PüSKüRMEK g. f. 1. Bir şeyi püskürmek, ağızda bulunan toz ya da sıvı bir şeyi dışarı çıkarmak; saçmak, püskürtmek: Ağzındaki suyu bi...
PüSKüRMEK g. f.
1. Bir şeyi püskürmek, ağızda bulunan toz ya da sıvı bir şeyi dışarı çıkarmak; saçmak, püskürtmek: Ağzındaki suyu bir hiç kimseye püskürmek.
2. Lav püskürmek, lav fışkırtmak, saçmak.
3. Çok öfkeli olmak - ATEŞ.
* gçz. f. Bir volkandan söz ederken, faaliyete geçmek; indifa etmek.
* püskürtmek ettirg. f.
1. Ağzındaki şeyi püskürtmek, onu hızla dışarı çıkartmak, fışkırtmak.
2. Bir sıvıyı (bir yere) püskürtmek, onu çok ince damlacıklar halinde sıçratmak, fışkırtmak: Bir bitkinin yapraklarına su püskürtmek.
3. Bir topluluğu püskürtmek, onun ilerlemesine engel olmak; onu geriletmek, önüne ekleyip sürüklemek: Düşmanı püskürtmek. Saldırganları püskürtmek.
*Ask. Düşmanı bir mevziyi terk etmek zorunda bırakmak.
*Metalürj. Hususi makineler yardımıyla döküm maçalarının püskürtülmesin! sağlamak. || Bir metal ya da bir alaşımı izabe fırınına fışkırtmak. || Çelik saçma püskürtmek, yüzey durumunu değişiklik yapmak suretiyle (kalıcı şekil değişiklik yapma, yüzey temizleme) sıkıştırılmış gaz jeti vesilesiyle parçaların üstüne çelik ya da cam bilyalar fırlatmak.
*Uz. havc. Bir roket-motorun yanma odasına sıvı ergol enjekte etmek ve homojenleştirmek.
* püskürtülmek edilg. f. Püskürtmek eylemi yapılmak ya da püskürtmek eylemine mevzu olmak.
1. Bir şeyi püskürmek, ağızda bulunan toz ya da sıvı bir şeyi dışarı çıkarmak; saçmak, püskürtmek: Ağzındaki suyu bir hiç kimseye püskürmek.
2. Lav püskürmek, lav fışkırtmak, saçmak.
3. Çok öfkeli olmak - ATEŞ.
* gçz. f. Bir volkandan söz ederken, faaliyete geçmek; indifa etmek.
* püskürtmek ettirg. f.
1. Ağzındaki şeyi püskürtmek, onu hızla dışarı çıkartmak, fışkırtmak.
2. Bir sıvıyı (bir yere) püskürtmek, onu çok ince damlacıklar halinde sıçratmak, fışkırtmak: Bir bitkinin yapraklarına su püskürtmek.
3. Bir topluluğu püskürtmek, onun ilerlemesine engel olmak; onu geriletmek, önüne ekleyip sürüklemek: Düşmanı püskürtmek. Saldırganları püskürtmek.
*Ask. Düşmanı bir mevziyi terk etmek zorunda bırakmak.
*Metalürj. Hususi makineler yardımıyla döküm maçalarının püskürtülmesin! sağlamak. || Bir metal ya da bir alaşımı izabe fırınına fışkırtmak. || Çelik saçma püskürtmek, yüzey durumunu değişiklik yapmak suretiyle (kalıcı şekil değişiklik yapma, yüzey temizleme) sıkıştırılmış gaz jeti vesilesiyle parçaların üstüne çelik ya da cam bilyalar fırlatmak.
*Uz. havc. Bir roket-motorun yanma odasına sıvı ergol enjekte etmek ve homojenleştirmek.
* püskürtülmek edilg. f. Püskürtmek eylemi yapılmak ya da püskürtmek eylemine mevzu olmak.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR