Osmanlı döneminde kullanılan haberleşme-iletişim araçları nedir? Osmanlı'da İletişim Osmanlı'da haberleşme-iletişim devle...
Osmanlı döneminde kullanılan haberleşme-iletişim araçları nedir?
Osmanlı'da İletişim
Osmanlı'da haberleşme-iletişim devletin idarî ve bürokratik kararlarının hiyerarşik bir seviye içinde, merkezden taşraya iletilmesi ihtiyacının bir sonucu olarak resmî bir nitelik taşımaktadır. Fermanlar, kanunnâmeler, nizamnâmeler vb. yazılı olarak lüzumlu bürokratik merkezlere "Menzil" sistemi ağıyla iletiliyordu. Devlet tarafınca kurulan Menzil teşkilatında, merkezî yönetim, eyalet ve sancaklar arası iletişimin gerçekleşmesi, koşucu, ulak, çapar, Tatar adları verilen hususi olarak yetiştirilmiş ileti taşıyıcılarla yapılmıştır.
"Askeri ve yönetim haberleşme-iletişim şebekesi "Menziller" sisteminin yolları, merkez olan İstanbul'dan Anadolu ve Rumeli'ye sağ, orta ve sol olarak üç ana kol halinde yayılıyordu. Bunlar da yan yollarla bağlanarak haberleşme-iletişim ağı tamamlanıyordu. Yollardaki menzillerde haber taşıyan ulaklar için hayvanlar (at) tutulurdu." (Halaçoğlu, 1995)
Kara yolundaki hanlar ve kervansaraylar sivil halkın gezi ve ulaşımında dinlenme, barınma ve azık tedariği için bağlantı, konak ve duraklarıdır.
"Eskiden kuleler, güvercinler, koşucular, haberci atlılar iletişimin taşıyıcı aracı olarak kullanılırdı.Tarımda tarımsal üretimin itici ve çekici gücü hayvanlardı. Kağnılar, düvenler, otomobiller vb. araçlar üretim ve haberleşme-iletişim teknolojisinin egemen parçalarıydı." (Arisan, 1995)
II. Mahmud dönemine kadar devletle halk arasındaki iletişimde, devlet halka ulaşmak istediğinde fermanlar çıkarılır ve kimi zaman tellallarla "Duyduk duymadık demeyin." ile başlamış olan ilanlarla haberleşme-iletişim sağlanırdı. Tellallar haber okuyuculardı. Taşrada ve kentlerde mahalle imamları da iletişimin gerçekleştirilmesinde, idarenin kararlarının halka ulaştırılmasında etken rol oynamışlardır. Buraya kadar söylediklerimiz iletişimin Osmanlı'da resmi bir boyut taşıyan taraflarıdır. Iletişim devletin kontrolünde ve imkanların, şartların belirleyiciliğiyle yapılmıştır.
Edebiyat ve ürünleri de Osmanlı'da iletişimin vasıtalarından olmuştur. Divan edebiyatı havasın, halk edebiyatı ve en mühim birimi olan Aşık seçimi sözlü şiir geleneği âvâmın iletişim aracı hâline gelmiştir. Köy köy, kasaba kasaba dolaşarak her gittikleri beldede cereyan eden hadiseleri bir sonraki durakta özetleyen, nazmeden halk şairleri kitle haberleşme-iletişim araçlarının hemen hemen gelişmediği dönemlerde iletişim fonksiyonunu da yerine getirmişlerdir.
Çağdaş Anlamda İletişim
Gazetecilik ve Osmanlı
Osmanlı'da ilk gazete Fransızlar tarafınca çıkarıldı. İstanbul'daki Fransız maslahatgüzarı Vermenak, İstanbul'daki Fransızlara Fransa Cumhuriyetine dair mâlumat vermek maksadıyla on beş günde bir çıkarılan Gazette Française de Constantinople adlı gazetenin neşrine başladı. (1796) Fransızlar İstanbul ve İzmir'de birkaç gazete daha neşretmişlerdir. Bunlardan Smyrneen Ocak 1824'te, Le Spectateur Oriental Ekim 1824'te, Le Courrier de Smyrne 1828'de yayına adım atmıştır. Fransız menfaatlerini gözeten bu gazetelerin bazısı kapatılmış, bazısı da önemini kaybedince kendiliğinden kapanmıştır.İstanbul ve İzmir'de Fransızca ve başka dillerde neşredilen gazetelerden başka Osmanlı toprağı sayılan Mısır'da da XVIII. yüzyılın sonlarında birkaç gazete yayınlanmıştır. Fransızların yayınladıkları birkaç gazeteden sonrasında yarısı Türkçe, yarısı Arapça olarak gösterilen Vekayi-i Mısıriyye 1828'de neşre adım atmıştır.
Gazete Kavalalı Mehmet Ali Paşa'yı savunma etmiştir. İzmir'deki Fransız gazetelerinin yayınlarından rahatsız olan İngiliz ve Rus elçilerinin şikayetleri ve bu gazetelerin halk efkârında ve bazı yabancı çevrelerde uyandırdığı müsbet akisler II. Mahmut'un bu mevzuya eğilmesini sağlamış oldu. II. Mahmut'un kişisel gayretiyle 11 Kasım 1831'de ilk Türk gazetesi Takvim-i Vekâyi yayınlanmaya başladı. Takvim-i Vekâyi haftada bir kez yayınlanmak suretiyle bir resmi gazete olarak kurulmuştur. Aslolan amacı resmî bildiri ve haberleri yayınlamak olan gazete ilk başlarda iç ve dış vakalara dair haberler de veriyordu. Fakat sonraları bu mühim mahiyetini yitirmiş ve içindekiler padişah iradeleri, ilgi çekmeyen resmî haberlerle sınırı olan kalmıştır. Gazete, II. Mahmud hayattayken parlak devrini yaşamış, onun vefatıyla düzensiz gösterilen bir gazete halini almıştır.Takvim-i Vekâyi'nin Arapça, Farsça, Rumca, Ermenice ve Fransızca nüshalarının da yayınlandığı çeşitli larda ifade edilmektedir. Takvim-i Vekayi 1860'tan itibaren resmi gazete haline gelmiş ve gerçek gazete olmaktan çıkmıştır.
- Ceride-i Havadis
- Tercüman-ı Ahval
"Gazetede görülen haberler içinde, hatt-ı hümayunlar, resmi tebliğler, nizamnâmeler, vilayetlerden oraların ahvaline dair gazeteye gönderilen mektuplar, meteoroloji raporları yer almıştır." Başta Agâh Efendi, Şinasi, Ahmet Vefik Paşa, Sarı Tevfik Bey, Mehmet Şerif Bey, Hasan Suphi Efendi gazetenin başlıca yazarlarıdır. Tercüman-ı Ahval ve Ruznâme-i Ceride-i Havadis içinde çıkan bir münakaşa sonucu Tercüman-ı Ahval, 26 Aralık 1860 tarihindeki sayısında Ceride-i Havadis sahibinin İngiliz bulunduğunu ve gazetenin gelirinden başka hükümetten de nakdî yardım aldığını açıklamıştır.
- Basın Tarihinde İlk Kapatma
Gazete Osmanlı toplumunda değişimin hızlandırıcısı olmuştur. Aydınları çevresinde toplamış. Batı'yla tanıştırmış (ilk çeviri faaliyetlerinin mekanı gazetelerdi), fikri grupları ve ayrılıkların arenası olmuş ve tüm bir cemiyet yaşamının değişmesinde mühim rol oynamıştır. 19. asrın münekkitlerinden Tanpınar gazeteyi ve fonksiyonunu şöyleki yorumlar: "Tüm işaretler oradan gelir. Kalabalık onun çevresinde kurulur. Okumayı o yazar. Mekteplerin uzak bir gelecek için hazırladığı dağı o tutuşturur."Tiyatro, çeviri ve telif ilk örneklerini gazete vasıtasıyla verir. Yazı, tecrübe etme, eleştiri şeklinde türler gazete bünyesinde gelişmiş türlerdir. Bu türler vesilesiyle siyaset, güncel ve hayatî meseleler, fikri cereyanlar günün hadisesi olmaya adım atar. Bu gelişmelerden sonrasında Osmanlı'da gazeteler hızla yayılmaya ve açılmaya adım atar. Matbuat artık güncel ve siyasî yaşamın bir parçası haline gelmiştir.
*****
Kaynaklar
1- İletişime Giriş, İrfan Erdoğan
2- Türk Basınında Demokrasi, Alpay Kabacalı
3- Basın ve Gösterim Hareketleri Zamanı I, Hasan Refik Ertuğ
4- 19. Yüzyıl Türk Edebiyatı, A. Hamdi Tanpınar
Sebep: İç başlık
Kitle haberleşme-iletişim araçları nedir?
Günümüzde kullanılan haberleşme-iletişim araçları nedir?
Fizikte kullanılan ölçme araçları nedir?
Bu ileti 'en iyi çözüm' seçilmiştir.
Osmanlı'da haberleşme-iletişim devletin idarî ve bürokratik kararlarının hiyerarşik bir seviye içinde, merkezden taşraya iletilmesi ihtiyacının bir sonucu olarak resmî bir nitelik taşımaktadır. Fermanlar, kanunnâmeler, nizamnâmeler vb. yazılı olarak lüzumlu bürokratik merkezlere "Menzil" sistemi ağıyla iletiliyordu. Devlet tarafınca kurulan Menzil teşkilatında, merkezî yönetim, eyalet ve sancaklar arası iletişimin gerçekleşmesi, koşucu, ulak, çapar, Tatar adları verilen hususi olarak yetiştirilmiş ileti taşıyıcılarla yapılmıştır.
"Askeri ve yönetim haberleşme-iletişim şebekesi "Menziller" sisteminin yolları, merkez olan İstanbul'dan Anadolu ve Rumeli'ye sağ, orta ve sol olarak üç ana kol halinde yayılıyordu. Bunlar da yan yollarla bağlanarak haberleşme-iletişim ağı tamamlanıyordu. Yollardaki menzillerde haber taşıyan ulaklar için hayvanlar (at) tutulurdu." (Halaçoğlu, 1995)
Kara yolundaki hanlar ve kervansaraylar sivil halkın gezi ve ulaşımında dinlenme, barınma ve azık tedariği için bağlantı, konak ve duraklarıdır.
"Eskiden kuleler, güvercinler, koşucular, haberci atlılar iletişimin taşıyıcı aracı olarak kullanılırdı.Tarımda tarımsal üretimin itici ve çekici gücü hayvanlardı. Kağnılar, düvenler, otomobiller vb. araçlar üretim ve haberleşme-iletişim teknolojisinin egemen parçalarıydı." (Arisan, 1995)
II. Mahmud dönemine kadar devletle halk arasındaki iletişimde, devlet halka ulaşmak istediğinde fermanlar çıkarılır ve kimi zaman tellallarla "Duyduk duymadık demeyin." ile başlamış olan ilanlarla haberleşme-iletişim sağlanırdı. Tellallar haber okuyuculardı. Taşrada ve kentlerde mahalle imamları da iletişimin gerçekleştirilmesinde, idarenin kararlarının halka ulaştırılmasında etken rol oynamışlardır. Buraya kadar söylediklerimiz iletişimin Osmanlı'da resmi bir boyut taşıyan taraflarıdır. Iletişim devletin kontrolünde ve imkanların, şartların belirleyiciliğiyle yapılmıştır.
Edebiyat ve ürünleri de Osmanlı'da iletişimin vasıtalarından olmuştur. Divan edebiyatı havasın, halk edebiyatı ve en mühim birimi olan Aşık seçimi sözlü şiir geleneği âvâmın iletişim aracı hâline gelmiştir. Köy köy, kasaba kasaba dolaşarak her gittikleri beldede cereyan eden hadiseleri bir sonraki durakta özetleyen, nazmeden halk şairleri kitle haberleşme-iletişim araçlarının hemen hemen gelişmediği dönemlerde iletişim fonksiyonunu da yerine getirmişlerdir.
Çağdaş Anlamda İletişim
Gazetecilik ve Osmanlı
Osmanlı'da ilk gazete Fransızlar tarafınca çıkarıldı. İstanbul'daki Fransız maslahatgüzarı Vermenak, İstanbul'daki Fransızlara Fransa Cumhuriyetine dair mâlumat vermek maksadıyla on beş günde bir çıkarılan Gazette Française de Constantinople adlı gazetenin neşrine başladı. (1796) Fransızlar İstanbul ve İzmir'de birkaç gazete daha neşretmişlerdir. Bunlardan Smyrneen Ocak 1824'te, Le Spectateur Oriental Ekim 1824'te, Le Courrier de Smyrne 1828'de yayına adım atmıştır. Fransız menfaatlerini gözeten bu gazetelerin bazısı kapatılmış, bazısı da önemini kaybedince kendiliğinden kapanmıştır.İstanbul ve İzmir'de Fransızca ve başka dillerde neşredilen gazetelerden başka Osmanlı toprağı sayılan Mısır'da da XVIII. yüzyılın sonlarında birkaç gazete yayınlanmıştır. Fransızların yayınladıkları birkaç gazeteden sonrasında yarısı Türkçe, yarısı Arapça olarak gösterilen Vekayi-i Mısıriyye 1828'de neşre adım atmıştır.
Gazete Kavalalı Mehmet Ali Paşa'yı savunma etmiştir. İzmir'deki Fransız gazetelerinin yayınlarından rahatsız olan İngiliz ve Rus elçilerinin şikayetleri ve bu gazetelerin halk efkârında ve bazı yabancı çevrelerde uyandırdığı müsbet akisler II. Mahmut'un bu mevzuya eğilmesini sağlamış oldu. II. Mahmut'un kişisel gayretiyle 11 Kasım 1831'de ilk Türk gazetesi Takvim-i Vekâyi yayınlanmaya başladı. Takvim-i Vekâyi haftada bir kez yayınlanmak suretiyle bir resmi gazete olarak kurulmuştur. Aslolan amacı resmî bildiri ve haberleri yayınlamak olan gazete ilk başlarda iç ve dış vakalara dair haberler de veriyordu. Fakat sonraları bu mühim mahiyetini yitirmiş ve içindekiler padişah iradeleri, ilgi çekmeyen resmî haberlerle sınırı olan kalmıştır. Gazete, II. Mahmud hayattayken parlak devrini yaşamış, onun vefatıyla düzensiz gösterilen bir gazete halini almıştır.Takvim-i Vekâyi'nin Arapça, Farsça, Rumca, Ermenice ve Fransızca nüshalarının da yayınlandığı çeşitli larda ifade edilmektedir. Takvim-i Vekayi 1860'tan itibaren resmi gazete haline gelmiş ve gerçek gazete olmaktan çıkmıştır.
- Ceride-i Havadis
- Tercüman-ı Ahval
"Gazetede görülen haberler içinde, hatt-ı hümayunlar, resmi tebliğler, nizamnâmeler, vilayetlerden oraların ahvaline dair gazeteye gönderilen mektuplar, meteoroloji raporları yer almıştır." Başta Agâh Efendi, Şinasi, Ahmet Vefik Paşa, Sarı Tevfik Bey, Mehmet Şerif Bey, Hasan Suphi Efendi gazetenin başlıca yazarlarıdır. Tercüman-ı Ahval ve Ruznâme-i Ceride-i Havadis içinde çıkan bir münakaşa sonucu Tercüman-ı Ahval, 26 Aralık 1860 tarihindeki sayısında Ceride-i Havadis sahibinin İngiliz bulunduğunu ve gazetenin gelirinden başka hükümetten de nakdî yardım aldığını açıklamıştır.
- Basın Tarihinde İlk Kapatma
Gazete Osmanlı toplumunda değişimin hızlandırıcısı olmuştur. Aydınları çevresinde toplamış. Batı'yla tanıştırmış (ilk çeviri faaliyetlerinin mekanı gazetelerdi), fikri grupları ve ayrılıkların arenası olmuş ve tüm bir cemiyet yaşamının değişmesinde mühim rol oynamıştır. 19. asrın münekkitlerinden Tanpınar gazeteyi ve fonksiyonunu şöyleki yorumlar: "Tüm işaretler oradan gelir. Kalabalık onun çevresinde kurulur. Okumayı o yazar. Mekteplerin uzak bir gelecek için hazırladığı dağı o tutuşturur."Tiyatro, çeviri ve telif ilk örneklerini gazete vasıtasıyla verir. Yazı, tecrübe etme, eleştiri şeklinde türler gazete bünyesinde gelişmiş türlerdir. Bu türler vesilesiyle siyaset, güncel ve hayatî meseleler, fikri cereyanlar günün hadisesi olmaya adım atar. Bu gelişmelerden sonrasında Osmanlı'da gazeteler hızla yayılmaya ve açılmaya adım atar. Matbuat artık güncel ve siyasî yaşamın bir parçası haline gelmiştir.
*****
Kaynaklar
1- İletişime Giriş, İrfan Erdoğan
2- Türk Basınında Demokrasi, Alpay Kabacalı
3- Basın ve Gösterim Hareketleri Zamanı I, Hasan Refik Ertuğ
4- 19. Yüzyıl Türk Edebiyatı, A. Hamdi Tanpınar
YORUMLAR