saz (I) isim 1. isim Çoğu zaman su kıyılarında, bataklık yerlerde yetişen ince, açık sarı renkli kamış, hasır otu, kiliz, kofa ...
saz (I)
isim
1. isim Çoğu zaman su kıyılarında, bataklık yerlerde yetişen ince, açık sarı renkli kamış, hasır otu, kiliz, kofa
"Köyün saz kaplı, karanlık çökmüş damlarına seslendi." - H. E. Adıvar
2. ödat Bu kamıştan yapılmış
Birleşik Sözler
- saz benizli
- saz rengi
- saz tavuğu
isim, müzik Farsça sÂ¥z
1. isim, müzik Her tür müzik aracı, çalgı
2. Türk halk müziğinde bağlama, cura, tar vb. mızraplı çalgıların genel adı
3. Türk halk müziğinde kullanılan, gövdesi ağaçtan oyularak yapılmış, telli, uzun saplı çalgı, bağlama
"İnce ve yüksek bir sanat eseri olan saz da milliyetimizin bir hususiyetidir." - A. Ş. Hisar
4. Birden çok çalgının bulunmuş olduğu ekip
5. Çalgılı eğlence yeri
Birleşik Sözler
- saz eseri
- sazevi
- saz semaisi
- saz şairi
- saz şiiri
- saz ekibi
- ince saz
- ritim saz
- divan sazı
- meydan sazı
- elektronik sazlar
- nefesli sazlar
- telli sazlar
- üflemeli sazlar
- vurmalı sazlar
- yaylı sazlar
TDK, Türk Dil Kurumu
Leyla Saz Hanım
Saz çalmaya yarayan minik aparatın adı nedir?
Bağcılar Halk Eğitimi Merkezi saz kursu tutarları nedir?
Saz
.Org Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Tezeneyle çalınan, şişkin gövdeli, ince uzun saplı ve telli halk çalgılarının genel adı. Gövdesi çoğu zaman kestane ve dut ağacından yekpare oyularak yapılır ve üstü çam ağacından bir kapakla kapatılır. Çoğu zaman gürgenden meydana getirilen sapı sonradan eklenmiş olur. Altı, sekiz ve on iki telli olabilir. Ebatlarına ve tellerinin sayısına gore değişik adlarla anılır. En küçüğüne cura, orta boy olanına bağlama, üçer üçer çekilmiş on iki teli bulunan en büyüğüne de divan sazı (ya da meydan sazı, âşık sazı, çöğür) denir. Elektrik düzeneğiyle sesi yükseltilenlere elektrosaz adı verilir. Türk müziğinde ud, keman, kanun, tambur, tef benzer biçimde çalgı ekibi incesaz olarak bilinir. Bazen her türlü çalgı aletini anlatmak için de "saz" adı kullanılır.
Saz
Gövdesi ince uzun, kamış biçiminde olan kimi otsu bitkilerin genel adı, hasırotu, kiliz, kofa. Çoğu zaman bataklık kıyılarda (ırmak ya da deniz) yetişir. Sert ve dayanıklı sapları sepet, kulübe, kalem vb. yapımında kullanılır. En malum sazlar hasırotu ya da saz kamışı (Juncus), sazotu (Scirpus), deniz sazı (Zostera) vb.dir.
.Org Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Tezeneyle çalınan, şişkin gövdeli, ince uzun saplı ve telli halk çalgılarının genel adı. Gövdesi çoğu zaman kestane ve dut ağacından yekpare oyularak yapılır ve üstü çam ağacından bir kapakla kapatılır. Çoğu zaman gürgenden meydana getirilen sapı sonradan eklenmiş olur. Altı, sekiz ve on iki telli olabilir. Ebatlarına ve tellerinin sayısına gore değişik adlarla anılır. En küçüğüne cura, orta boy olanına bağlama, üçer üçer çekilmiş on iki teli bulunan en büyüğüne de divan sazı (ya da meydan sazı, âşık sazı, çöğür) denir. Elektrik düzeneğiyle sesi yükseltilenlere elektrosaz adı verilir. Türk müziğinde ud, keman, kanun, tambur, tef benzer biçimde çalgı ekibi incesaz olarak bilinir. Bazen her türlü çalgı aletini anlatmak için de "saz" adı kullanılır.
Saz
Gövdesi ince uzun, kamış biçiminde olan kimi otsu bitkilerin genel adı, hasırotu, kiliz, kofa. Çoğu zaman bataklık kıyılarda (ırmak ya da deniz) yetişir. Sert ve dayanıklı sapları sepet, kulübe, kalem vb. yapımında kullanılır. En malum sazlar hasırotu ya da saz kamışı (Juncus), sazotu (Scirpus), deniz sazı (Zostera) vb.dir.
SAZ a.
1. ince kamış, çayırsazı, hasırsa- zı benzer biçimde sulak yer ve bataklık bitkilerine verilen genel ad.
2. Bataklıklarda yetişen biryıllık ya da çokyıllık otsu nebat. (Azca sayıda olan yaprakları çoğu zaman uzun ve dar, bazılarında kın halindedir. Çiçekler erdi- şidir ve başakçıklar halinde kümelenmiştir. Bil. a. scirpus; papirüsgiller familyası. 300 tür.) [Bk. ansikl. böl ]
3. Saz öbeği, bataklıklarda biten kamış ve saz benzer biçimde bitkilerden oluşan azca ya da çok büyük nebat topluluğu. (Saz öbekleri, kimi süre bir metreden fazla su üzerine çıkan değirmi kütleler oluşturur.)
*El sarıt. Aşağı saz - KOL.
sıf.
1. Sazdan yapılmış: Saz damlı minik bir kulübede oturuyorlar. Saz yastık.
2. Saz benizli, yüzü nefes, sarı renkli kimse için kullanılır.
*Mim. Saz kulübe, sıcak iklimlerde yapılattı, biçimi ve yapım seçimi bölgeden bölgeye değişik özellikler gösteren, saman çatılı konut.
*Süslem. sant. Saz yaprak - HANÇER- YAPRAK.
*ANSİKL Adi saz (Scirpus lacustris) Anadolu'da göl ve dere kenarlarında, kumlu yerlerde bolca yetişen bir bitkidir. Sapları kurutulduktan sonrasında sandalyelerin oturulacak yerlerini örtmekte, kök ve köksapları infusyon yapılarak halk hekimliğinde idrar söktürücü ve diyabet ilacı olarak kullanılır.
SAZ a. (fars. sâz).
1. ÇALGl'nın eşanlamlısı.
2. BAĞLAMA'nın eşanlamlısı.
3. Çalgı ekibi.
4. İçkili ve çalgılı eğlence yeri; pavyon.
5. Saz âlemi, saz çalınıp, şarkı söylenerek meydana getirilen eğlenti.
*Ed. Saz şairi - AŞIK.
*Müz. Saz düzeni * KARA- DüZEN. || Saz eseri, türk müziğinde, yalnızca çalgılarla seslendirilen yapıtların genel adı. (Belli başlı saz eseri formları: peşrev, sazsema- isi ve çeşitli oyun havaları.) || Saz semaisi -SAZSEMAİSİ
SAZ sıf. (fars. sahten, yapmak'tan sâz) Esk. “Yapanâ€, "eden" anlamında bileşik sözcükler oluşturur: aram-saz (dinlenen), cilve-saz (cilve icra eden), çare-saz (deva kabul eden), hatır-saz (gönül alan, hatır sayan), merhem-saz (merhem icra eden), nagam -saz, nağme-saz (nağme icra eden), na-saz (uygunsuz) vb.
1. ince kamış, çayırsazı, hasırsa- zı benzer biçimde sulak yer ve bataklık bitkilerine verilen genel ad.
2. Bataklıklarda yetişen biryıllık ya da çokyıllık otsu nebat. (Azca sayıda olan yaprakları çoğu zaman uzun ve dar, bazılarında kın halindedir. Çiçekler erdi- şidir ve başakçıklar halinde kümelenmiştir. Bil. a. scirpus; papirüsgiller familyası. 300 tür.) [Bk. ansikl. böl ]
3. Saz öbeği, bataklıklarda biten kamış ve saz benzer biçimde bitkilerden oluşan azca ya da çok büyük nebat topluluğu. (Saz öbekleri, kimi süre bir metreden fazla su üzerine çıkan değirmi kütleler oluşturur.)
*El sarıt. Aşağı saz - KOL.
sıf.
1. Sazdan yapılmış: Saz damlı minik bir kulübede oturuyorlar. Saz yastık.
2. Saz benizli, yüzü nefes, sarı renkli kimse için kullanılır.
*Mim. Saz kulübe, sıcak iklimlerde yapılattı, biçimi ve yapım seçimi bölgeden bölgeye değişik özellikler gösteren, saman çatılı konut.
*Süslem. sant. Saz yaprak - HANÇER- YAPRAK.
*ANSİKL Adi saz (Scirpus lacustris) Anadolu'da göl ve dere kenarlarında, kumlu yerlerde bolca yetişen bir bitkidir. Sapları kurutulduktan sonrasında sandalyelerin oturulacak yerlerini örtmekte, kök ve köksapları infusyon yapılarak halk hekimliğinde idrar söktürücü ve diyabet ilacı olarak kullanılır.
SAZ a. (fars. sâz).
1. ÇALGl'nın eşanlamlısı.
2. BAĞLAMA'nın eşanlamlısı.
3. Çalgı ekibi.
4. İçkili ve çalgılı eğlence yeri; pavyon.
5. Saz âlemi, saz çalınıp, şarkı söylenerek meydana getirilen eğlenti.
*Ed. Saz şairi - AŞIK.
*Müz. Saz düzeni * KARA- DüZEN. || Saz eseri, türk müziğinde, yalnızca çalgılarla seslendirilen yapıtların genel adı. (Belli başlı saz eseri formları: peşrev, sazsema- isi ve çeşitli oyun havaları.) || Saz semaisi -SAZSEMAİSİ
SAZ sıf. (fars. sahten, yapmak'tan sâz) Esk. “Yapanâ€, "eden" anlamında bileşik sözcükler oluşturur: aram-saz (dinlenen), cilve-saz (cilve icra eden), çare-saz (deva kabul eden), hatır-saz (gönül alan, hatır sayan), merhem-saz (merhem icra eden), nagam -saz, nağme-saz (nağme icra eden), na-saz (uygunsuz) vb.
Kaynak: Büyük Larousse
Leyla Saz Hanım
Saz çalmaya yarayan minik aparatın adı nedir?
Bağcılar Halk Eğitimi Merkezi saz kursu tutarları nedir?
YORUMLAR