REDDİYE a. (ar. redd ve -iyye'den red- diyye). Esk. Herhangi bir fikri reddetmek ya da çürütmek için yazılan yapıt, örn. Zamanı...
REDDİYE a. (ar. redd ve -iyye'den red- diyye). Esk. Herhangi bir fikri reddetmek ya da çürütmek için yazılan yapıt, örn. Zamanı maddeciliğe reddiye (Hilmi Ziya ülken, 1951).
*Din. Tanrıbilimin, dogmaların inanılabilirliğini kanıtlamak amacı güden kısmı. (Bk. ansikl. böl.)
*ikt. tar. Reddiyei temessük, Osmanlı devletinde, taahhütlerini yerine getiren mültezimlere kefil olan Gömü sarraflarından kefalet senetleri geri verilirken alınan harç. (Osmanlı devletinde iltizam artırmaya konulur, bu artırmaya katılan mültezimlerden, Gömü'nin kabul edeceği bir sarrafı kefil göstermesi istenirdi. 'Gömü sarrafları' denilen bu sarraflar, mültezime kefil olduklarını belirten bir senet verirler, taahhüt yerine getirilince sarrafın senedi geri verilerek kendisinden 'Reddiyeı temessük' denilen bir harç alınırdı. Bu yöntem Tanzimat'tan sonrasında kaldırılarak, mültezimin belirli bir miktar para ya da gayrimenkulü güvence göstermesi yöntemi getirildi.)
*isi. Müslümanların kendi dinlerini ya da mezheplerini eleştirenlere cevap durumunda yazdıkları kitapların genel adı. (Bk. ansikl. böl.)
*isi. huk. Mirasın bölünmesinden sonrasında terekeden artan malların paylaştırılması. (Reddiyede artan hisse asabeden kimse yoksa, farz mirasçılar içinde payları ölçüsünde bölüştürülür. Karı ve kocaya farz mirasçılardan olmadıkları için reddiye uygulanmaz.)
*ANSİKL. Din. Batı'da I. yy.'ın sonunda ortaya çıkan reddiyenin II. yy.'da Yunanlılar arasındaki başlıca temsilcileri aziz ius- tinos, Ouadratus, Sardinyalı Melito, Tatianos, Diognetos'a mektup'un bilinmeyen yazarı; Latinler'deyse Tertullianus ve Minicius Felix'tir. III. ve IV. yy.'larda, İskenderiyeli Klemes ve Origenes yunan; aziz Cyrrianus, Arnobius, Lactantius ise latin reddiyecilerdir. Ortaçağda, reddiye türünde, bilhassa yahudilere ve protestanlara karşı yöneltilmiş pek mühim olmayan yapıtlar yazıldı. Fakat Reformdan sonrasında, katolikleıfe protestanlar arasındaki kalem tartışması ön plana geçti. Bununla beraber, Pascal, Bossuet ve Grotius genel reddiye türünde yapıtlar verdiler. XIX. yy.'da Chateaubriand'm Le Gönie du ehristianisme ve La Mennais'nin l'Essai sur Tinditförence adlı yapıtları, bu genel reddiye türünü sürdürdü. Günümüzde reddiyecilik, kavgacı olmaktan çok II. Vatikan konsili'n- deki (ekim 1962 - kasım 1965) anlayışa uygun, uzlaştırıcı ve pozitif yönde eğilimler taşımaktadır.
*isi. Müslümanlıkta reddiye geleneğinin temeli Kuran'a dayanır. Kuran, İslam dışı dinlerin varlığı gerçeğini kabul etmekle beraber, genel olarak inançsızlığı ya da putatapartık benzer biçimde inançları, temelde doğru olsa da türlü nedenle bozulmuş (muharref) saydığı yahudilik ve hıristiyanlığı eleştirir ve bunlardaki bazı yanlışlıkları ortaya koyar. Ek olarak putatapanlar, yahudiler ve hristiyanlarca Hz. Muhammet ve dinine ya da mukaddes kitabına karşı yöneltilen eleştirilere cevap ve reddiye durumunda birçok ayet vardır. Aynı mevzu Hz. Muhammet'in
hadislerinde de oldukça geniş yer meblağ.
Bilhassa VIII. yy.'dan başlayarak yahu- di ve daha çok hıristiyan yazarlarının İslam dinini eleştirici ve karalayıcı emekler halletmeye hız vermeleri üstüne, başta mutezile önde gelenleri, sonrasında diğeri birçok İslam bilgini bu eleştirileri yanıtlamak, başka dinlerdeki yanlış inançları, islamın benimsediği ilkelere, akla, bilimsel ve tarihsel gerçeklere uymayan yönleri ortaya koymaya ve böylece müslü- manlığı savunmaya, müslümanları karşı görüşlerin zararından korumaya çalıştılar. Bunların haricinde müslüman bilginlerin kendi ara'arındaki görüş ayrılıkları sebebiyle karşı mezheplerden olanları eleştirmek amacına yönelik yazılı çalışmalarına da reddiye denildi.
Müslümanların reddiye türündeki yapıtlarda inceleyerek eleştirdikleri dinlerin ve inançların başlıcaları şunlardır:
1. İslam öncesi arap dinleri ve inançlan. Bu dinler ve inançlar çoğu zaman Ehl ül -esnam ve mezhep ül-arap fi'l cahiliye (Putatapanlar ve Cahiliye devrinde Araplar'ın mezhebi) adı altında incelenen arap putataparlığı ile es-sabiun (sabiiler) başlığı altında incelenen sabiilikten oluşur Bu emekler, eleştirisel niteliklerinin yanında eski arap dinleri ve inançları hakkında tanıtıcı bilgiler içermeleri bakımından da büyük kıymet taşır.
2. Eski İran dinlen. Reddiyelerde ele alınan bu din ve inançların başlıcaları el -mecus (mecusiler), et-mezdekiye (mezdekler) ve es-seneviye (ikicilikçiler, düalistler) başlıkları altında ele alınmıştır, ikicilik- çilerin mezhep ve grup zincirleri içinde el-maneviye ya da el-menaviye (manicilik) üstünde önemle durulmuştur meşhur felsefeci ve kelam bilgini Fahrettin er-Razi'nin itikadat (inançlar) adlı yapıtında es-seneviye başlığı altında maneviye, deysaniye, markuniye ve mezdekiye inançları incelenmiştir. Mutezile bilginlerinden Kadı Abdülceb- bar'ın el-Muğni adlı yapıtında sözü edilen inançlara mahaniye, sıyamiye ve mıklasiye de eklenmiştir.
3. Hint inançları. Bu alanda Mezheb ül -berahmiye (Brahmanlar mezhebi) ve Ashab ûl-büdd, Ehl ül-bidada (Buddhacılık) benzer biçimde kitaplar üstünde durulmuştur.
4. Kitaplı dinler. Bu dinlerden yahudiliği eleştiren kitaplar çoğunlukla er-Red ale'l-yahud, hıristiyanlığı eleştirenler de er -Red ale'n-nasara diye anılırlar. el-Asamm' ın (öl. 816) er-Red ale'l-yahud adlı yapıtı yahudiliğe karşı yazılmış ilk reddiyeler içinde yer alır. Ondan sonra meşhur eşari ke- lamcılarından el-Cüveyni, Ebülbaka el- Caferi, ibni Kayyim el-Cezviye de yahudiliğe karşı bu tür yapıtlar kaleme aldılar. Genel dinler ve mezhepler zamanı türünden olan İbn Hazm'ın el-Fas fi'l milel, Abdül- kahir el-Bağdadi'nin el-Fark beyn el-firak adlı yapıtları reddiye türünün kıymetli klasiklerinden sayılırlar.
Tarih süresince müslüman bilginler dinsel, tarihsel, siyasal vb. nedenlerle daha çok hıristiyanlara karşı reddiyeler yazdılar. Abdullah bin İsmail el-Haşimi'nin (öf. 850) Risale ilâ Abdülmesih Isa; Ali bin Rebi bin et-Taberi (öl. 855), Kasım bin İbrahim (öl. 860) ve meşhur felsefeci el-Kindi'nin (öl. 873) üçü de er-Red ale'n nasara adını taşıyan yapıtları, Gazali'nin er-Redd ül-cemiTi bu alandaki en eski örnekler içinde yer alırlar.
Hıristiyan din ve bilim adamlarının İslam dininin ortaya çıkmasından sonrasında devamlı İslamlık, Hz. Muhammet ve Kuran ile alakalı eleştirileri, bilhassa de misyonerlik etkinlikleri sebebiyle müslümanlar da hıristiyanlara karşı reddiyeler yazdırmayı sürdürdüler. Bunlar içinde ilk dönemlerden adım atmak suretiyle, yahudi ya da hıristiyanken müslüman olan Ali bin Rebi bin et -Taberi, Haşan bin Eyüp (öl. 987), Sait bin Haşan (öl. 1320), Abdullah Tercüman (öl. 1866), İbrahim Müteferrika (öl. 1745), modern yazarlardan Abdülahat Davut (Davit Benjamin) ve Maurice Bucaille'nin reddiyeleri hususi bir kıymet ve anlam taşır.
ilk dönemlerden başlayarak yahudiler ve hıristiyanlar tarafınca İslam dinine yönelik reddiyeler de yazıldı. Müslümanlığa karşı reddiyeler kaleme almayı başlangıçta İslam topraklannda yaşayan müslüman olmayanlar yürütürlerken daha sonraları bizanslı ve diğeri batılı yazarlar da bu etkinliklere yoğun bir şekilde katıldılar. Bilhassa XIII. ve XIV. yy.'lar, İslam dinine ve Hz. Muhammet'in kişiliğine karşı meydana getirilen eleştiri ve saldırıların zirve noktası oldu. Müslümanlar, diğeri kitaplı dinleri ve peygamberleri tanıdıklarından, reddiyelerinde kesinlikle bunlara karşı saygısız bir tutum ve tavır takınmazlarken hıristiyan yazarlar, İslam dininin tümüyle uydurma ve şeytan işi bulunduğunu öne sürdüler, Hz. Muhammet hakkında yakışıksız ifadeler kullandılar. Sadece, Aydınlanma süreci (XV. yy. sonları) ile beraber hıristiyanlar içinde İslam dini hakkında bir yumuşama başladı, daha yansız değerlendirmelere gidildi. Mesela Boulainvilliers (1658 -1722) Vie de Mahomet adlı yapıtında Hz. Muhammet'in naturel ve akla uygun bir din kurması sebebiyle İslam peygamberini emsalsiz bir düşünür tipi olarak gösterdi.
XX. yy.'ın ikinci yarısından sonrasında hıristiyanların müslümanlara karşı bakışlarında çok daha köklü değişmeler oldu. II. Vatikan konsili'nde benimsenen metinde İslam dini hakkında şu görüşlere yer verildi: "Kurtuluş çizgisi, aynı şekilde Yaratıcı'yı kabul edenleri, başta İbrahim'in imanına haiz olduklarını açıklayarak bizimle bir olan, merhametli, insanları son günde yargılayacak Tanrı'ya tapan müslümanları da kuşatır." denildi.
*Din. Tanrıbilimin, dogmaların inanılabilirliğini kanıtlamak amacı güden kısmı. (Bk. ansikl. böl.)
*ikt. tar. Reddiyei temessük, Osmanlı devletinde, taahhütlerini yerine getiren mültezimlere kefil olan Gömü sarraflarından kefalet senetleri geri verilirken alınan harç. (Osmanlı devletinde iltizam artırmaya konulur, bu artırmaya katılan mültezimlerden, Gömü'nin kabul edeceği bir sarrafı kefil göstermesi istenirdi. 'Gömü sarrafları' denilen bu sarraflar, mültezime kefil olduklarını belirten bir senet verirler, taahhüt yerine getirilince sarrafın senedi geri verilerek kendisinden 'Reddiyeı temessük' denilen bir harç alınırdı. Bu yöntem Tanzimat'tan sonrasında kaldırılarak, mültezimin belirli bir miktar para ya da gayrimenkulü güvence göstermesi yöntemi getirildi.)
*isi. Müslümanların kendi dinlerini ya da mezheplerini eleştirenlere cevap durumunda yazdıkları kitapların genel adı. (Bk. ansikl. böl.)
*isi. huk. Mirasın bölünmesinden sonrasında terekeden artan malların paylaştırılması. (Reddiyede artan hisse asabeden kimse yoksa, farz mirasçılar içinde payları ölçüsünde bölüştürülür. Karı ve kocaya farz mirasçılardan olmadıkları için reddiye uygulanmaz.)
*ANSİKL. Din. Batı'da I. yy.'ın sonunda ortaya çıkan reddiyenin II. yy.'da Yunanlılar arasındaki başlıca temsilcileri aziz ius- tinos, Ouadratus, Sardinyalı Melito, Tatianos, Diognetos'a mektup'un bilinmeyen yazarı; Latinler'deyse Tertullianus ve Minicius Felix'tir. III. ve IV. yy.'larda, İskenderiyeli Klemes ve Origenes yunan; aziz Cyrrianus, Arnobius, Lactantius ise latin reddiyecilerdir. Ortaçağda, reddiye türünde, bilhassa yahudilere ve protestanlara karşı yöneltilmiş pek mühim olmayan yapıtlar yazıldı. Fakat Reformdan sonrasında, katolikleıfe protestanlar arasındaki kalem tartışması ön plana geçti. Bununla beraber, Pascal, Bossuet ve Grotius genel reddiye türünde yapıtlar verdiler. XIX. yy.'da Chateaubriand'm Le Gönie du ehristianisme ve La Mennais'nin l'Essai sur Tinditförence adlı yapıtları, bu genel reddiye türünü sürdürdü. Günümüzde reddiyecilik, kavgacı olmaktan çok II. Vatikan konsili'n- deki (ekim 1962 - kasım 1965) anlayışa uygun, uzlaştırıcı ve pozitif yönde eğilimler taşımaktadır.
*isi. Müslümanlıkta reddiye geleneğinin temeli Kuran'a dayanır. Kuran, İslam dışı dinlerin varlığı gerçeğini kabul etmekle beraber, genel olarak inançsızlığı ya da putatapartık benzer biçimde inançları, temelde doğru olsa da türlü nedenle bozulmuş (muharref) saydığı yahudilik ve hıristiyanlığı eleştirir ve bunlardaki bazı yanlışlıkları ortaya koyar. Ek olarak putatapanlar, yahudiler ve hristiyanlarca Hz. Muhammet ve dinine ya da mukaddes kitabına karşı yöneltilen eleştirilere cevap ve reddiye durumunda birçok ayet vardır. Aynı mevzu Hz. Muhammet'in
hadislerinde de oldukça geniş yer meblağ.
Bilhassa VIII. yy.'dan başlayarak yahu- di ve daha çok hıristiyan yazarlarının İslam dinini eleştirici ve karalayıcı emekler halletmeye hız vermeleri üstüne, başta mutezile önde gelenleri, sonrasında diğeri birçok İslam bilgini bu eleştirileri yanıtlamak, başka dinlerdeki yanlış inançları, islamın benimsediği ilkelere, akla, bilimsel ve tarihsel gerçeklere uymayan yönleri ortaya koymaya ve böylece müslü- manlığı savunmaya, müslümanları karşı görüşlerin zararından korumaya çalıştılar. Bunların haricinde müslüman bilginlerin kendi ara'arındaki görüş ayrılıkları sebebiyle karşı mezheplerden olanları eleştirmek amacına yönelik yazılı çalışmalarına da reddiye denildi.
Müslümanların reddiye türündeki yapıtlarda inceleyerek eleştirdikleri dinlerin ve inançların başlıcaları şunlardır:
1. İslam öncesi arap dinleri ve inançlan. Bu dinler ve inançlar çoğu zaman Ehl ül -esnam ve mezhep ül-arap fi'l cahiliye (Putatapanlar ve Cahiliye devrinde Araplar'ın mezhebi) adı altında incelenen arap putataparlığı ile es-sabiun (sabiiler) başlığı altında incelenen sabiilikten oluşur Bu emekler, eleştirisel niteliklerinin yanında eski arap dinleri ve inançları hakkında tanıtıcı bilgiler içermeleri bakımından da büyük kıymet taşır.
2. Eski İran dinlen. Reddiyelerde ele alınan bu din ve inançların başlıcaları el -mecus (mecusiler), et-mezdekiye (mezdekler) ve es-seneviye (ikicilikçiler, düalistler) başlıkları altında ele alınmıştır, ikicilik- çilerin mezhep ve grup zincirleri içinde el-maneviye ya da el-menaviye (manicilik) üstünde önemle durulmuştur meşhur felsefeci ve kelam bilgini Fahrettin er-Razi'nin itikadat (inançlar) adlı yapıtında es-seneviye başlığı altında maneviye, deysaniye, markuniye ve mezdekiye inançları incelenmiştir. Mutezile bilginlerinden Kadı Abdülceb- bar'ın el-Muğni adlı yapıtında sözü edilen inançlara mahaniye, sıyamiye ve mıklasiye de eklenmiştir.
3. Hint inançları. Bu alanda Mezheb ül -berahmiye (Brahmanlar mezhebi) ve Ashab ûl-büdd, Ehl ül-bidada (Buddhacılık) benzer biçimde kitaplar üstünde durulmuştur.
4. Kitaplı dinler. Bu dinlerden yahudiliği eleştiren kitaplar çoğunlukla er-Red ale'l-yahud, hıristiyanlığı eleştirenler de er -Red ale'n-nasara diye anılırlar. el-Asamm' ın (öl. 816) er-Red ale'l-yahud adlı yapıtı yahudiliğe karşı yazılmış ilk reddiyeler içinde yer alır. Ondan sonra meşhur eşari ke- lamcılarından el-Cüveyni, Ebülbaka el- Caferi, ibni Kayyim el-Cezviye de yahudiliğe karşı bu tür yapıtlar kaleme aldılar. Genel dinler ve mezhepler zamanı türünden olan İbn Hazm'ın el-Fas fi'l milel, Abdül- kahir el-Bağdadi'nin el-Fark beyn el-firak adlı yapıtları reddiye türünün kıymetli klasiklerinden sayılırlar.
Tarih süresince müslüman bilginler dinsel, tarihsel, siyasal vb. nedenlerle daha çok hıristiyanlara karşı reddiyeler yazdılar. Abdullah bin İsmail el-Haşimi'nin (öf. 850) Risale ilâ Abdülmesih Isa; Ali bin Rebi bin et-Taberi (öl. 855), Kasım bin İbrahim (öl. 860) ve meşhur felsefeci el-Kindi'nin (öl. 873) üçü de er-Red ale'n nasara adını taşıyan yapıtları, Gazali'nin er-Redd ül-cemiTi bu alandaki en eski örnekler içinde yer alırlar.
Hıristiyan din ve bilim adamlarının İslam dininin ortaya çıkmasından sonrasında devamlı İslamlık, Hz. Muhammet ve Kuran ile alakalı eleştirileri, bilhassa de misyonerlik etkinlikleri sebebiyle müslümanlar da hıristiyanlara karşı reddiyeler yazdırmayı sürdürdüler. Bunlar içinde ilk dönemlerden adım atmak suretiyle, yahudi ya da hıristiyanken müslüman olan Ali bin Rebi bin et -Taberi, Haşan bin Eyüp (öl. 987), Sait bin Haşan (öl. 1320), Abdullah Tercüman (öl. 1866), İbrahim Müteferrika (öl. 1745), modern yazarlardan Abdülahat Davut (Davit Benjamin) ve Maurice Bucaille'nin reddiyeleri hususi bir kıymet ve anlam taşır.
ilk dönemlerden başlayarak yahudiler ve hıristiyanlar tarafınca İslam dinine yönelik reddiyeler de yazıldı. Müslümanlığa karşı reddiyeler kaleme almayı başlangıçta İslam topraklannda yaşayan müslüman olmayanlar yürütürlerken daha sonraları bizanslı ve diğeri batılı yazarlar da bu etkinliklere yoğun bir şekilde katıldılar. Bilhassa XIII. ve XIV. yy.'lar, İslam dinine ve Hz. Muhammet'in kişiliğine karşı meydana getirilen eleştiri ve saldırıların zirve noktası oldu. Müslümanlar, diğeri kitaplı dinleri ve peygamberleri tanıdıklarından, reddiyelerinde kesinlikle bunlara karşı saygısız bir tutum ve tavır takınmazlarken hıristiyan yazarlar, İslam dininin tümüyle uydurma ve şeytan işi bulunduğunu öne sürdüler, Hz. Muhammet hakkında yakışıksız ifadeler kullandılar. Sadece, Aydınlanma süreci (XV. yy. sonları) ile beraber hıristiyanlar içinde İslam dini hakkında bir yumuşama başladı, daha yansız değerlendirmelere gidildi. Mesela Boulainvilliers (1658 -1722) Vie de Mahomet adlı yapıtında Hz. Muhammet'in naturel ve akla uygun bir din kurması sebebiyle İslam peygamberini emsalsiz bir düşünür tipi olarak gösterdi.
XX. yy.'ın ikinci yarısından sonrasında hıristiyanların müslümanlara karşı bakışlarında çok daha köklü değişmeler oldu. II. Vatikan konsili'nde benimsenen metinde İslam dini hakkında şu görüşlere yer verildi: "Kurtuluş çizgisi, aynı şekilde Yaratıcı'yı kabul edenleri, başta İbrahim'in imanına haiz olduklarını açıklayarak bizimle bir olan, merhametli, insanları son günde yargılayacak Tanrı'ya tapan müslümanları da kuşatır." denildi.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR