Doğu hükümdarlarına daha doğrusu doğu kültürüne özgü bir yazınsal yapıt türü olan Şehname ile ilgili olarak genel bilgiler ve şehnamenin öze...
Doğu hükümdarlarına daha doğrusu doğu kültürüne özgü bir yazınsal yapıt türü olan Şehname ile ilgili olarak genel bilgiler ve şehnamenin özellikleri hakkında bilgi veren yazımız.
Doğu hükümdarlarının hayatlarını, bilhassa savaşlarını, savaşlardaki başarılarını, kahramanlıklarını, mübalâğalı bir üslûp ve heyecanla dile getiren eserlere «şehname» denir. Birçok Osmanlı, Arap, İran hükümdarları kendi adlarına şehnameler yazdırmış, bunun sonucu olarak da Doğu saraylarında şehnamecilik, aşağı yukarı, resmî bir vazife haline gelmiştir.
Şehnameler içinde ilk akla gelen yapıt, İran’ın en büyük şairlerinden Firdevsî‘nin «Şehname»sidir.
Firdevsî «Şehname»sini, kendi anlattığına gore, karşılığında alacağı ücretle kızına çeyiz düzebilmek için yazmıştır. Gazne İmparatoru Mahmut, Firdevsî’ye, yazacağı destanî eserin her beyti için bir dirhem altın vermeyi vadetmişti. «Şehname» İran tarihinden, İran’ın efsaneleşmiş çağlarından başlayıp Müslüman Araplar’ın ülkeyi işgaline kadar olan vakaları anlatır. Ozan bu eserini yazmak için senelerce çalışmıştır. 60.000 beyit tutan eserine karşılık, anlaşmaya gore, 60.000 dirhem altın alması gerekiyordu. Sadece, gene Firdevsî’nin anlattığına gore, Gazneli Mahmut, bazı sebepler ileri sürerek, bu parayı altın yerine gümüş olarak ödeyince Firdevsî, bunu kabul etmedi, alıp fakirlere dağıttı, küskün, kırgın, Tûs şehrine döndü. Sultan Mahmut, sonradan pişman olup, borcunu altın olarak yolladıysa da, ozan paraya kavuşamadan ölmüştü.
Şehname Türkler’de ilk kez Selçuklular devrinde görüldü. Osmanlı padişahları içinde şehnamecilik görevini ilk kuran Fâtih Sultan Mehmet‘tir. II. Selim devrinde göreve başlıyan Seyyid Lokman’ın «Hünername-i Al-i Osman» adlı şehnamesinin son aşama güzel ve sanatlı minyatürlerle süslü el yazması nüshası bugün Topkapı Müzesi kitaplığında bulunmaktadır.
YORUMLAR