OTARŞİ a. (fr. autarcie; yun. autarkeia, kendi kendine kafi olma'dan). 1. tutumsal alanda kendi isteğiyle kendi kendine kafi olm...
OTARŞİ a. (fr. autarcie; yun. autarkeia, kendi kendine kafi olma'dan).
1. tutumsal alanda kendi isteğiyle kendi kendine kafi olmaya yönelen ülkenin durumu. (Bk.ansikl. böl.)
2. Bu durumu korumak için çaba sarfeden öğreti.
*ANSİKL. Otarşi, Ortaçağ'da büyük malikânelerde ifadesini gören kapalı ekonominin sistemli biçimidir. Önceleri ailesel olan otarşi, hemen sonra mahalli ve bölgesel bir kalite kazanmıştır, ilkel topluluklar, otarşiyi naturel bir zorunlulukla uyguluyorlardı. Yunanlılar (bilhassa Spartalılar) için, otarşi özgürlüğün bile başlıca koşullarından biriydi. Derebeylik döneminde, sarazen, norman ve daha başka istilacılara karşı toplulukların korunmasını sağlamak amacıyla, siyasal ve askeri bir zorunluluk olarak ortaya çıktı. Modern dönemdeyse, faşist İtalya ya da nasyonal-sosyalist Almanya şeklinde totaliter düzenler, bu şekilde bir rejimi benimsediler.
Otarşi, çoğu zaman, kendi içine kapanma otarşisi ve yayılma otarşisi olarak ikiye aynlır. Birincisi, bir devletin, kendi ulusunun toplumsal ve ekonomik yapısını dış etkenlerden koruyarak değişiklik yapmak isteğinden (bilhassa Stalin'in ölümüne kadar SSCB'nin durumu), ya da kuvvet ardında koşan ve yabancı ekonomilere her türlü bağımlılığı reddeden bir iktisat çerçevesi içinde harbe hazırlanma isteğinden (Hitler Almanyası bunun tipik bir örneğini vermiştir) doğabilir. Yayılma otarşisi, kendi içine kapanma otarşisinin sonucu olarak ortaya çıkar içeride katlanılan tüm yoksunluklara ve her türlü üretim biçiminin kullanılmasına rağmen, ulusal çerçeve hızla daralır. Bu durumda millet, üstünde yaşamış olduğu alanı genişletme hevesine kapılabilir. Nasyonal-sosyalist öğretinin büyük ehemmiyet verdiği "yaşam alanı" terimi, "yaygın alan" teriminin bütünleyicisidir. Buna koşut olarak, kudret iradesi ortaya çıkar. Bu da tekrardan silahlanmaya ve diğeri uluslarla silahlı çatışmaya neden olur.
1. tutumsal alanda kendi isteğiyle kendi kendine kafi olmaya yönelen ülkenin durumu. (Bk.ansikl. böl.)
2. Bu durumu korumak için çaba sarfeden öğreti.
*ANSİKL. Otarşi, Ortaçağ'da büyük malikânelerde ifadesini gören kapalı ekonominin sistemli biçimidir. Önceleri ailesel olan otarşi, hemen sonra mahalli ve bölgesel bir kalite kazanmıştır, ilkel topluluklar, otarşiyi naturel bir zorunlulukla uyguluyorlardı. Yunanlılar (bilhassa Spartalılar) için, otarşi özgürlüğün bile başlıca koşullarından biriydi. Derebeylik döneminde, sarazen, norman ve daha başka istilacılara karşı toplulukların korunmasını sağlamak amacıyla, siyasal ve askeri bir zorunluluk olarak ortaya çıktı. Modern dönemdeyse, faşist İtalya ya da nasyonal-sosyalist Almanya şeklinde totaliter düzenler, bu şekilde bir rejimi benimsediler.
Otarşi, çoğu zaman, kendi içine kapanma otarşisi ve yayılma otarşisi olarak ikiye aynlır. Birincisi, bir devletin, kendi ulusunun toplumsal ve ekonomik yapısını dış etkenlerden koruyarak değişiklik yapmak isteğinden (bilhassa Stalin'in ölümüne kadar SSCB'nin durumu), ya da kuvvet ardında koşan ve yabancı ekonomilere her türlü bağımlılığı reddeden bir iktisat çerçevesi içinde harbe hazırlanma isteğinden (Hitler Almanyası bunun tipik bir örneğini vermiştir) doğabilir. Yayılma otarşisi, kendi içine kapanma otarşisinin sonucu olarak ortaya çıkar içeride katlanılan tüm yoksunluklara ve her türlü üretim biçiminin kullanılmasına rağmen, ulusal çerçeve hızla daralır. Bu durumda millet, üstünde yaşamış olduğu alanı genişletme hevesine kapılabilir. Nasyonal-sosyalist öğretinin büyük ehemmiyet verdiği "yaşam alanı" terimi, "yaygın alan" teriminin bütünleyicisidir. Buna koşut olarak, kudret iradesi ortaya çıkar. Bu da tekrardan silahlanmaya ve diğeri uluslarla silahlı çatışmaya neden olur.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR