SARIKLI sıf. Başında sarığı olan, başına sarık sarmış olan kimse için kullanılır. *Tasav. Sarıklı sikke, mevlevilerin giydiği, “d...
SARIKLI sıf. Başında sarığı olan, başına sarık sarmış olan kimse için kullanılır.
*Tasav. Sarıklı sikke, mevlevilerin giydiği, “destar" da denilen özel sarıklı başlık. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Kur. tar. Sarıklı alayı on iki sarıklı ve müezzin, kırk has ağa ile 40-50 kadar hasekiden oluşurdu. Hasekilerin ellerinde şimşir bulunurdu. Sarıkçılar, “Destar-ı hümayun†denilen padişahın sarığını sırayla taşırlardı. Bu sarığın değerli taşlardan yapılmış bir sorgucu vardı ve sarık selamlıkta toplanmış olan cemaate gösterilirdi. Bu tören Mahmut II döneminde (1808-1839) kaldırıldı.
*Tasav. Mevlevilerin giydiği başlığa sikke, buna sarılan özel sarığa da destar denirdi. Bu sarıkla sarılmış başlık sarıklı sikke, sarıksız başlık ise dal sikke adını alırdı. Sarıklı sikke giyme, tarikat büyüğü olan çelebinin "tekbirlendirme†denilen özel iznine bağlıydı. Sarıklı sikkedeki sarığın, kullananların tarikattaki derecelerine göre değişen çeşitli renkleri vardı.
*Tasav. Sarıklı sikke, mevlevilerin giydiği, “destar" da denilen özel sarıklı başlık. (Bk. ansikl. böl.)
* a. Müslüman din adamı; hoca.
*Kur. tar. Sarıklı alayı, Osmanlılar'da cuma selamlıklarındaki törene başlarındaki sarıklarla katılan topluluk. (Bk. ansikl. böl.)
*Kur. tar. Sarıklı alayı, Osmanlılar'da cuma selamlıklarındaki törene başlarındaki sarıklarla katılan topluluk. (Bk. ansikl. böl.)
*Tasav. Mevlevilerin giydiği başlığa sikke, buna sarılan özel sarığa da destar denirdi. Bu sarıkla sarılmış başlık sarıklı sikke, sarıksız başlık ise dal sikke adını alırdı. Sarıklı sikke giyme, tarikat büyüğü olan çelebinin "tekbirlendirme†denilen özel iznine bağlıydı. Sarıklı sikkedeki sarığın, kullananların tarikattaki derecelerine göre değişen çeşitli renkleri vardı.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR