SAPITMAK gçz. f. Tkz. 1. Bir kimseden söz ederken, ruhsal bir bunalıma düşmek, delirmek: Kadıncağız o vakadan Sonrasında sapıttı. 2...
SAPITMAK gçz. f. Tkz.
1. Bir kimseden söz ederken, ruhsal bir bunalıma düşmek, delirmek: Kadıncağız o vakadan Sonrasında sapıttı.
2. Bir kimseden söz ederken, akla mantığa sığmayan saçma sapan sözler söylemek, davranışlarda bulunmak; saçmalamak: Konuştukça sapıtıyorsun.
3. Bir kimseden söz ederken, söyleyeceği sözü, gideceği yolu vb. şaşırmak: Karanlık basınca yolumuzu sapıttık.
4. Bir şeyden söz ederken, iyi çalışmamak, işlememek, işlevini tam yerine getirmemek: Bu TV de iyice sapıttı, kimi zaman ses vermiyor, kimi zaman görüntü.
1. Bir kimseden söz ederken, ruhsal bir bunalıma düşmek, delirmek: Kadıncağız o vakadan Sonrasında sapıttı.
2. Bir kimseden söz ederken, akla mantığa sığmayan saçma sapan sözler söylemek, davranışlarda bulunmak; saçmalamak: Konuştukça sapıtıyorsun.
3. Bir kimseden söz ederken, söyleyeceği sözü, gideceği yolu vb. şaşırmak: Karanlık basınca yolumuzu sapıttık.
4. Bir şeyden söz ederken, iyi çalışmamak, işlememek, işlevini tam yerine getirmemek: Bu TV de iyice sapıttı, kimi zaman ses vermiyor, kimi zaman görüntü.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR