ORSA a. (ital. orza'öan). Denize. 1. Yelkenleri, olabildiğince rüzgârın estiği yöne çevirerek seyretme 2. Latin yelkenlilerde, ...
ORSA a. (ital. orza'öan). Denize.
1. Yelkenleri, olabildiğince rüzgârın estiği yöne çevirerek seyretme
2. Latin yelkenlilerde, yelkenleri rüzgâr yönüne çevirmeye yarayan ve her iki taraftan yeltenin ortasına bağlanan halat.
3. Bir teknenin rüzgâr alan yanı.
4. Orsa alabanda eğlendirmek, bir yelkenli teknenin bulunmuş olduğu mevkiyi korumak amacıyla, yelkenle rini rüzgârdan minimum yararlanacak şekilde kullanarak tekneyi yolundan alıkoyup zaman geçirmek. |f Orsa alabanda tiramola, teknenin pruvasını rüzgârın estiği yöne alarak, rüzgârı bir bordadan öteki bordaya geçirmek için meydana getirilen manevra. || Orsa boca, yelkenli bir teknenin rüzgâr yönüne yaklaşıp uzaklaşarak, düzensiz bir şekilde bir iskeleye bir sancağa seyretmesi. || Orsa pupa çemberi, sübye donanımlı yelkenlilerde, orsa pupa palangalarını bağlamak için yan yelten bumbalarının cundası yakınına geçirilen ve iki tarafında birer mapa bulunan çember. || Orsa pupa palangası, yan yelkenlerin bumbalarını dirisa etmek, istenildiği durumda tutmak için bumba ile küpeşte arasına donatılan palanga. || Orsa seyir, yelkenli bir teknenin, yelkenler iyi dolacak şekilde rüzgârı pruvasına yakın alarak yapmış olduğu seyir. || Orsa yakası, yelkenlerin rüzgâra bakan ya da rüzgâr üstünde bulunan kenar yakası. || Orsada bulunmak, rüzgârın estiği yöne olabildiğince yakın bulunarak seyretmek. || Orsada kazanma, yelkenli bir geminin orsa seyrinde azca düşme yaparak istediği rotada gidebilmesi. || Orsaya kaçan, istendiği yöne baş tutamayarak, pruvasını rüzgâr yönüne kaydırmaya eğimli bir tekne için kullanılır. || Orsaya kaçmak, yelkenli bir tekneden söz ederken, istenen yöne baş tutamayarak rüzgâr yönüne kaymak. Bir tekneden söz ederken, dümenin fazla basılması sonucu, pruvasını rüzgâr yönüne çevirmek.
1. Yelkenleri, olabildiğince rüzgârın estiği yöne çevirerek seyretme
2. Latin yelkenlilerde, yelkenleri rüzgâr yönüne çevirmeye yarayan ve her iki taraftan yeltenin ortasına bağlanan halat.
3. Bir teknenin rüzgâr alan yanı.
4. Orsa alabanda eğlendirmek, bir yelkenli teknenin bulunmuş olduğu mevkiyi korumak amacıyla, yelkenle rini rüzgârdan minimum yararlanacak şekilde kullanarak tekneyi yolundan alıkoyup zaman geçirmek. |f Orsa alabanda tiramola, teknenin pruvasını rüzgârın estiği yöne alarak, rüzgârı bir bordadan öteki bordaya geçirmek için meydana getirilen manevra. || Orsa boca, yelkenli bir teknenin rüzgâr yönüne yaklaşıp uzaklaşarak, düzensiz bir şekilde bir iskeleye bir sancağa seyretmesi. || Orsa pupa çemberi, sübye donanımlı yelkenlilerde, orsa pupa palangalarını bağlamak için yan yelten bumbalarının cundası yakınına geçirilen ve iki tarafında birer mapa bulunan çember. || Orsa pupa palangası, yan yelkenlerin bumbalarını dirisa etmek, istenildiği durumda tutmak için bumba ile küpeşte arasına donatılan palanga. || Orsa seyir, yelkenli bir teknenin, yelkenler iyi dolacak şekilde rüzgârı pruvasına yakın alarak yapmış olduğu seyir. || Orsa yakası, yelkenlerin rüzgâra bakan ya da rüzgâr üstünde bulunan kenar yakası. || Orsada bulunmak, rüzgârın estiği yöne olabildiğince yakın bulunarak seyretmek. || Orsada kazanma, yelkenli bir geminin orsa seyrinde azca düşme yaparak istediği rotada gidebilmesi. || Orsaya kaçan, istendiği yöne baş tutamayarak, pruvasını rüzgâr yönüne kaydırmaya eğimli bir tekne için kullanılır. || Orsaya kaçmak, yelkenli bir tekneden söz ederken, istenen yöne baş tutamayarak rüzgâr yönüne kaymak. Bir tekneden söz ederken, dümenin fazla basılması sonucu, pruvasını rüzgâr yönüne çevirmek.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR