RES a. (ar. re's). Esk. 1. Baş, kafa. 2. Başkan, reis. 3. Başlangıç. 4. Tepe, uç, uç nokta. 5. Koyun, keçi türünden küçükbaş hay...
RES a. (ar. re's). Esk.
1. Baş, kafa.
2. Başkan, reis.
3. Başlangıç.
4. Tepe, uç, uç nokta.
5. Koyun, keçi türünden küçükbaş hayvan.
6. Res-i cebel, bir dağın en yüksek noktası, tepesi. || Res-i kâr - resİkâr. || Res-ül-hikmet-i mahafe- tullah, res-ül-hikmet-i muhabbet-ullah, Tanrı korkusu ya da Tanrı sevgisi. || Res -ül-mal - RESüLMAL.
*Esk. anat. Baş.
*Esk. bot. Bitkilerin kökten en uzak olan kısmı.
*Esk. coğ. Kıyıda belirgin çıkıntı, burun.
*Esk. mat. tepe ve KûŞE'nin eşanlamlısı. || Res-i mahrut, koni, piramidin tepesi.
RES sıf. (fars. resıden'üen res). Esk. "Getiren, eriştiren†anlamlarıyla bileşikler yapar: dest-res (DEST), teryad-res (feryada yetişen), meded-res (imdada koşan), müjde-res (müjde getiren, müjdeci), nevres ( NEVRES.)
RES a. (ar. ress).
1. Hastalığın bedene yerleşmesi.
2. Bir haberin insanoğlu içinde yayılması.
3. İçi taşla örülü kuyu.
4. Bir şeyin başlangıcı.
*Ed. Divan şiirinde uyakta tesis†adıyla anılan eliften önceki sessiz harfin harekesi. (Sessiz harfi elif izlediği için hareke yalnızca fetha olur. Örn.: "Marifet iltifata tabidir / Müşterisiz meta zayidir". Burada uyağı oluşturan sözcükler arap harfleriyle şöyleki yazılır: "te-elif-be-ayınâ€, "dat-elif -ye-ayın". “Elif†tesistir. Ondan önceki “te†yi "ta", "dat'T "za" şeklinde okutan hareke [fetha] ise "res"tir.)
1. Baş, kafa.
2. Başkan, reis.
3. Başlangıç.
4. Tepe, uç, uç nokta.
5. Koyun, keçi türünden küçükbaş hayvan.
6. Res-i cebel, bir dağın en yüksek noktası, tepesi. || Res-i kâr - resİkâr. || Res-ül-hikmet-i mahafe- tullah, res-ül-hikmet-i muhabbet-ullah, Tanrı korkusu ya da Tanrı sevgisi. || Res -ül-mal - RESüLMAL.
*Esk. anat. Baş.
*Esk. bot. Bitkilerin kökten en uzak olan kısmı.
*Esk. coğ. Kıyıda belirgin çıkıntı, burun.
*Esk. mat. tepe ve KûŞE'nin eşanlamlısı. || Res-i mahrut, koni, piramidin tepesi.
RES sıf. (fars. resıden'üen res). Esk. "Getiren, eriştiren†anlamlarıyla bileşikler yapar: dest-res (DEST), teryad-res (feryada yetişen), meded-res (imdada koşan), müjde-res (müjde getiren, müjdeci), nevres ( NEVRES.)
RES a. (ar. ress).
1. Hastalığın bedene yerleşmesi.
2. Bir haberin insanoğlu içinde yayılması.
3. İçi taşla örülü kuyu.
4. Bir şeyin başlangıcı.
*Ed. Divan şiirinde uyakta tesis†adıyla anılan eliften önceki sessiz harfin harekesi. (Sessiz harfi elif izlediği için hareke yalnızca fetha olur. Örn.: "Marifet iltifata tabidir / Müşterisiz meta zayidir". Burada uyağı oluşturan sözcükler arap harfleriyle şöyleki yazılır: "te-elif-be-ayınâ€, "dat-elif -ye-ayın". “Elif†tesistir. Ondan önceki “te†yi "ta", "dat'T "za" şeklinde okutan hareke [fetha] ise "res"tir.)
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR