyet oluşur:
a-Tazyik tesirinde kalan tabakalar bütünü ile yükselir. Fakat, kimi yari çok, kimi yeri az yükselir. Kırılma ve kırık basamakları oluşur.
b-Tazyik tesiri ile sert tabakalar bütünü ile alçalır. Fakat, kimi yeri çok, kimi yeri az çöker. Kırılma ve kırık basamakları oluşur.
c-Tazyik tesirinde kalan sert tabakaların kimi teri yükselirken, kimi yeri çöker. Kırılma ve kırık basamakları oluşur.
Her üç durumda da kırıklarla çevrili yükseklikler ve çukurluklar doğar. Yerkabuğu çatlakları ile çevrili yüksekliklere “Horstâ€, çukurluklara “Graben (Çöküntü Hendeği)†ismi verilir. Bir kırık bölgesinde ya da kırık dağlarında horst ve gabenler birbirini izler. Fakat, horst ve grabenler birbirine eşit genişlikte olabileceği şeklinde, geniş horstlar dar grabenler ve dar horstlar geniş grabenler de oluşabilir.
Kırılma vakaları çoğu zaman sertleşmiş eski kütleler basınçlara uğrayınca oluşur. Zamanımızda, yeryüzünün ilk karaları olan kıta çekirdekleri l. Jeolojik Devrin kaledoniyen ve hersiniyen oluşumları kırılmalara ve kırık dağlarına yer verirler. Çünkü bu oluşumlar ilkin kıvrılmışlar, aşınmışlar ve sertleşmişlerdir. Alpin hareketleri ve tektonik hareketler esnasında tekrardan tazyik tesirinde kalınca, yer yer kırılmışlar, yükselmişler ve çökmüşlerdir. Kırk bölgeleri ve kırılma dağları günümüzde Atlas Okyanusu’nu çevreleyecek şekilde uzanırlar. Tazyik tesirinin çok yeğin olması durumunda genç ve serleşmemiş oluşumlar da kırılmalara yer verilebilir. Türkiye’nin batısındaki kırık bölgeleri ve Şimal Anadolu Çöküntü Hendeği şeklinde.
YORUMLAR