PARLATICI a. Parlatma özelliği olan, parlaklık veren madde, cila. *Ev eşy. Bir bulaşık makinesinde, durulama esnasında izleri kalab...
PARLATICI a. Parlatma özelliği olan, parlaklık veren madde, cila.
*Ev eşy. Bir bulaşık makinesinde, durulama esnasında izleri kalabilecek su damlacıklarının oluşumunu engellemiş olan ve bazı türleri, yıkama maddesinin alkalilik oranını sıfıra indirgeyen ürün.
*Foto. Bir fotoğrafı parlatmaya yarayan makine. (Bk. ansikl. böl)
*Kozmet. Bir yüzü güderiyle kaplı, tırnakları parlatmaya yarayan mekik biçiminde hela aracı. || Dudak parlatıcısı, dudaklara parlak bir renk vermek için kullanılan kozmetik ürün (preparat). [Parlatıcının bileşiminde renksiz bir ana madde, boyarmaddeler, sedeflendirici bileşikler ve bir parfüm bulunur. Parlatıcı, ana maddeyi oluşturan mum ile sıvı yağ karışımının doğası bakımından rujdan ayrılır. Ana madde parlatıcının küçük bir fırçayla dudaklara sürülmesini sağlar.]
*Teknol. Parlatma işleminde kullanılan ekip ya da makine.
*ANSİKL. Foto. Parlatıcıda bir ısıtıcı, bir ya da iki polisajı yapılmış ve kromlanmış bakır plaka vardır. Baskılar, yüzü plakaya denk gelecek halde ıslak olarak yerleştirilir. Plakalar ısıtıcı öğeyle temas ettirilir. Kuruyan ve parlayan fotoğraflar birkaç dakika sonrasında metalden kendiliğinden ayrılır. Bu işlem için kullanılan endüstri makineleri, yavaş yavaş ve devamlı olarak dönen rotatiflerdir.
*Ev eşy. Bir bulaşık makinesinde, durulama esnasında izleri kalabilecek su damlacıklarının oluşumunu engellemiş olan ve bazı türleri, yıkama maddesinin alkalilik oranını sıfıra indirgeyen ürün.
*Foto. Bir fotoğrafı parlatmaya yarayan makine. (Bk. ansikl. böl)
*Kozmet. Bir yüzü güderiyle kaplı, tırnakları parlatmaya yarayan mekik biçiminde hela aracı. || Dudak parlatıcısı, dudaklara parlak bir renk vermek için kullanılan kozmetik ürün (preparat). [Parlatıcının bileşiminde renksiz bir ana madde, boyarmaddeler, sedeflendirici bileşikler ve bir parfüm bulunur. Parlatıcı, ana maddeyi oluşturan mum ile sıvı yağ karışımının doğası bakımından rujdan ayrılır. Ana madde parlatıcının küçük bir fırçayla dudaklara sürülmesini sağlar.]
*Metalürj. Metalleri parlatan kimse. || Belirgin bir parlaklık elde etmek için elektrolitik kaplama banyosuna katılan ürün.
*Ziraat mak. Pirinç ya da kahve işlerken taneleri saran kabukların son izlerini yok etmek ve onlara parlak bir görünüm vermek için kullanılan cila makinesi.
*Ziraat mak. Pirinç ya da kahve işlerken taneleri saran kabukların son izlerini yok etmek ve onlara parlak bir görünüm vermek için kullanılan cila makinesi.
*ANSİKL. Foto. Parlatıcıda bir ısıtıcı, bir ya da iki polisajı yapılmış ve kromlanmış bakır plaka vardır. Baskılar, yüzü plakaya denk gelecek halde ıslak olarak yerleştirilir. Plakalar ısıtıcı öğeyle temas ettirilir. Kuruyan ve parlayan fotoğraflar birkaç dakika sonrasında metalden kendiliğinden ayrılır. Bu işlem için kullanılan endüstri makineleri, yavaş yavaş ve devamlı olarak dönen rotatiflerdir.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR