PASLANMAK gçz. f. 1. Kimi metal ya da alaşımlardan söz ederken, havadan, sudan, tuzlu sudan vb. etkilenerek üstünde pas oluşmak, oks...
PASLANMAK gçz. f.
1. Kimi metal ya da alaşımlardan söz ederken, havadan, sudan, tuzlu sudan vb. etkilenerek üstünde pas oluşmak, oksitlenmek: Kapının kilidi paslanmış. Çelik tencereler çoğu zaman paslanmıyor.
2. Bir kimseden söz ederken, işsizlik, tembellik, hareketsizlik benzer biçimde nedenlerle uyuşup kalmak, canlılığını yitirmek, işe yaramaz duruma gelmek: Burada oturmaktan paslandık, kalkın dışarıya çıkalım, istediği benzer biçimde çalışamamaktan kabiliyetleri giderek paslanıyor.
* paslandırmak ettirg. f. Bir şeyi pas landırmak, onun paslanmasına yol açmak.
*Metalürj. Demirli bir metali, demir bir eşyayı paslandırmak, bu metal ya da eşyanın yüzeyinde pas oluşturmak.
1. Kimi metal ya da alaşımlardan söz ederken, havadan, sudan, tuzlu sudan vb. etkilenerek üstünde pas oluşmak, oksitlenmek: Kapının kilidi paslanmış. Çelik tencereler çoğu zaman paslanmıyor.
2. Bir kimseden söz ederken, işsizlik, tembellik, hareketsizlik benzer biçimde nedenlerle uyuşup kalmak, canlılığını yitirmek, işe yaramaz duruma gelmek: Burada oturmaktan paslandık, kalkın dışarıya çıkalım, istediği benzer biçimde çalışamamaktan kabiliyetleri giderek paslanıyor.
* paslandırmak ettirg. f. Bir şeyi pas landırmak, onun paslanmasına yol açmak.
*Metalürj. Demirli bir metali, demir bir eşyayı paslandırmak, bu metal ya da eşyanın yüzeyinde pas oluşturmak.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR