Saçma isim 1 . Saçmak işi. 2 . denizcilik Bir tür balık ağı, serpme ağ. 3 . Avda kullanılan fişeklerin içine konulmuş olan, ...
Saçma
isim
1 . Saçmak işi.
2 . denizcilik Bir tür balık ağı, serpme ağ.
3 . Avda kullanılan fişeklerin içine konulmuş olan, türlü boylardaki ufak ve yuvarlak kurşun tanesi:
4 . ödat, mecaz Akla uygun olmayan, pestenkerani, absürt:
5 . ödat Yersiz bulunan.
6 . mecaz Yersiz, akla aykırı, tutarsız söz:
7 . ödat Bu şekilde söz söyleyen ya da iş icra eden:
isim
1 . Saçmak işi.
2 . denizcilik Bir tür balık ağı, serpme ağ.
3 . Avda kullanılan fişeklerin içine konulmuş olan, türlü boylardaki ufak ve yuvarlak kurşun tanesi:
"Ben fişeklerin barutunu, tapasını, saçmasını koyarım, beybaba!"- A. Gündüz.
4 . ödat, mecaz Akla uygun olmayan, pestenkerani, absürt:
"Kapıldığı tüm fikirler saçma, kurduğu tüm hayaller boşunaydı."- E. Şafak.
5 . ödat Yersiz bulunan.
6 . mecaz Yersiz, akla aykırı, tutarsız söz:
"Bırak şu saçmaları! Tekrar bahsini etme."- R. H. Karay.
7 . ödat Bu şekilde söz söyleyen ya da iş icra eden:
"Saçma adam."- .
Birleşik Sözler
- saçma sapan
- deli saçması
üsteki üyeyi Saçma Bir Nedenden Dolayı Banlayın
Rüyada Saçma Görmek
Saçma Tiyatrosu
SAÇMA a.
1. Saçmak eylemi.
2. Çoğul olarak kullanıldığında, yersiz, akla ve sağduyuya aykırı söz ya da davranış: Bu saçmalara kimse inanmaz. Bırak bu saçmaları da kendine uğraşacak daha iyi bir şey bul.
*Avc. Yakıcı silahların fişeklerine konan kurşun tanecikleri. (Bk. ansikl. böl.) || ince saçma, ufak av hayvanlan için kullanılan 10 numaradan ufak saçma. (Kimi zaman balık oltalarında da safra olarak kullanılır)
*Ed. ve Fels. Saçma felsefesi, Jean-Paul Sartre ve Albert Camus benzer biçimde yazarların dünya görüşü. (Bk. ansikl. böl.)
*Fels. Varoluşçuların, anlam ifade etmeyen ve temelden yoksun bulunduğunu düşündükleri insanoğlunun durumunu söylemek için kullandıkları sözcük.
*Mant. ve Mat. Saçmaya indirgeme, bir önermeyi, onun inkârının bir çelişkiye varacağını göstererek geçerli kılan usavurma.
*Metalürj. Tane durumuna getirilmiş metal. (Bk. ansikl. böl.) || Saçma savurmayla temizleme, bir türbin yardımıyla bir parçanın yüzeyine saçma fırlatmak eylemi. (Bu uygulama, yüzeydeki oksitlerin kazınarak tufallerin giderilmesi, kalıcı şekil değiştirmeye bağlı olarak yüzeysel bir sertleşmenin sağlanması, korozyona ve parçanın yorulmasına karşı direnci artıran bundan sonra tazyik gerilmelerinin araç-gereç yüzeyine yayılması benzer biçimde türlü etkisinde bırakır gösterir.) || Soğuk saçma, bir döküm parçasının yüzeyinde ya da özünde görülen özür; parçanın kütlesinden ilkin katılaşmış bir metal damlasından meydana gelen bu özürün yüzeyi, çevresindeki kütleyle tam olarak kaynaşmaz. (Soğuk saçmalar ya çok fena uygulanan bir döküm işleminden [metalin çok soğuk olması, metal damlalarının sıçraması] ya da kalıbın iyi beslenmemesinden ileri gelir.)
sıf.
1. Akla, mantığa, sağduyuya aykırı, anlam ifade etmeyen bir şey için kullanılır: Bu saçma bir itiraz. Bu durumun sonsuza dek süreceğine inanmak saçma. Saçma önyargılar. Saçma bir film.
2. Akılsızca konuşan ya da davranan kimse için kullanılır: Ne saçma adam, bir söylediği bir söylediğine uymuyor.
3. Saçma sapan, gereksiz, tutarsız, içinde mantık ilişkisi bulunmayan söz için kullanılır: Bırak bu saçma sapan sözleri. || Saçma sapan konuşmak, boş, anlam ifade etmeyen şekilde, düşüncesizce konuşmak: Saçma sapan konuşmada üzerine yoktur.
*ANSİKL. Avc. Av fişeklerinde kullanılan saçmaların numarası 1-12 içinde değişiyor. Saçmanın numarası büyüdükçe fişek içindeki saçma sayısı da büyür (ama çapları küçülür). Çiftelerde, yuvalara saçma çapı değişik fişekler konulabilir (iri saçmalı fişek ikinci el ateş için saklanır, çünkü bu saçmalar daha uzağa ulaşır). Bununla birlikte saçma büyüklüğü mevsimden mevsime (aynı hayvan için kışın daha ufak numaralı, yazın daha büyük numaralı saçma kullanılır) ve avlanan hayvana (yabani ördek [y=yazın; k=kışın]; y 3-5; k 1-3; sülün: y 5-7, k 3-5; çulluk: y 7-8, k 6-7; keklik: y 6 -7, k 5-6; bıldırcın: y 10-12, k 7-8; tavşan: y 5-7, k 3-5; tilki: y 5-7, k 3-5) nazaran de değişiyor: hayvanların postları kışın daha sık tüylü ve kıllı olduğundan daha iri saçmalar kullanmakta fayda vardır.
*Ed. ikinci Dünya savaşı'ndan sonrasında, saçma felsefesi diye adlandırılan ve Fransa'da sözcülüğünü J.-R Sartre'ın, bilhassa de Camus'nün (Yabancı, Sisyphos efsanesi) yapmış olduğu felsefe etrafında, yaşamın belirgin bir anlamdan da, ereklilikten de yoksun bulunduğunu korumak için çaba sarfeden bir edebiyat dünyaya geldi. Bir çok sanatçı ve düşünürün emek harcamaları güzel duyu ve ideolojik düzeyde bu anlayışın öncüsüdür. (Bu tür şeyler içinde Jonson'un mizaçlar kuramını, Lewis Carroll'un nosense'ını, Kierkegaard'ın boğuntusunu, Jarry'nin patafiziğini, Dostoyevskiy, Şestov, Kafka'nın yapıtlarını sayabiliriz. Modern tiyatro da, iletişimsizlik temasını işleyerek, saçmayı klasik ağlatısal anlayışının çağdaş tiyatrodaki karşılığı durumuna getirdi (Adamov, ionesco, Pinter). Joyce'u ve İrlanda groteskini örnek alan Beckett ise, bekleyişi ve düşkırıklığını temsil eden figürleriyle bu akımın en yetkin örneklerini yarattı. İtalyan yenigerçekçileri, polonyalı yazar Gombrovvicz ve Hemingvvay'in katkılanyla Yahudller'in çizgidışı tutumunu bağdaştıran amerikalı yazarlar (Malamud) da bu harekete oldukça yakındır. Tüm bu sanatçıların yapıtlarında bir dil sorunsalı vardır: yaşamsal bir ereklilik var olmadığı için, sözcükler bundan sonra nesnelere bağlı değildir. Tiyatro günlük söylemin parodili bir yansımasını verir; roman da, her şeyin, hiçbir gerçeği işaret etmeden yalnız saptamakla sınırlandığı, çıplak, sıralayıcı bir betimlemeye dönüşür.
*Metalürj. Saçma, taneleme, mekanik işleme ya da bir su dolu kaba erimiş ve ince damlalar halinde metalin düşürülmesiyle üretilir; elde edilmiş taneler elemeyle sınıflandırılır ve ayıklanır. Av saçmalarında en küçükleri 12 numarayı taşır ve kurşun köpüğünü oluşturur; en irileri 000 (üç sıfır) derecesindedir.
1. Saçmak eylemi.
2. Çoğul olarak kullanıldığında, yersiz, akla ve sağduyuya aykırı söz ya da davranış: Bu saçmalara kimse inanmaz. Bırak bu saçmaları da kendine uğraşacak daha iyi bir şey bul.
*Avc. Yakıcı silahların fişeklerine konan kurşun tanecikleri. (Bk. ansikl. böl.) || ince saçma, ufak av hayvanlan için kullanılan 10 numaradan ufak saçma. (Kimi zaman balık oltalarında da safra olarak kullanılır)
*Ed. ve Fels. Saçma felsefesi, Jean-Paul Sartre ve Albert Camus benzer biçimde yazarların dünya görüşü. (Bk. ansikl. böl.)
*Fels. Varoluşçuların, anlam ifade etmeyen ve temelden yoksun bulunduğunu düşündükleri insanoğlunun durumunu söylemek için kullandıkları sözcük.
*Mant. ve Mat. Saçmaya indirgeme, bir önermeyi, onun inkârının bir çelişkiye varacağını göstererek geçerli kılan usavurma.
*Metalürj. Tane durumuna getirilmiş metal. (Bk. ansikl. böl.) || Saçma savurmayla temizleme, bir türbin yardımıyla bir parçanın yüzeyine saçma fırlatmak eylemi. (Bu uygulama, yüzeydeki oksitlerin kazınarak tufallerin giderilmesi, kalıcı şekil değiştirmeye bağlı olarak yüzeysel bir sertleşmenin sağlanması, korozyona ve parçanın yorulmasına karşı direnci artıran bundan sonra tazyik gerilmelerinin araç-gereç yüzeyine yayılması benzer biçimde türlü etkisinde bırakır gösterir.) || Soğuk saçma, bir döküm parçasının yüzeyinde ya da özünde görülen özür; parçanın kütlesinden ilkin katılaşmış bir metal damlasından meydana gelen bu özürün yüzeyi, çevresindeki kütleyle tam olarak kaynaşmaz. (Soğuk saçmalar ya çok fena uygulanan bir döküm işleminden [metalin çok soğuk olması, metal damlalarının sıçraması] ya da kalıbın iyi beslenmemesinden ileri gelir.)
sıf.
1. Akla, mantığa, sağduyuya aykırı, anlam ifade etmeyen bir şey için kullanılır: Bu saçma bir itiraz. Bu durumun sonsuza dek süreceğine inanmak saçma. Saçma önyargılar. Saçma bir film.
2. Akılsızca konuşan ya da davranan kimse için kullanılır: Ne saçma adam, bir söylediği bir söylediğine uymuyor.
3. Saçma sapan, gereksiz, tutarsız, içinde mantık ilişkisi bulunmayan söz için kullanılır: Bırak bu saçma sapan sözleri. || Saçma sapan konuşmak, boş, anlam ifade etmeyen şekilde, düşüncesizce konuşmak: Saçma sapan konuşmada üzerine yoktur.
*ANSİKL. Avc. Av fişeklerinde kullanılan saçmaların numarası 1-12 içinde değişiyor. Saçmanın numarası büyüdükçe fişek içindeki saçma sayısı da büyür (ama çapları küçülür). Çiftelerde, yuvalara saçma çapı değişik fişekler konulabilir (iri saçmalı fişek ikinci el ateş için saklanır, çünkü bu saçmalar daha uzağa ulaşır). Bununla birlikte saçma büyüklüğü mevsimden mevsime (aynı hayvan için kışın daha ufak numaralı, yazın daha büyük numaralı saçma kullanılır) ve avlanan hayvana (yabani ördek [y=yazın; k=kışın]; y 3-5; k 1-3; sülün: y 5-7, k 3-5; çulluk: y 7-8, k 6-7; keklik: y 6 -7, k 5-6; bıldırcın: y 10-12, k 7-8; tavşan: y 5-7, k 3-5; tilki: y 5-7, k 3-5) nazaran de değişiyor: hayvanların postları kışın daha sık tüylü ve kıllı olduğundan daha iri saçmalar kullanmakta fayda vardır.
*Ed. ikinci Dünya savaşı'ndan sonrasında, saçma felsefesi diye adlandırılan ve Fransa'da sözcülüğünü J.-R Sartre'ın, bilhassa de Camus'nün (Yabancı, Sisyphos efsanesi) yapmış olduğu felsefe etrafında, yaşamın belirgin bir anlamdan da, ereklilikten de yoksun bulunduğunu korumak için çaba sarfeden bir edebiyat dünyaya geldi. Bir çok sanatçı ve düşünürün emek harcamaları güzel duyu ve ideolojik düzeyde bu anlayışın öncüsüdür. (Bu tür şeyler içinde Jonson'un mizaçlar kuramını, Lewis Carroll'un nosense'ını, Kierkegaard'ın boğuntusunu, Jarry'nin patafiziğini, Dostoyevskiy, Şestov, Kafka'nın yapıtlarını sayabiliriz. Modern tiyatro da, iletişimsizlik temasını işleyerek, saçmayı klasik ağlatısal anlayışının çağdaş tiyatrodaki karşılığı durumuna getirdi (Adamov, ionesco, Pinter). Joyce'u ve İrlanda groteskini örnek alan Beckett ise, bekleyişi ve düşkırıklığını temsil eden figürleriyle bu akımın en yetkin örneklerini yarattı. İtalyan yenigerçekçileri, polonyalı yazar Gombrovvicz ve Hemingvvay'in katkılanyla Yahudller'in çizgidışı tutumunu bağdaştıran amerikalı yazarlar (Malamud) da bu harekete oldukça yakındır. Tüm bu sanatçıların yapıtlarında bir dil sorunsalı vardır: yaşamsal bir ereklilik var olmadığı için, sözcükler bundan sonra nesnelere bağlı değildir. Tiyatro günlük söylemin parodili bir yansımasını verir; roman da, her şeyin, hiçbir gerçeği işaret etmeden yalnız saptamakla sınırlandığı, çıplak, sıralayıcı bir betimlemeye dönüşür.
*Metalürj. Saçma, taneleme, mekanik işleme ya da bir su dolu kaba erimiş ve ince damlalar halinde metalin düşürülmesiyle üretilir; elde edilmiş taneler elemeyle sınıflandırılır ve ayıklanır. Av saçmalarında en küçükleri 12 numarayı taşır ve kurşun köpüğünü oluşturur; en irileri 000 (üç sıfır) derecesindedir.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR