PERESE a. 1. Duvarcıların doğrultu bulmakta kullandıktan çekül ipi. 2. Durum, derece, kerte: işin bu pereseye gelmesini istemezdik. ...
PERESE a.
1. Duvarcıların doğrultu bulmakta kullandıktan çekül ipi.
2. Durum, derece, kerte: işin bu pereseye gelmesini istemezdik.
3. Peresesine düşmek, getirmek, tam zamanını, sırasını seçmek; biçimine getirmek. || Pereseye almak, göz önüne almak. |] Pereseye getirmek, taşları, tuğlaları, kirişleri aynı sıra üzerinde uç uca dizmek.
1. Duvarcıların doğrultu bulmakta kullandıktan çekül ipi.
2. Durum, derece, kerte: işin bu pereseye gelmesini istemezdik.
3. Peresesine düşmek, getirmek, tam zamanını, sırasını seçmek; biçimine getirmek. || Pereseye almak, göz önüne almak. |] Pereseye getirmek, taşları, tuğlaları, kirişleri aynı sıra üzerinde uç uca dizmek.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR