sehiv -hvi isim, eskimiş Arapça sehv Yanıltı. Sehiv (Yanılma) Secdesi ve Yapıldığı Haller SEHİV, -hvl a. (ar...
sehiv -hvi
isim, eskimiş Arapça sehv
- Yanıltı.
Sehiv (Yanılma) Secdesi ve Yapıldığı Haller
SEHİV, -hvl a. (ar. sehV). Esk.
1. Yanlış, yanlışlık: “Birçok da nâsih ve mürettib sehvleri var..." (Cevdet Paşa, XIX. yy.).
2. Yanılma, hata yapma: "Dün Fuzuli sehv edip geçmiş mey ü mahbubdan" (Fuzuli, XVI. yy.).
3. Sehv-i kalem, kalem hatası, yazım hatası. || Sehv-i mürettib, dizici hatası: “Sehv-i mürettibden okunamayan bizim sefileyi iyi mi buldunuz?" (Cevdet Paşa, XIX. yy.). || Sehv-i sarih, açıkça görünen yanlış. || Sehv-i tertib, dizgi hatası.
1. Yanlış, yanlışlık: “Birçok da nâsih ve mürettib sehvleri var..." (Cevdet Paşa, XIX. yy.).
2. Yanılma, hata yapma: "Dün Fuzuli sehv edip geçmiş mey ü mahbubdan" (Fuzuli, XVI. yy.).
3. Sehv-i kalem, kalem hatası, yazım hatası. || Sehv-i mürettib, dizici hatası: “Sehv-i mürettibden okunamayan bizim sefileyi iyi mi buldunuz?" (Cevdet Paşa, XIX. yy.). || Sehv-i sarih, açıkça görünen yanlış. || Sehv-i tertib, dizgi hatası.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR